• Aydın16 °C

Anıl KÖSEHANCI / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Anıl KÖSEHANCI / Köşe Yazarı

KARARTILAN ADALET

22 Ocak 2012 Pazar 22:55
Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun haince katledilmesinin üzerinden tam 19 yıl geçti.
 
Ne yazık ki ölümünün üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen cinayetin tam anlamıyla aydınlatılamamış olması büyük bir utanç kaynağıdır.
 
Keskin kalemiyle, dik duruşuyla ölümü dahi göze alarak; yalan ve talan düzenini hak sayanların yaratmış olduğu sömürü sisteminin karşısına dikildi.
 
Araştırmacı, özgürlükçü, Atatürk ilke ve devrimlerini savunan duruşundan hiçbir zaman ödün vermedi.
 
Gerçekleri söylerken asla tereddüt etmedi.
 
Din istismarcısı iktidarları, Köhneleşmiş devlet yapısını, Yabancı İstihbarat birimlerinin örgüt ilişkilerini ve gizlenmek istenen alçak pazarlıkları belgeleriyle gün yüzüne çıkarttı.
 
Emperyalist güçlerin Ortadoğu da ve topraklarımıza uygulamak istediği kanlı senaryoları, yaşadığı süreçte görüp bu gün yaşananları o tarihlerde kaleme aldı.
 
Bununla da sınırlı kalmayıp bu senaryoları gerçekleştiren taşeronları korkusuzca deşifre etti.
 
Mumcu Ulusal çıkarlarımız doğrultusunda yazdığı yazılarıyla ve katıldığı programlarla kamuoyunda bir çok konuda farkındalık yaratmayı başarmıştır.
 
Tüm bu ulusalcı çalışmaları Bir takım güç odaklarını rahatsız ediyordu.
 
Ve susturulması gerekiyordu.
 
Mumcu Vahşi Düzenin tekerine çomak soktuğu için sonunda haince öldürüldü.
 
Öldürülüşü de sıradan olmadı.
 
Suikast Profesyonellik gerektirecek şekilde bombalı saldırıyla gerçekleştirildi.
 
Suikast a bir başka noktadan bakacak olursak, Mumcu nun katledilişi aslında bir çok mesajı da bünyesinde barındırmaktadır.
 
Türkiye de araştırmacı gazeteciliğin en başarılı ismi olması nedeniyle göz dağı verilerek, gazetecinin araştırması gereken konulara da bir hudut çizilip, belirli bir çerçevede tutulmak istenmiştir .
 
Yazdığı yazılar birbirleriyle bağlantılı olarak incelenecek olursa Mumcu’nun neden öldürüldüğü açıkça anlaşılmaktadır.
 
Ancak görülmektedir ki bir takım güçler delillerin karartılması yoluyla Bu cinayeti unutturup, faili meçhul dosyalar arasına itmek istemektedir.
 
Ülkemizin ‘’Şeffaf, Demokratik ve Temiz Toplum’’ anlayışına kavuşmasında bu cinayetin ve birçok faili meçhul cinayetin aydınlatılması önem arz etmektedir.
 
Geçtiğimiz günlerde Dink davasında alınan kararı göz önünde bulundurarak açıkça ifade edebiliriz ki; Ne yazık ki geldiğimiz son noktada hala Türkiye de ‘’Şeffaflaşma ve Temiz Toplum’’ adına bir adım atılamadığı ortadadır.
 
Gerçekleşen suikastlar da hep Mesele Tetiği kimlerin çektiği ile sınırlı bırakılarak, azmettiren güç odaklarının üzerine tam anlamıyla gidilmemiştir.
 
Alınan bu kararlarda ve uygulanan yaptırımlarda bir art niyet aramamak elde değildir.
 
Sanki bir takım güçler bu cinayetlerin aydınlatılmasını istemiyor izlenimi uyandırılmaktadır.
 
Toplum vicdanını rahatlatmak ve bu cinayetleri aydınlatarak faillerini cezalandırmak devletin görevidir.
 
Yargının yanı sıra yasama organıyla da ciddi anlamda faili meçhullerin üzerine gidilmeli bu konuda gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
 
İKTİDAR GÜÇLER bilmelidir ki;
 
Bu cinayetlerin açıklığa kavuşturulmadan geçen her gün, Türkiye’deki Adalet kavramına kara bir leke olarak işlenmektedir.
 
Son olarak yazılarıyla ve düşünceleriyle bu günlere ışık tutan Başta Uğur Mumcu olmak üzere, Ahmet Taner KIŞLALI’YI, Necip HABLEMİTOĞLU’NU, Muammer AKSOY’U, Bahriye ÜÇOK’U ve haince katledilen diğer devrim şehitlerini de saygı ile anarım.
 
www.aydinozel.com Köşe Yazarı Anıl Kösehancı 
Bu yazı toplam 99343 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim