Enver ERBİL / Köşe Yazarı

Aydın’a ilk geldiğimde yeni yapılmış Otogarıyla tanışmıştım.

Daha otobüsten iner inmez o sıcağı çökmüştü üzerime.

Ne kadar sıcak memleket nasıl dayanıyor bu insanlar diye düşünmeye başlamıştım.

Daha sonra havuzlu park karşıladı.

Hemen yanında tüm güzelliği ile Bey Cami duruyordu.

Aydın Büyükşehir Belediyesi çok güzel ve Aydın’a yakışır şekilde altın gibi parlıyordu.

İnsanların çok rahat ve sevecen tavırları hoşuma gitmişti doğrusu.

Genel olarak Aydın’a gelmeden önce aklımda olan Efeler diyarı kelimesi yavaş yavaş gördüklerimle oturuyordu.

Her şeyden önce Kuru İncirini ve Zeytinini merak etmiştim.

Burası Çok övülen adına sözler söylenen dağlarından yağ ovasından bal akan şehirdi.

Yüksek Lisans Eğitimim için geldiğim bu şirin Ege şehri her geçen gün beni daha da mutlu ediyordu.

 Yıllardır burada yaşıyorum.

Tabi ki olumsuz yanları eksik yönleri de var.

Ama her şeyden önce yaşamasını bilen birisi için ideal bir şehir.

İstediğiniz fiyat aralığında yaşayabileceğiniz mahalleleri yemek kültürünün kendine öz tatlarıyla muhteşem bir şehir Aydın.

 İlk geldiğimde salçalı tostundan, pidesine, yemeklerde kullanılan zeytinyağına kadar her şeyiyle çok sevdiğim bir şehir Aydın.

Sahilde bulunan ilçeleriyle turizm yönünden de gelişmiş.

Özellikle yaz aylarında Aydın halkının hemen hemen her haftasonu kaçtığı Kuşadası muhteşem bir turizm cenneti.

 İngiliz turistlerin ağırlıklı olduğu yolu Kuşadası’na  göre daha uzak olan Didim ilçesinin koylarına hayran kaldım.

Kısacası geldiğim ilk günden beri yollarıyla, yemekleriyle, turizm cennetleriyle beni mest eden bu koca şehire her Aydınlının sahip çıkması gerekmektedir.

Egenin bu güzel şehrinde yaşadığımız için hepimiz çok şanslıyız.

Enver ERBİL – Köşe Yazarı