Demokrasi Tarihimizin Kara Lekesi 27 Mayıs Darbesinin 60. Yılı

Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri darbelerle tanışmasının; demokrasiye, milletin egemenliğine duyulan hazımsızlığın, milli iradeye ilk balyozun indirilmesinin üzerinden tam 60 yıl geçti. 

 

1950 Genel Seçimlerinde ‘‘Yeter Söz Milletindir!’’ diyerek, 27 yıl boyunca iktidar olan CHP’nin saltanatlığına son veren, aldığı rekor bir oyla iktidara gelen Demokrat Parti’nin lideri olan demokrasi şehidimiz merhum Başbakanımız Adnan Menderes ve yol arkadaşları, ilk olarak CHP tarafından yasaklanan Arapça Ezanı özgür bırakarak Müslüman olan ülkemizin daima Müslüman olarak kalmasını sağlamış ve kısa zamanda gerçekleştirdikleri projelerle ülkemize çağ atlatarak gönüllere taht kurmuştur. 

 

Milletin iradesini hiçe sayan cuntacı zihniyetin demokratik yönetime, antidemokratik yöntemlerle el koyması sonrasında Başbakan ve Bakanların idam sehpasına gönderilmesi ise demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Milli iradenin tecelligahı olan Meclis'e, hükümete ve onların temsil ettiği değerlere yapılan 27 Mayıs Darbesinin izahı asla mümkün değildir.

 

Demokrasi tarihimizde silinmez bir leke oluşturan 27 Mayıs Darbesi, bundan sonraki süreçte de milli iradeye karşı yapılacak darbe imkanlarının da kapılarını açmıştır. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin izdüşümleri incelendiğinde 15 Temmuz alçak FETÖ Darbe Girişimi’nin de aynı kalemden çıktığı anlaşılmaktadır.

 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde aziz milletimiz, 15 Temmuz gecesi darbe zihniyetini bir daha geri dönmemek üzere ortadan kaldırarak tarihin seyrini değiştirmiştir. Anadolu topraklarında ezan okunduğu sürece aziz hatırası yaşayamaya devam edecek olan demokrasi şehidimiz merhum Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşları, milletimizin gönlünde sonsuza dek şerefli bir davanın şehitleri olarak kalmaya devam edeceklerdir.

 

Bu vesileyle, "Yeter, söz milletindir!" sözleri ile sessiz kalabalıkların sesi olan aziz milletimizin oylarıyla seçilen demokrasi şehidimiz Adnan MENDERES ile Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN’ı saygı ve rahmetle anıyorum.