Esnaf Odası Başkanı Selahattin ÇETİNDOĞAN Röportajı
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1957 Yozgat Doğumluyum
Ben 6 mayıs 1957 Yozgat çekerek doğumluyum, Babam Aydın'a çalışmaya gelmiş eşini çocuklarını bırakmış çekerekten Aydın'a çalışmaya gelmiş. 1959 yılında bizi daha sonra memleketten Aydın'a getirmiş, ben Aydında Gazipaşa İlkokulu birinci sınıfa başladığımda Annem ile Babam ayrıldılar, biz iki kardeşiz, bir kardeşim var benden üç yaş küçük, ben 59 yaşındayım o da 56 oluyor okula gitmiyordu.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Annem İle Babam Ayrıldı
Ben birinci sınıfa gidiyordum Gazipaşa'da Annemle Babam herhalde buraya ayak uyduramadılar birbirlerine, köyden gelen insanlar Babam çobanlıktan gelmiş, Annem de aynı şekilde kendi malları olsun burada geçinememişler ayrılmışlar. Babam itfaiyede çalışıyordu biz üç yıl boyunca itfaiyede yattık kalktık çünkü Babam, Anneme vermedi bizi itfaiyede yattık kalktık eskiden çalışma şartları şöyleydi altı gün itfaiyede yatılıyordu bir gün dışarda yatılıyordu bir gün izinleri vardı şimdiki gibi değildi şimdi dönerli 7-3-11 sabah gibi ama o zamanlar altı gün itfaiyede yatılıyordu bir gün dışarda bir gün izinleri vardı.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 4. Sınıfta Okumayacağım Dedim
O zamanlarda Orta Mahallede evimiz vardı kiralık, orada kalıyoruk sonra zaten Babam evlendi başka bir bayanla evimize göçmüş olduk ben 4. sınıfa giderken rahmetli üvey Anneme okumayacağım dedim, O da okumayacağım deyince beni bir Kuaför salonuna götürdü.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Et'i Senin Kemiği Benim Dediler
Kuaför Güngör ustam biliyorsun eskiden şey vardı eti senin kemiği benim vardı getirdiler verdiler eti senin kemiği bizim dediler tabi şimdi onlar kalktı şimdi çocuğun omzuna dokunduğun an gelmiyor işe, ailesiyle toplanıp geliyorlar niye dokundun diye laf söylüyorlar ama o zamanlar öyleydi.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 4. Sınıfta İken 3 Yerde Çalışıyordum
Ben 4. sınıfa giderken sabahtan öğlene kadar Kuaför dükkanına gidiyordum öğlenden sonra okula gidiyordum, akşamda okuldan sonra eskiden bu Atatürk meydanında pastaneler vardı orada bir Karadeniz Çorba Evi vardı orada çalışıyordum, sabahtan öğlene kadar Kuaför dükkanına, öğlenden sonra Okul'a, akşamda Karadeniz çorba salonunda çorba satıyordum o yaşta bu böyle devam etti, sonra Karadeniz Çorba Ev'nin sahibi bir kaza geçirdi rahmetli oldu dükkan kapandı bizde bıraktık işi.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Ustam Beni İstanbula Gönderdi
5. sınıfı bitirdikten sonra devamlı çalışmaya başladım oradan Askere gittim, Muş'ta Ordu Evi'nde askerlik yaptım, kendi mesleğimi kuaförlük mesliğimi yaptım oradan geldim ustam dedi ki oğlum ben seni istanbula götürüp gideceğim çünkü kendisi istanbulda çalışmış yıllarca sonra Aydın'a gelip dükkan açmış ben seni İstanbul'a götüreceğim dedi orada kendini biraz daha geliştireceksin ondan sonra buraya gelirsin, Dükkan mı açmak istiyorsun, ortak mı olmak istiyorsun ne yapmak istiyorsan onu yapalım dedi, İstanbul'a gittim ilk bir ay bir otelde kaldım sağolsun kulakları çınlasın ustamın maçkada bir otelde otel odamın ücretini ödeyip bir ay beni orada yatırdı bende çalışmaya başladım
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Nişantaşı'nda Çalıştım
