Mustafa ÇAKIR / Köşe Yazarı

Ülkemizin ve bölgemizin güzide hizmet kuruluşu AYDEM EDAŞ’da son zamanlarda keyfilik aldı yürüdü. Bazı personeller burunlarından kıl aldırmıyorlar. Telefonlara çıkmıyorlar, Dilekçelere cevap alınamıyor. Dilekçe ile yapılan müracaatlar Başbakanlık genelgesi çerçevesinde 15 gün içinde cevaplandırılması gerekirken, yine  İSO belgeli kuruluşlarda hizmet kalitesi yönünden 10-15 günde cevap verilmesi gerekirken, maalesef bazılarının müracaatları aylarca bekletiliyor. Cevap bile verilmiyor. Akıbetini araştırmak için gittiğinizde karşınızda muhatap bulamıyorsunuz. İlgiliyi cep telefonunu güç bela tespit edip ulaşmak isterseniz bu sefer de telefona cevap vermiyor. Hasbelkader bir şekilde yakalayacak olursanız surat iki karış; işim çok, bu hafta bakamam, ben baktığım zaman cevabını veririm, türünden cevaplar veriliyor.

Beyler yoruldunuz mu, yoksa bu görevi yapmak mı istemiyorsunuz. Yoksa bir açılım mı aramaktasınız. Bu memlekette işi elektrik mesleğini icra etmek olan ve ekmeğini bu sayede kazanan insanları hiç mi düşünmüyorsunuz. Siz bu insanların önünü açmaz iseniz bu insanlar ekmeğini nerden kazanacak. Sizin maaşınızı bir ay verilmediğini düşünün bir kere. Bu ne keşmekeşliktir,  Allah aşkına. Yoksa savcılara karakollara şikayete mi gitsin bu insanlar.  Bıktık artık, gına geldi bu keyfiliklerden diyenlere, yüzünüzü bakmayı telefonunuzu aramaya cesaret edemeyen insanların derdine çare olacak bu keyfiliğe dur diyecek birisi yok mu Allah aşkına.

Dün Şirket’e beni tekrar almadılar diye, neredeyse kara tasalara düşenler, Şirkette göreve başladıktan sonra özel iş takipçiliğine soyunanlar, iş sahiplerinden farklı talepte bulunanlar, adam kayıranlar, görevi başında bazılarının işine derhal cevap verip önünü açanlar, bazılarının işine aylarca savsaklayıp iş almasını ve piyasadan silinmesini sağlayanlar, yaptığınız işin rekabet kurallarına ters düştüğünü biliyor musunuz. Siz kimsiniz ne yaptığınızı sanıyorsunuz arkadaşlar. Şirkete geçilmiş bile olsa, yaptığınız hizmetin bir kamu hizmeti olduğunu nasıl olurda idrak edemezsiniz. Bu tür sebeplerden kaynaklanan olaylar dolaysıyla yüce mahkemelerce şirket lisansı iptal edilen şirketleri hatırlamıyormusunuz. Yaptığınız işin ekmeğini yediğiniz şirketin ne kadar aleyhinde olduğunun farkında değilmisiniz. Bu insanlara dağdan gelme yol bilmezler mi sanıyorsunuz.

Kısacası ben sizlerin içinden çıkmış birçoklarınızın amirliğini yapmış bir abiniz olduğumu hepinizde bilirsiniz. Geç kalmadan halinizi çeki düzen verin. Bizi siyaset sökmez, artık biz şirketiz gidin şikayetinizi bildiğiniz yere yapın mantığının şirketinize zarar vermekte olduğunu nasıl idrak etmezsiniz. Peki siz anlamıyorsanız İl Müdürü sayın Ahmet Arı: sizde mi bu konulara bu mantıkla bakıyorsunuz. AYDEM’in çalışkan Genel Müdürü Sayın Mesut Güzel kardeşim, sizin bu konulardaki hassasiyetiniz çok yakından bilen bir dostunuz olarak dikkatinize arz ediyorum.

Buradan kamu görevimi yerine getirip, uyarı görevimi yapıyorum. En kısa zamanda bu hususların düzeltilmesi için ilgilileri uyarıyorum. Lütfen konulara deşifre edip belgeleri ile birlikte şikayet konusu olaylara ortaya dökmeye mecbur bırakmayın. Yoksa bu konunun sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket edilerek taki yargıya kadar uzanacak yolun kapısı açılmasın. Zamanında ben çok yaşadım bu olayları. Çok ciddi acıtıyor bilesiniz. Kalın sağlıcakla...

www.aydinozel.com Köşe Yazarı MUSTAFA ÇAKIR