Adnan AYTAŞKIN / Genel Yayın Yönetmeni

Yıllardan 2005 yeni bir dükkan kiralanır, işe koyulunur.

Kiralayalı 1 ay olmamıstır, o zaman ın tedaş görevlileri yeni acılan cafe de elektriği kesmeye geldikkerini söylerler ve patronu sorarlar.

Öğleden sonra yine geleceklerini söylerler, patron gelir ve tedaş görevlileri de 13.30 da tekrar gelirler.

500 kusur TL borçtan dolayı elektriği kesmeye gelmişlerdir, işyeri sahibi acalı 1 ay olmadı eskiden kalmıştır, dükkan sahibiyle bir konuşayım der, ama tedaş görevlileri elektriği kesmeyi kafalarına koymuşlardır.

Borçtan dolayı elektriği kesmeye yönelen yetkililer, Elektriği kesme aşamasında kaçak kullanım ın farkına varırlar ve kaçak elektrikten tutanak tutarlar.

Tabi maddi olarak belirli bir cezası vardır bunun ödenir…

Daha sonar Kaçak elektirkten dava açıldığı ve mahkeme olacağı öğrenilir.

Tedaş Adına gelen vatandaş, Mahkeme de Kaçak İhbarı almıştık kesmeye gittik ve kesip tutanak tuttuk diye ifade verir.

Daha sonar hakim bilirkişiye görev verir ve kaçak elektiriğin o adreste uzun zamandır kullanıldığı ortaya çıkar. 1 ay once mekanı kiralayıp işletmeye başlayan vatandaş da kaçak elektrik kullanımından haberdar olmadığı için beraat eder.

Şimdi soruyorum : Elektriği kesmeye gelen tedaş personeli ile mahkemede ifade veren ve aynı kişi olduğu bilinen o dönemin açma kesme personeli Dursun mu? Durmasın mı?

Hak vardır, Nizam vardır, insaf vardır, vicdan vardır değil mi?

Bu işler Erzurum Oltu taşından özel işlemeli tesbih sallamaya benzemiyor sanırım…

www.aydinozel.com   Adnan Aytaşkın  Genel Yayın Yönetmeni