Nişantaşı'nda çalışmaya başladım bir ay'ın sonunda bizi tanıdılar dediler ki tamam sen artık dükkan da yatabilirsin bir buçuk sene boyunca o dükkan da yattım Kalktım ve o dükkanın bütün temizliğini akşam herkes gittikten sonra yaptım sabaha dükkanı pırıl pırıl herkese teslim ettim Allah onlardan da razı olsun onların sayesinde kendimi geliştirdim hep diyoruz ya işte kendşni geliştirme yenileme işte zamana ayak uydurma kendimi geliştirdim.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Param Yoktu, Dükkan Açtım
Aydın'a geldim, ustama geldim dedim, ben geldim bana %25 teklif etti bende olmaz kendi yerimi açarım kendi iş yerimde çalışayım dedim, Ramazan Paşadan aşağıya inerken Vardar İşhanının üstünde Yılmazlar Ticaret vardı onların ikinci katında dükkan açtım paramda yoktu iki koltuklu hatta müşterinin saçını yıkamak için koltuğum yoktu o çalışma koltuklarının birini götürüyordum orada saçını yıkıyordum ondan sonra çalışma koltuğunu oraya getirip müşteriyi oturtuyordum ama Allah'ıma çok şükür dükkanımı 7-8 koltuğa getirdim 13 kişiyle çalıştım
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1984'te Oda Yönetimine Girdim
Ben 1981 yılında dükkan açmıştım, 1984'te de sağolsun o zamanın başkanı Ergün İpekçioğlu vardı bizim Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı, rahmetli Mehmet Fidan vardı ona devredeceğim ve senide yönetime almak istiyorum dediler benim için erken daha 81’de dükkan açmışım 3 yıl geçmiş ben biraz düşüneyim yok dediler biz seni yönetime alacağız yönetime girdim.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1993 Yılında Oda Başkanı Oldum
1984 yılından 1993 yılına kadar bu yönetim de kaldım, 1993 yılında yine rahmetli Ahmet Fidan ben artık dedi Başkanlığı bırakacağım yapmayacağım dedi bu işi bizde bırakalım dedik madem sen bırakıyorsun bizde bırakalım fakat öyle bir gelişme oldu ki bir hanfendi aday oldu ve bu hanımefendi bizimle beraber eski çalışanlara bir teklifte bulundu ben Başkan olacağım sizi yönetime yazacağım dedi bende dahil olmak üzere biz bir akşam toplandık dedik ya bu nedir yani biz yıllardır Ahmet fidana yöneticilik yapmıştık şimdi bu bayan aday oluyor bize teklif ediyor biz kendimiz çıkalım o zaman dedik niye yani ona bırakacağız bu işi aday olduk eski yönetimle beraber birkaç kişi daha aldık ve kazandık.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1993'te Birlik Yönetimine Girdim
1993 te bu arada da dediğim gibi 1993 yılında birlik seçimleri olacak rahmetli Nurettin Gündem gibi 36 yıl Birlik Başkanlığı yapmış o yine aday yine kulakları çınlasın Hulusi abi oda yönetim için de birlik yönetimi içinde, oda aday Hulusi abim benim çocukluğumu bilir yani biz çocukluğumuz onun elinde geçti diyebilirim eşi nalan abla benim çocukluğumu bilir Sümerbankta çalışıyordu ve dedi Selahattin oğlum ben adayım, sizden de destek bekliyorum.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Nurettin Amca'yı Destekledim
Benim yönetimimde de Aydın da eski berberlerden abilerimiz vardı ve nurettin amca ile görüşürlerdi eskilerden hep yok dediler Nurettin abiyi destekleyeceğiz dediler biz böyle istiyoruz böyle olacak seçime girdik. 1993 yılında seçimi kazandı nurettin amca. Hulusi abi kaybetti ben bu sefer nurettin gündem ilk seçimde Başkanlıktan sonra Birlik Yönetimine girdim 1996 ya kadar böyle geçti.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1996'da Birlik Yönetimini Kaybettik
1996 da Hulusi abi yine aday Nurettin amca aday hatta Hulusi abi dedi ki bak oğlum biz bu seçimi kazanacağız gel eteğindeki taşları dök bizimle beraber çalış fakat benim yönetimim yine senin yönetime alırsa öyle olur ben sözüm de dururum herkese siz gelin bu işi halledelim çalışalım beraber bir daha ki dönemlerde belki yönetime alırım, yok tekrar illa Nurettin abiyi destekleyeceğiz yine. Biz Nurettin Amcanun listesinden tekrar seçime girdik 96 da fakat bu sefer kaybettik tabi demokratik yarış kazanılır kaybedilir biz dışarıda kaldık
