Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

“EKONOMİK KRİZ VE AYDINLI İŞADAMLARINA DÜŞEN GÖREVLER”

            Bu günkü yazımızda Aydın’ın ekonomisi ve sanayileşmesi konusunda fikir jimnastiğine devam edeceğiz.

 Aydın; ekonomisiyle, sanayisiyle dün neredeydi, bu gün nerede ve yarın nereye gidecek ? devamında da  nereye doğru gitmeli ?... gibi can alıcı konular; konuşuldukca, yazıldıkca dahada olgunlaşır, yeni-yeni güzel fikirler ortaya çıkar ve bundan tüm Aydınımız menfaat sağlar.

Ekonomik krizden çıkma eğiliminin başladığı bu günlerde, kriz sonrasında hızlı ve kalıcı bir gelişmenin yakalanması oldukca ehemmiyet arzetmektedir. Hükümetin uygulamaya koyduğu komşu ülkelerle ticari açılımlara Aydınlı işadamlarımız kayıtsız kalmadan, kendi aralarında güç birliği yaparak hem aydın hemde ülkemiz için önemli kazanımlar elde edebilirler.

Günümüz dünyasında ; çoğu ülkelerin ekonomi politikalarını “çok uluslu şirketler” belirliyor veya “çok uluslu şirketlere” göre politikalar belirleniyor.

 Bir Amerika, bir İngiltere…bu şirketler sayesinde dünyayı doğudan-batıya kadar her yeri, her ülkeyi kontrol altında tutmakta, oralardaki tüm gelişmelerden haberdar olmakta, aynı zamanda ülkelerine büyük döviz girdisi sağlamaktadırlar.

Son zamanlarda ülkemizde de, çok uluslu şirketlerin önemi anlaşılmış ve bu doğrultuda çalışmalar hız kazanmıştır.

Dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren inşaat firmalarımız doğdu. Bu firmalarımız aynı zamanda büyük devletlerden ihale kazanır oldular.

Tv, buzdolabı, otomobil… gibi konularda çalışan şirketlerimiz artık dünya ile rekabet edebilecek durumdalar.

Bu firmaların büyük çoğunluğu İstanbul, İzmit, İzmir, Konya, Bursa, Denizli veya Gazi Antep illerinden çıkmıştır.

Büyük illerimiz dünyadaki gelişmelere ayak uydurmaya çalışırken Aydın ilimizdeki çalışmalar çok cılız kalmakla birlikte;  Uğur soğutucu, Jantsa… gibi firmalarımız ilerisi için büyük ümit taşımaktadır.

Aydın;

Sanayileşmeye müsait , her türlü alt yapı imkanları mevcut , bunun yanında doğal kaynaklarca zengin, hammaddesi bol bir tabiat yapısına sahip…

Bir kere;

Görsel ve yazılı basınımız başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarımız, siyasi parti temsilcilerimiz, milletvekillerimiz, meslek örgütlerimiz hepimiz birlikte “Aydın’ın kalkınması, dünya kenti olması  için güç birliği ve dayanışma seferberliği” başlatmalıyız.

Esnafımıza, çiftçimize, çalışanlarımıza ve diğer meslek erbabına şunu iyice anlatmalıyız “ tek başına iş yapma dönemi artık kapandı.”

Biz eğer ayakkabıcı isek tüm ayakkabıcılarla, zeytin işletmecisi isek diğer işletmecilerle, incir üreticisi isek diğer üreticilerle bir araya gelip “gücümüzü ve donanımımızı birleştirmeliyiz.”

Ülke ve dünya piyasasına açılmamızın zamanı çoktan geldi ve de ayakta kalmanın da başka yolu kalmadı.

Bunu kafamıza iyi yerleştirmeliyiz.