Ali NARİN / Köşe Yazarı

Dök eteğindeki taşları, hadi, beştaş oynayalım…

Olmadı taş taş üstünde bırakmayalım.

Türk dil kurumu *eteğindeki taşları dökmek’’ deyimini, bütün bildiklerini açıklama şeklinde tanımlar.

Herkes kaygılarını, sıkıntılarını apaçık dile getirmesi anlamına gelen bu söz, konuşup anlaşma, bir silah bırakma, bir barış çağrısı olaraktan algılanır.

Simgeler hayatın diliydi.

Soyut somut her şey dilimizdi

Taş, hayat dilimin köşe başlarını tutmuştur.

Beş taşla başlayan bir yolculukta taş, recim’i de gördü, şeytan taşlamayı da, Filistinli çocukların elleriyle tanklara kafa tutmayı da.

Yeryüzüne bıraktığımız son simge, son işaret, ne gariptir ki bir garip mezar taşı…

Herkes eteğine, yüreğine rengine göre taş topladı bu yolculukta.

Kimi ‘’taşlama ‘’yaparak döktü taşlarını, kimi vizörinden, kimi tealinden…

Bizde burada taş koleksiyonu yapmıyoruz.

Kimseyi de taşlamak için bu yazıyı kaleme almadık..

Biz engellileri anlamayanların inadına…

Bize verilen ve kazanılmış sosyal,  hukuksal haklarımızı korumak ve kullanmak istiyoruz.

Kafalarda oluşan ön yargıları yıkmak koyulan engelleri herkes ve her kesimle birlikte elele vererek aşmak istiyoruz.

Ben bu konuda üç tane dernek kurdum..

Maalesef beraber yol aldığımız arkadaşlar ve diğer derneklerde protokol gülü olma niyetindeler.

Sabuna suya dokunmadan dernekçilik yapmak istiyorlar.

Biz dünya engelsiz yaşamı destekleme derneği olarak yola çıktık.

İster engelli ister engelsiz olsun sizlerin desteği ve sizlerle birlikte engelsiz bir aydın engelsiz bir Türkiye hatta engelsiz bir dünya kuralım….

Engelsiz bir hayat için sevgi ile kalın hoş cakalın….

www.aydinozel.com Köşe Yazarı ALİ NARİN