• Aydın17 °C

Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN NEDEN RAHATSIZLIK DUYULUYOR?

24 Mart 2010 Çarşamba 03:03

Bekir YÖRÜKOĞLU

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN NEDEN RAHATSIZLIK DUYULUYOR?”

            Ak Parti grubu beklenen anayasa değişikliği paketini kamuoyuna açıkladı.Yirmi altı maddelik değişiklik içeren paket ağırlıklı olarak, askeri ve yargı alanındaki düzenlemeleri kapsıyor. Bazı siyaset bilimcilere göre, anayasanın en önemli maddeleri değişikliğe uğruyor. Muhalefet kanadını rahatsızlık eden husus kendilerince ellerindeki kozların bir bir kayıp gitmesi korkusu olsa gerektir ki, hiç vakit kaybetmeden anayasa değişikliğine karşı çıktılar.

            Tarihimizde yapılan anayasalara bir göz atacak olursak:

            İlk anayasa 1876 yılında ilan edildi.Kanuni Esasi, Osmanlı İmparatorluğu’nda ilan edilen ilk anayasadır. Padişahın tek taraflı iradesiyle yapılmıştır. Bulgaristan’ın ıslahatı meselesi anayasanın ilanında büyük rol oynamıştır. 1876 Anayasası  Fransız, Belçika ve Prusya anayasaları örnek alınarak yapılmıştı.

Diğer bir anayasa 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile başlamıştır. Kanuni Esasi'nin yeniden yürürlüğe girmesi, içerdeki ve dışardaki tepkilerin zorlamasıyla gerçekleşmiştir. Özellikle Makedonya meselesi İkinci Meşrutiyetin ilan edilmesini ve Kanun-i Esasi'nin yeniden yürürlüğe girmesini zorlamıştır. Cemiyeti Mahsusa adındaki bir kurul tarafından hazırlanan Kanun-i Esasi Bakanlar Kurulu'ndan geçtikten sonra Sultan Abdulhamit tarafından kabul ve ilan edilmişti. Bu iki anayasada fermanla ilan edilmişlerdir. Bunlara kısaca ferman anayasaları denmektedir.

1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu: “Egemenliğin Kayıtsız Koşulsuz Millete Ait Olduğu” ilkesi ilk kez bu anayasada ifade edilmiştir.

            1924 Anayasası: Bu anayasada Türkiye Devleti’nin Cumhuriyet olduğu, egemenliğin kayıtsız koşulsuz millete ait olduğu, TBMM’nin ulusun tek ve gerçek temsilcisi olduğu ve egemenliğini TBMM eliyle kullanacağını belirtmiştir.

1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile 1924 Anayasası olağanüstü şartların sonucunda hazırlanmışlardı. 1921 ve 1924 Anayasaları her ne kadar Meclisler tarafından yapılmış olsa bile olağanüstü şartların bir ürünüydü. İlkinde bir kurtuluş savaş veriliyordu, ikincisinde ise Cumhuriyet yeni kurulmuştu.

            1961 Anayasası: Eski anayasalara göre, anayasa hukukumuza yenilikler getirmiş olmasına karşın, TBMM’nin artık egemenliğin tek ve gerçek temsilcisi olmadığı, milletin egemenliğini ‘Yetkili organlar eliyle’ kullanacağı sistemini getirmiştir.

            12 Eylül Anayasası: 12 Eylül 1980’de yönetime el koyan ‘Milli Güvenlik Kurulu’nun kararı ile oluşturulan bir ‘Kurucu Meclis’ tarafından hazırlanmış ve propaganda yasakları altında 1982’de halkoyuna sunulmuş ve kabul edildiği açıklanmıştır.

1961 ve 1982 Anayasaları  askeri darbe dönemlerinin ürünüdürler.

            Bu kısa açıklama, Türkiye’de anayasaların kimler tarafından yapıldığına çok açık bir örnek olsa gerektir. Demekki bugüne kadar sivil anayasa hiçbir zaman yapılamamış.

Zaten 12 Eylül askeri idaresinin 1983 seçimleriyle yerini sivil bir hükümete bırakmasından itibaren sivil anayasa tartışması başladı, hâlâda tartışılıyor. Siyasi partilerimiz başta olmak üzere, toplumun büyük bir çoğunluğu bu anayasa değişmelidir görüşünü sürekli olarak dillendirdiler.

Şimdi anayasanın tamamı olmasada bir kısmı sivil bir iktidar tarafından değiştirilmek isteniyor.Yamalı bohçaya dönüşen mevcut anayasa artık ihtiyaçlara cevap veremez oldu. Hem iktidar hemde muhalefet evet bu anayasa değişmelidir diyorlar ama bir türlü uzlaşma sağlayamıyorlar. Uzlaşmadan kaçan taraf iktidar mı yoksa muhalefet mi? her şey göz önünde cereyan ediyor.

Taslağın ayrıntılarına göz attığımızda;- Memura toplu sözleşme hakkı getiriliyor. -Siyasi partilerin kapatılması zorlaştırılıyor. Siyasi yasaklar 5 yıldan 3 yıla indiriliyor.- Askere sivil yargı yolu açılıyor.- Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değişiyor. Üyeler 12 yıl için seçilecek. Bir üye iki defa seçilemeyecek. Mahkeme, 19 üyeden oluşacak.  3 üye Meclis, 16 üye Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek.- HSYK’nın yapısı değişiyor. Kurulun 21 asıl, 10 yedek üyesi olacak. 4 üye Köşk, 1 üye Anayasa Mahkemesi, 3 üye Yargıtay, 1 üye Danıştay, 7 üye adli, 3 üye idari hakim ve savcılar seçecek. HSYK'nın meslekten ihraç kararına yargı yolu açılıyor.- Geçici 15. madde kaldırılıyor. 12 Eylül'e yargı yolu açılıyor. Görüldüğü gibi değişiklik paketi demokrasiyi geliştirici maddeler içermektedir.

Burada anayasa değişikliğine karşı çıkanlar büyük bir vebal altındadırlar.Hem mevcut anayasadan rahatsızlık duyacaksın hemde anayasayı değiştirtmemek için ne gerekiyorsa yapacaksın. Bu ne biçim bir zihniyet, bu ne biçim demokrasi anlayışıdır anlamak mümkündeğildir.Üstelik Anayasa değişikliğini iktidar partisi hazırladı diye karşı çıkarak 1982 anayasasına sahiplenmeye çalışmak tarihin hiçde affetmeyeceği bir durumdur. Halkımızın muhalefet partilerinden beklentisi; evet anayasayı değiştirelim, hemde tamamını değiştirelim.Bir araya gelelim yeni bir anayasayı derhal yapalım demeleridir.İktidarın sunduğu uzlaşı arayışına katkıda bulunmalarıdır.

İktidar partisi, toplumun taleplerini dikkate alarak bir girişimde bulundu. Bu girişimi sekteye uğratacak herhangi bir gelişmeye meydan vermemek için ne gerekiyorsa onu yapmalıdır. İşin peşini bırakmadan sonuna kadar gitmelidir.Anayasa değişikliği kaçınılmaz olmuştur.Cemeresini halkımız çekmemelidir.

Bu yazı toplam 815 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim