Coşkun IRMAK / Köşe Yazarı

 

Yani bir bakıma görev alanları içinde niye bu görevi yaptınızın sorgulanması idi.

 

Herkes ama herkes eğer hukuksuzluk yapıyorsa ve sınırlarını aşıyorsa kim olduğuna bakılmaksızın yargı önüne çıkmalıdır, demokrat olan hiç kimsenin buna itirazı olamaz bizimde tabiki yok.

 

Ancak eğer ülke gündemini önyargılarımızdan uzak ve ideolojik kalıpların dışında objektif olarak takip edebiliyorsak bu olayın şifrelerinide gayet basit olarak çözebiliriz.

 

Ülkemiz 1984'den buna terör belasının tuzağında ve koşmaması için ayağına pranga vurulmuş vaziyette.

 

Ciddi ve bilimsel yapılan bir araştırmaya göre;1984 - 2009 yılları arasında 6520 si polis, asker, korucu bu uğurda şehit olmuş.

 

300 Milyar dolar gibi çok yüksek bir meblağı terörün önlenmesi için harcamışız.

 

Eğer bu parayı ülke ekonomisi için harcayabilseydik bugün dünyanın 7. büyük ekonomisine sahip bir ülke konumunda olacaktık.

 

Bu bile başımızdaki terör belasının ne denli  en öncelikli bir sorun olduğunu ve bir an önce çözülmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

 

Kuşkusuz bu sorunun çözümü için her hükümet uğraş verdi, derin devletin içindeki bir gurubun tek yol sorunun sadece silahlı mücadele ile çözüleceği inancı ile 30 yıla yakındır sorun çözülemediği gibi kronikleşti ve büyüdü.

 

Hiç bir ülke buna benzer sorunlarını sadece silahlı mücadele ile çözememiştir.

 

Kaldıki bizdeki terör örgütünün dış destegi olmadığını söylemek ve bu desteksiz ayakta kalabildiğine inanmak en hafif deyimi ile akılsızlıktır.

 

Türkiye'nin güçlendiği, demokratikleşme hamlelerine hız verdiği, özellikle çevresinde ve dünyadaki siyasi gelişmelerde söz sahibi olduğu süreçde terörün artış hızına  bakılırsa dış desteğin olduğu kolayca anlaşılacaktır.

 

İlk defa bir hükümet çok ciddi olarak bu konunun sadece silahla değil, silahlı mücadelenin yanında bölge halkının desteğinide alarak ; terörü besleyen sebeplerin tek tek ortadan kaldırırlması ile çözüme kavuşturulacağı konusunda çok güçlü bir irade ortaya koymuş ve MİT de dahil olmak üzere devletin tüm dinamiklerini harekete geçirmiştir.

 

Bu derin devletin içinde yapılanmış ve hala çok güçlü olan yapıların işine gelmemiştir.

 

Çok iyi niyetle başlatılmış acılım başta Sn. Başbakanıda şaşırtacak şekilde Haburda gizli eller tarafından provake edilmiştir.

 

Bu gizli eller daha sonra Çukurca, Uluderede ortaya çıkmış ve aynı şeyleri yapmışlardır.

 

Bu hafta yaşadığımız MİT olayınıda bunun dışında tutmak saflıktır.

 

Aslında ifadeye çağrılan İsrailin istemediği müsteşar değil bu sorunu çözeceği görülen milli iradedir.

 

Neyseki bu irade 27 Nisandaki o dik duruşunu bu olayda  da göstemiş Müsteşara sahip çıkmış ve gereği için milletin meclisini harekete geçirmiştir.

 

Bu olay bir daha Tayyip ERDOĞAN ve Abdullah GÜL ikilisinin niye bu kadar sevildiğini ve hala alternatiflerinin olmadığını göstermiştir ALLAH sizlere sağlık versin bu milletin hizmetinden ayırmasın.

 

BU MİLLET SİZİ SEVİYOR DİKLEŞMEDEN DİK DURAN ADAMLAR.

 

www.aydinozel.com Köşe Yazarı F. Coşkun IRMAK