Aydın'da 5 Kişiden 1'i Soruşturmalık

Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada; Bilindiği üzere 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta yaşanan katliamda 33 gencin ölmesi sonrası, yaşam hakkına yönelik bu vahşeti kınamak ve duyarlılık göstermek için tüm Türkiye'de olduğu gibi Aydın'da da 21 Temmuz günü aralarında DISK, KESK, Aydın Tabip Odası, CHP, ÖDP, EMEP, HDP, İHD, Birleşik Haziran Hareketi, HTKP, Alevi Bileşen' lerinin de olduğu "Emek, Demokrasi ve Barış Platformu" çağrısı ve yaklaşık 300 kişinin katılımı ile Adnan Menderes Bulvarında yürüyüş ve bilahare Aydın Kent Meydanında basın  açıklaması yapılmış ve bu olay  protesto edilmiştir. Yürüyüş ve basın açıklaması sırasında her hangi bir şiddet ve taşkınlık olayı, polis müdahalesi yaşanmamıştır. Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve ildeki bazı siyasi partilerin katılımı ile gerek Anayasa'nın "fikirleri örgütlü bir şekilde açıklama hürriyeti", gerekse de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun "Herkes önceden izin almadan gösteri-yürüyüş yapabilir" ilkelerine rağmen yapılan basın açıklaması soruşturma konusu olmuştur denildi.

Protesto yürüyüşüne ve basın  açıklamasına katılan aralarında Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın'ın da yer aldığı, çoğunluğunu oda-sendika yöneticilerinin ve başkanlarının oluşturduğu 59 kişi(protesto yürüyüşüne katılan 5 kişiden 1'i) hakkında Aydın Cumhuriyet Savcılığı tarafından izinsiz yürüyüş yapmak ve hakaret içeren slogan atmak iddia ve suçlaması ile soruşturma başlatılmıştır. Bağlı bulundukları oda ve sendikaların çağrısı ile basın açıklamasına katılan kamu personeline basın açıklamasında atılan slogan ya da dövizler suçlama konusu yapılmıştır.

Bu olayla son zamanlarda ülkemizde giderek artan ölümlere, yargısız infazlara, insan hakları ihlallerine dikkat çeken, barış ve özgürlük talebi ifade eden demokratik kitle örgütlerinin baskı altına alınmaya çalışıldığı ve emekçilerin soruşturma tehdidi ile sindirilmeye çalışıldığını görülmektedir. Cumhuriyet Savcılığının ülkede yaşanan kaos ortamını, demokratik ve örgütlü sendikal mücadeleye yönelterek, ilimize bu şekilde taşımasını kabul etmiyor en kısa sürede bu yanlışın düzeltilmesinin gerektiğini talep ediyoruz.

Bu çatışmalı süreci,  şiddet sarmalını, ölümleri, kabul etmeyen; onurlu bir karşı duruşla kamuoyuyla paylaşarak barış dilini hâkim kılmaya çalışan emekçilerin sesinin kısılmaya çalışılması iktidarın çare üretmedeki yetersizliğinin bir sonucudur. Suruç katliamını protesto eden Aydın Emek, Demokrasi ve Barış Platformu Üyelerine başlatılan soruşturma maalesef sadece Aydın'la sınırlı kalmayıp tüm Türkiye'ye sirayet edecek şekilde adeta "sürek avı" na dönmüştür. Bu soruşturmalar sırası ise Ağrı ilinde olduğu gibi adeta linç girişimleri yaşanmaktadır. Ağrı ilinde Suruç katliamını protesto eden aralarında Ağrı Tabip Odası başkanı Dr. Ulaş Yılmaz'ın ve KESK yöneticilerinin de bulunduğu 13 kişi, haklarında başlatılan soruşturma sonuçlanmadan Ağrı Valiliği tarafından  görevlerinden uzaklaştırılmış, bazıları ise görevlerinden alınmışlardır.

Türkiye'de ki savaş ortamı toplumun kanayan  yarasıdır ve günlük yaşamın her alanını sekteye uğratmaktadır. Yaşanan tüm bu acılara rağmen Türkiye'deki emekçi arkadaşlarımızın örgütlü oldukları meslek odaları ve sendikalarla birlikte "Suruç katliamını" kınadıkları için soruşturmaya tabi tutulmaları örgütlenme, çalışma yaşamı ve fikir ifade etme ve eleştiri özgürlüklerine müdahaledir. Aydın'da ki demokratik kitle örgütlerinin, meslek odası ve sendika üyelerinin bu onurlu duruşları ile soruşturmalık olmaları hukuki ve vicdani bir karar değildir.

Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada; Bizler demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve sendikalar olarak iktidarın hoyratça yaklaşımlarına hayatın her alanda örgütlü bir şekilde karşı duracağımızı, çalışma yaşamı, insan hakları ihlali, yaşam hakkına yönelik yanlışlıkları haykırmaya devam edeceğimizi ifade ediyor, tüm  soruşturulmaların acilen geri çekilmesini talep ediyoruz denildi.