Cemal Aydın ÖZPOLAT / Köşe Yazarı

23 Nisan 1920'de TBMM kuruldu...
1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırıldı...
29 Ekim 1923'te Cumhuriyet kuruldu...
3 Mart 1924 Hilafet kaldırıldı...
7 Ocak 1946'da DP kurulmasıyla çok partili sisteme geçildi...
Günler ayları,
Aylar yılları takip etti...
Bugünlere geldik...
Artık, 2015 Türkiyesindeyiz.
Bugüne kadar; 
Cumhuriyet Halk Partili, Demokrat Partili, Adalet Partili, Anavatan Partili Hükümetler gördük.
Koalisyon Hükümetleri ile tanıştık.
Askeri yada Sivil Muhtıralar duyduk, okuduk ve tanık olduk.
Darbe Hükümetleriyle karşılaştık...
Demokrasinin sekteye uğradığı günler de oldu, 
Demokratik Tam Bağımsız Türkiye diye haykırdığımız günlerde...
Onlarca Başbakanımız oldu... 

İsmet İNÖNÜ, Celal BAYAR, Rüştü SARAÇOĞLU, Recep PEKER, Adnan MENDERES, Süleyman DEMİREL, Nihat ERİM, Naim TALU, Bülent ECEVİT, Bülent ULUSU, Turgut ÖZAL, Yıldırım AKBULUT, Mesut YILMAZ, Necmettin ERBAKAN, Tansu ÇİLLER, Recep Tayyip ERDOĞAN ve daha niceleri.. 

Hepsi ama hepsi bu Ülkenin Başbakanlığından gelip geçtiler...
Onları iktidara biz taşıdık, biz oy verdik, biz seçtik...
Hepsinin de bu Ülkeye olumlu katkıları olmuştur.
Bugün 2015 Türkiyesindeyiz...
Ak Partili bir Hükümetimiz var.
Hizmetten yana bir sıkıntımız yok.
Yapılan ve düşünülen yatırımlara da bir diyeceğimiz yok.
Başbakan DAVUTOĞLU'uyla da bir sorunumuz yok, bir problemimiz ise hiç yok.
Ancak; 
Eski günlerde inanılması zor olaylara sanki alışmak üzereyiz.
Öyle konularla karşılaşıyoruz, öylesine olumsuz olaylar yaşıyoruz ki bunlardan da söz etmeden geçemiyorum.
Belki bireysel vakıa olarak görülebilir ama o bireylerinde toplumu oluşturduğu, o şahıslarında bu toplumun bir ferdi olduğunu unutmamak gerekir.
Eğer bu Memlekette bir Kamu Dairesine işiniz düştüğünüzde Problemli bir işinizi çözmek ile ilgili yetkilinin, bu sorunu halledebilmeniz için Parti yönetiminden Kurumumuzdan sorumlu yöneticinin araması gerektiğini söyler ise...
Aynı sorunu çözmek için aynı kurumdan başka bir yetkilinin yanına gittiğinizde, size "Allah'ın 101 gücü" kitabını elde etmenizi ve o kitaptan olması zor problemleri çözmek için yazılmış bir Dua'yı okumanızı ve o Dua okunduktan sonra sorunun ancak çözülebileceğini söyler ise...
Bu karşılaştığımız olaylara sözün bittiği yer mi denir ? Yoksa başka bir şey mi denir ? 
Size bırakıyorum...
"Deveni önce sağlam kazığa bağla, ondan sonra Allah'a emanet et" diyen bir Peygambere sahibiz...
Yaşanan olay Peygamberimizin sözü ile de tezat teşkil etmiyor mu ?
Geçmiş hiç bir Hükümet döneminde karşılaşmadığımız olaylarla bu dönemde sıkça karşılaşılması gelecekte toplumumuzu olumsuz etkileyeceği kanısı,

Sizce de doğru bir Kanaat değil midir ?