• Aydın16 °C

Kürşat KARACABEY / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Kürşat KARACABEY / Köşe Yazarı

YÖNETİMSEL NEZAKET, LİDER KARAKTERİDİR…

26 Ekim 2020 Pazartesi 01:49

Prof. Dr. Kürşad Karacabey 

Yaşamda, yazılı olmayan kuralları ‘gelenekler’ belirler.

Uzun bir yaşanmışlıktan damıtılan bu geleneklerin özünü görgü kuralları oluşturur.

İster sivil alanda ister kamusal alanda konulmuş kuralların dışında ilişki ve iletişimin geliştirilmesi, ahlaki bir norma bağlanması ve standardize edilmesini işte bu toplumsal kurallarla gerçekleştiririz.

Hoşgörü, tevazu, kibirden arınma, yardımseverlik, kim olursa olsun karşınızdakine kulak verme enginliği, saygı-sevgi, kalp kırmamaya özen gösterme, hak, adalet, vicdan gibi hasletler aynı zamanda millet olarak bizi bir arada tutan ortak manevi harcımızdır.

Özellikle içinden geçtiğimiz süreçte, “yöneten-yönetilen” ilişkisinde; iş barışı ve huzurunun sağlanması, motivasyon, yeni heyecanlar, odaklanma, uzun vadeli faydacı hedeflerin belirlenmesi, kolektif aklın oluşturulması, takım olabilme, başarıya kilitlenme, ‘ben’ yerine, ‘biz’ olabilmenin ne denli önemli olduğu gün gibi aşikardır.

Mesela, tarihe yön vermiş, ışık tutmuş yönetici ve liderlere asırlar önce nasıl davranmaları gerektiğini Şeyh Edebali, vasiyetinde adeta nakış gibi işleyerek şöyle anlatmıştır:

“Ey oğul, artık beysin!

Bundan sonra öfke bana, uysallık sana.

Gücenme bize, gönül alma sana.

Suçlamak bize, katlanmak sana.

Acizlik bize, hoş görmek sana.

Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.

Haksızlık bize, bağışlamak sana.

Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.

Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın

Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı

Allah yardımcın olsun”

Yönetici ve yönetimin birinci amacı Allah rızasını kazanmak olmalıdır, huzuru tesis etmek olmalıdır.

Bilge Kral Aliya; “İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önünde hesap verecektir” diyerek yöneticilerimizi uyarmaktadır.

Yöneticilerimizin kibir, ego ve kavgacı tutumlardan uzak durmak zorundadır. Yine Aliya İzzetbegoviç “Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar.” demiştir. Çünkü aslolan diyalogdur.

Yönetenin bu saydığımız hasletlerden ayrılması, yönetilene sevgisizliği ve tahammülsüzlüğü sonucu ortaya çıkan şiddet ve tehdit dili devletin diğer kurumlarını da sardı.

Liderlerin etrafında oluşturulan çember, yalandan bir dünya oluşturduğu için devletin temel dinamiklerini ciddi anlamda sarsamaya başladı.

Nitelikli bir yönetim için tüm uyarılara rağmen her şeyi toz pembe görmeye ve aksini düşünen herkesi düşman, hasım, bir tehdit unsuru olarak algılamaya ve algılatmaya başlayan yönetici bir de baskı ve psikolojik yıldırma ile davranmaya başlamış ise yozlaşma ve çürüme derinlik kazanmış demektir.

Ülkede ve kurumlarda huzur ve başarı istiyorsanız, kendinizle barışın tehdit ve nefret dilini kullanmayı bırakın.

Her şeyin düzeldiğini ve halkın mutlu olduğunu göreceksiniz.

Bu milletin kucaklaşmaya ve sevgi diline ihtiyacı var bilin istedim.

Aşık Veysel’in doğum gününde onu rahmet ile anarak ona ait bir söz ile yazıma son vermek istiyorum.

"Madem görüyorsunuz, o halde hoşgörün."

Yoksa Cumhurbaşkanımız Erdoğan, size klasik ama son dönemin en değerli kelimeleri ile bunu hatırlatacaktır!

Diyecektir ki; “…Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, ağızları var konuşmuyorlar…”

Lao Tzu da oradan ekliyor: İnsanlara liderlik etmek istiyorsanız, onlarla birlikte yürüyün…

Bu yazı toplam 29432 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim