Cemal Aydın ÖZPOLAT / Köşe Yazarı

Yağcılık bazılarının mayasında, bazılarının tabiatında, köşe başını tutanların ise yanıbaşında.

'Canım Yağcılık Kötü Birşey mi ? Bizim yağcı Barış bu işten çok güzel para kazandı' diyebilirsiniz. Ama bizim sözümüz o yağcılara değil, diğer yağcılara ...

Şimdi diyeceksiniz 'yağcılıktan kim ölmüş' Doğru kimse ölmemiş ama koltuklarından olmuşlar, göz göre göre ülkenin kaosa sürüklenmesinde büyük pay sahibi olmuşlar ya da yönettikleri kurumu Su İşlerini yönetir gibi yönetmişler, köreltmişler, sulandırmışlardır.

Bizim sözümüz onlara...

Arjantin in eski diktatörü Peron anılarını anlatırken kendi dönemindeki hatalarını şöyle açıklıyor. Yaptığımız her iş verdiğimiz her karar için 'çok iyi'... 'Bundan daha güzeli olmaz olamaz' diyorlardı.

Ve sonra ilave ediyor 'Bugün ise dönemimi acımazsızca eleştirenler arasında dünü göklere çıkaranları görüyorum' .

Peron en azından döneminin muhasebesini yapabildi.

Her zaman ve her dönemde böyle olmuştur, şüphesiz olacaktırda. Bu 'dalkavuk ve Yağcı' takımına prim veridiği sürece...

Osmanlı zamanında sanki durum bundan farklımıydı?, Şüphesiz hayır. Kimbilir belkide 'Dalkavuk ve Yağcılık' bize onlardan miras kaldı. Zaten koskoca imparatorluğun yıkılmasının temelinde bu zatı muhteremlerin ( Yağcı ve Dalkavuklar) payı çok büyüktür.

Sultan İbrahim de doğruyu söylediği için, veziri azam Mustafa Paşa yı boğdurup yerine Sultanizade Mehmet Paşa yı getirmemiş miydi? Saray gelenekleri içinde yetişen efendiliği ve kibarlığı ile tanınan ' Günün Adamı ' diyebileceğimiz Mehmet Paşa bulunduğu mevkiyi koruyabilmek için Padişahın bütün isteklerine boyun eğmekte ve her yaptığına ' Doğru ' diyerek ' Pembe Bir Gözlük ' ile etrafına bakmaktan başka çare (!) görememekteydi. Hem kendisinden önceki Veziri Azam Mustafa Paşa nın sonunu unutamıyor, hemde ' Koltuğu ' kurtarabilmenin tek çıkar yolunun ' Yağcılıkdan ' geçtiğini sanıyordu.

Padişah Sultan İbrahim bile Veziri Azam Mustafa Paşanın istisnasız her söylediğini kabul etmesine ' hayret ' ediyordu. Bir gün sordu : Lala Mustafa Paşa bana bazen itiraz ederdi. Ve bu iş ' Yanlış ' derdi. Senden hiç onun gibi bir söz işitmedim. Bunun nedeni nedir?

Sultan İbrahim en azından bunu sordu, sorabildi.

Günümüzde bunu sormak ve öğrenmek zahmetine katlananlar yok. Neden katlansınlar ki? Nasıl olsa etraflarında pervane gibi dönen ' Yağdanlıklar ' var. 'Pembe Gözlükleri ' de var. Geriye ne kalıyor.

Geriye kalan ise Özlemsiz Siyasetçiler. Yada Halkın Özlemi olduğunu yalnızca kendine inandırmış Politikacılar...

12 Eylül Öncesi TBMM nin bir üyesi kendi Milletvekili arkadaşları arasında anket yapıyor, Yağcılık mı? Tehlikelidir yoksa Sağcılık mı? Özellikle sol görüşlü milletvekilleri Yağcılığın sağcılıktan daha tehlikeli olduğunu belirtiyorlar.

Ankete katılan Milletvekillerinin tamamına yakını ' Yağcılığın ' ülke için en büyük tehlike olduğu kanısındadır. Ancak yalnızca ülke için mi büyük tehlikedir?

O Ülkede hizmet yarışına soyunmuş ' Siyasi Partiler İçin de Büyük Tehlike değilmidir'