• Aydın17 °C

Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

AYDIN ŞEHİDİMİZE AĞLIYOR

21 Haziran 2010 Pazartesi 03:20

“AYDIN ŞEHİDİMİZE AĞLIYOR”

Cumartesi günü Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde Tekeli Sınır Taburu’na bağlı olarak Mezargediği tepesine kurulan jandarma ve komandolardan oluşan 500 kişilik seyyar askeri birliğe PKK’lılar tarafından roketatar ve ağır silahlarla baskın düzenlendi. Gece başlayıp, sabaha kadar süren saldırıda dokuz asker şehit düştü, dördü ağır 14 asker de yaralandı. Saldırının ardından başlatılan operasyonda mayına basan iki asker daha şehit oldu. Böylece şehit düşen asker sayısı 11’a yükseldi. Saldırı sırasında 19 PKK’lı da öldürüldü.

Şehitlerden bir taneside Aydınlı. Terörist saldırıda şehit olan Piyade Er Mehmet Ali Tosun için Aydın'da düzenlenen törende binlerce kişi teröre lanet yağdırdı. Bey Camii önünü ve istasyon meydanını saatler öncesinden dolduran binlerce kişi ellerinde Türk bayraklıyla sloganlar atarak terörü lanetledi.

Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet yakınlarınada sabr-ı cemil diliyoruz.

Bizim törelerimizde cenaze namazı esnasında alkışlama yapılmaz, siyasi sloganlar atılmaz. Bu hem ayıptır hemde cenazeye saygısızlıktır. Ama bir takım kişiler, her zamanki alışkanlıklarını yineleyerek kan üzerinden siyaset yapmaya devam etmek suretiyle  ne saygı nede edep sınırlarını tanımadılar. Üstelik daha namaz esnasında “hükümet istifa” naraları atarak orada bulunan halk çoğunluğunun tepkisini çektiler. Halkımız üzülmüştür.

Son zamanlarda PKK, eylemlerini arttırdı. Giderek artan şehit sayısının sorumlusu muhalefetin söylediği gibi AK Parti iktidarı mı? Eğer öyleyse görev başındaki siyasetçiler, elbette mesuliyet taşır ve bunun hesabını da sandıkta mutlaka verirler. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Bu terör dalgası, daha önce yaşananlardan farklılık arz ediyor. Daha da açıkcası, PKK, geçmiştekinden çok daha farklı bir hedefle hareket etmeye başladı.

200 tane PKK lı hiçbir engele takılmadan, hiçbir istihbarata yakalanmadan elini kolunu sallaya sallaya ülke sınırlarına girerek bir askeri birliğe saldırı gerçekleştire biliyor. Bu olay öyle üstü örtülüp geçiştirilebilecek bir olay değildir. Ülke bütçesinin büyük bir çoğunluğunu harcama yetkisine sahip, her türlü teknik donanıma sahip bir orduda bu sızmaları önceden görememek, gerekli tedbirleri almayarak büyük bir kıyıma neden olmak affedilir gibi değildir. Şehit olan askerlerimizin yakınları bu soruyu yetkililere sormaktadırlar.

Öncelikle Genel Kurmay Başkanımıza; bir istihbarat zafiyeti varmıdır? Sorumlu komutanlar görevini yapmışlarmıdır? Önceden tedbir alabilirlermiydi? Bu kadar zayiat vermeden şiddetli bir karşı koymayla terörüstler etkisizleştirile bilirmiydi?...gibi daha pek çok soru sorula bilir. Bütün bu soruların gerekli cevaplarını almak tüm vatandaşlarımızın beklentisidir.

Sadece Genel Kurmay Başkanlığı değil siyasi iradede bu kıyımın hesabını mutlaka sormalı, gerekli araştırmaları ne pahasına olursa olsun yapmalıdır. Şayet sorumluları varsa onları ortaya çıkartıp gerekli cezalarıda verdirmelidir. Bu saldırının diyeti mutlaka ödettirilmelidir.

Öbür taraftan dikkat çeken husus, Türkiye’nin İran sorununda oynadığı kritik rol, İsrail’le yaşanan büyük kriz, ABD ile ilişkilerde gelinen nokta ve hepsinden önemlisi Ankara’nın bölgesinde yükselen gücüyle doğrudan bağlantısı olan bir eylem planı devrede.

Burada kritik olan bir başka nokta, artan terör olayları karşısında demokratik açılım sürecinin devam edip etmeyeceği konusudur. Davutoğlu, terörle mücadele ederken özgürlükleri kısıtlamanın doğru olmayacağına işaret ederek, “Demokratik açılım, Türkiye’nin her alanda ihtiyaç duyduğu bir kardeşlik projesidir. Terörle mücadele kapsamında güvenlik alanındakgi zaafları ortadan kaldırırken özgürlük alanını daraltmamak gerekir. Bu konuda kararlıyız” açıklamasıda hükümetin doğru yolda olduğunu göstermektedir.

Şu andan itibaren hükümetin önceliği; Sivil toplum kuruluşlarından askerlere, BDP’den MHP’ye ve yeni CHP’ye kadar herkesle açılım sürecini yeniden ele almak olmalıdır. Açılım sürecinin bir ‘devlet politikası’na dönüştürülmesi için hala zaman var. Yeter ki ortaya çıkan şu terör dalgası,umutları boğmasın.Radikal siyasi kararlar aldırmasın.

Bu yazı toplam 878 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim