Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

Bekir YÖRÜKOĞLU

“AYDIN CHP TABANININ ÇIKMAZI ”

            CHP, Genel Başkan Deniz Baykal’ın istifası ile büyük bir sarsıntı yaşıyor. Üyeler dahil olmak üzere tüm seçmen kesiminde şimdi ne olacak sorusu kafalarda şimşek gibi çakmış vaziyette. Konu sadece bu sorunun cevabını bulmakla kapanmıyor. Gelecekte CHP yi neler bekliyor, Baykal’ı tekrar genel başkan seçersek durumu toplaya bilir mi? veyahutta Baykal’ın yerine işaret ettiği kişi genel başkan koltuğuna oturursa CHP yi dirilte bilir mi? CHP yi iktidara taşıyabilirmi?.. gibi pek çok soru cevaplandırılmak üzere bekliyor.

            Baykal’ın yaşadığı elim olay; kişisel eksende düşünüldüğünde ızdırap verici, kabullenilmesi imkansız bir olay olarak algılanabilir. İnsan oğlu günah işlemeye meyillidir.Hata yapabilir. İlginç olan durum ise; Aktörlerin açıklamalarında biz birlikte böyle bir halt etmedik diyememeleridir. Bunun aksine komplo teorileri üretme girişiminde bulunmalarıdır. Önceleri sorumlu olarak sayın Sarıgül’ü suçlamaları bu tutmayıncada bu kez siyasi iktidarı komplo yapmakla itham etmeleridir.

            Türkiyede siyasetciler her zaman halkın takibatı altındadırlar. Siyasetcinin söylediği her söz, yaptığı her iş, özel hayatı dahil olmak üzere A dan Z ye her şeyi her zaman sorgulanagelmiştir. Öteden beri bizdeki anlayış budur. Siyasetcilerin özel hayatı, mahremiyeti,yediği içtiği, ... mutlaka dikkatle takip edilmiş ve bundan sonrada takip edilecektir.

            Baykal’la ilgili görüntülere gelince, bu görüntüleri çekenler, piyasaya servis edenler kimlerdir? Ne umdular ? İstedikleri  sonucu aldılar mı veya alabilecekler mi? Servis olayı parti içinden mi gelmektedir, uluslar arası boyutu var mıdır?... gibi pek çok sorulu cevaplı senaryolar üretile bilir. Bu işin çok su götürür  boyutu vardır ve senaryolar bitmez…

            Her ne olursa olsun ok yaydan çıkmıştır. CHP tarihinin en zor anlarından birisini yaşıyor. Kendilerince iktidara en yakın aday oldukları bir dönemde böylesine bir olayın gelişmesi her şeyi alt üst etti. Kapatılması mümkün olmayan ve dalga dalga yayılacak olan bir yara aldılar.

            CHP seçmeni çok tedirgin ve bu tedirginlik beraberinde partiden soğumayıda tetikliyor. Görüştüğümüz pek çok CHP ye oy vermiş dostlarımız, bundan sonra her şey bitmiştir. Umutlarımız ve verdiğimiz oylar heba olmuştur. Bundan sonra CHP ye oy vermem mümkün değildir diyerek noktayı koymaya başlamışlardır.

            Bu dostlarımıza çözüm nedir diye sorduğumuzda ise, Baykal veya işaret edeceği kişi genel başkan olsa dahi, bu olayda Baykal aklanmadığı sürece CHP nin inişini kimse durduramaz. Üstelik aklansa dahi inandırıcılığı artık ortadan kalkmıştır. Başlangıçta doğru bir açıklama yapmalıydı.Diyerek serzenişlerini ifade ediyorlar.

            Peki sayın Baykal mağdur rolune soyunduğunda, ajitasyon edebiyatı ile kamuoyunun önüne çıkarsa ve tüm teşkilatda arkasında olursa bu politika tutar mı? Diye sorduğumuzda ise; Bu senarya öncekinden dahada tehlikeli olur, battıkca batar,hiç boşuna uğraşmasın bu yortayı halkımız yutmaz artık, sonun başlangıcı geldi. Şu andaki tüm söylemler bizi dahada içinden çıkılması imkansız ortamlara sürükler. Diye devam ediyorlar.

            Bu işin çözüm yolu yok mu? hem tarafları hemde partiyi rahatlatacak bir açıklama bulunamaz mı? diye sorduğumuzda ise; çok geçde olsa elbette var. Nedir o? Cevap olarak, şayet böyle bir cürüm işlendiyse; her iki tarafta açıkca, biz nefsimize uyarak böyle bir yanlış iş yaptık, hatalarımızı kabul ediyoruz ve tüm halkımızdan özür diliyoruz, bir dahada böyle bir halt işlemeyeceğiz demeleri, hem tarafları hemde CHP yi zan altından kurtaracaktır. Sayın Baykal bunu der mi? Yaptıysa demek zorunda… Yapmadıysa… o zaman neden istifa etti? Ben ne bileyim.

            Görüldüğü kadarıyla Aydın CHP tabanı, üst kurulların Baykal’ı destekleyici girişimlerde bulunmalarına rağmen, Baykal’dan yana tavır konmasını için için hazmedememektedirler. Hem referandumda hemde yaklaşan genel seçimlerde CHP nin geliştireceği politikaları benimsemeleri imkansız gibi.

            Özellikle Mağduriyet ve ajitasyon ekseninde geliştirecekleri politikaların halkımız tarafından benimsenmesi mümkün gözükmemektedir. Çıkar yol ise; Baykal’ın kendisinin aday olmaması, hiç kimseyi işaret etmemesi, kongreye katılmadan herkes aday olabilir diyerek siyasetten çekilmesidir. Başka bir üçüncü yol CHP nin inişini, merkez sağdan gelen oyların gidişini ve yeni bir sol oluşumunun ortaya çıkmasını engelleyemeyecektir. Üstelik bölünme kaçınılmazdır.