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 1999 Yılında Tekrar Birlik Yönetimine Girdim
1999 da tekrar seçimler yapıldı bu sefer yönetimin içinden bir arkadaşımız aday oldu kulakları çınlasın Hulusi abi yönetime yazdı beni, kazandık 1999 yılında ve ben tekrar birlik yönetimine girdim yani üç yıl dışarda kaldım üç yıl sonra tekrar yönetime girdim böylelikle devam ettim.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : 2001 Yılında Birlik Başkanvekili Oldum
2001 yılında tekrar seçildikten sonra Aydın Esnaf Odaları Birliği Başkanvekili oldum 2014 yılına kadar Başkan vekilliğim devam etti. Hulusi abinin başına 2014 4 Mayıstan önce bir olay geldi buradan ayrılmak zorunda kaldı. O ayrıldıktan sonra yönetimin içinden başkan seçilmiştim. Sağ olsunlar 9 kişiyiz biz. 7 arkadaşım bana oy verdi. Bir arkadaşim çekimser kaldı. Bir arkadaşımda kendisi aday olduğu için kendi ismini yazdı. Biz 7’ye 2 başkan seçildik içerden 8 ocakta
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Seçime 2 Aday Girdik, Kazandık
2014'te 4 Mayısta da karar aldık Genel Kurula gideceğiz. 2 adayla gittik. Önce 4 adaydık 2’si çekildi. 2 aday kaldık. Seçimi kazandık. Alnımızın akıyla çıkan kardeşimden benim dostum ve kardeşim benim her zaman. Hiçbir zaman onun adına kim burada ne söylerse karşı çıkarım bende dahil olmak üzere dostum arkadaşım. Demokratik bir yarışa girdik. Kazanamadı olabilir bende kaybedebilirdim o kaybetti ama yine söylediğim gibi biz dostuz ve arkadaşız o günden bu yanada birliği bir yerlere getirmeye bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Hulusi Abi 16 Yıl Başkanlık Yapmış
Tabi bu arada zaman zaman da duyuyoruz ya işte Hulusi abi gibi olmuyor. Hulusi abi gibi gitmiyor veya Hulusi abi gibi yapamıyor evet Hulusi abi 16 yıl Başkanlık yapmış tam 16 yıl boyunca eee bende tam 16 yıla geldiğimde başka bir Selahattin olurum tahmin ediyorm. Hulusi Abi, Türkiye’de Esnaf ve Sanatkarlar konferasyonunda yönetim kurulu üyeliği yapmış, Türkiyede, Türkiye Kahveciler Federansyonu Genel Başkanlığı yapmış. Türkiye’de marka olmuş. Aydın da marka olmuş. Kendini kabullendirmiş. Profosyenelce bu işi yapmış.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Başkanlık Çok Farklı Bir Şeymiş
Şimdi bizde herhalde bir- iki dönem sonra bizde kendimizde bir selahattin olarak bahsettiririz diye düşünüyorum. Bu böyledir bu işler yani. Hemen Hulusi abi gibi birşey beklenmesi benden evet bundan önce 11 yıl başkan vekiliği yapmışım orada bir tecrübem var. Ama ne olursa olsun Başkanvekiliğiyle Birlik Başkanlığı arasında bir baktım ki içeri girdim de dünyalar kadar fark var, çok fark var orada belli sınırlar içinde kalıyorsunuz ama burada sınırları aşmış vaziyettesin tamamen iş üzerinde her şeyiyle işte kurullarıyla Belediyesiyle, Hükümetiyle, Konfederasyonuyla, Fedarasyonuyla böyle değişik bir şeyin içindesiniz.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Ankara'da Mesleki Eğitim Danışma Kurulundayım
Ama bizde elbetteki Hulusi Abi'nin bayrağını hiçbir zaman yere indirmeyeceğiz. Onun bayrağını hep dalgalandıracağız; hep dalgalandırıyoruzda benim her yerde Ankara’da da görevim var, hemen Ankarada göreve seçildim. Teskte mesleki eğitim danışma kurulundayım. Buda benim için başarıdır. Türkiye’de 82 tane birlik var. 30 tane Birlik Başkanı bu kurulun içinde bunlardan biride benim 52 tanesi dışarıda. Yani onun için çok şükür allah utandırmasın hiç birimizi.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Hem Esnafın Hem Halkımızın Hakkını Koruyoruz
Mücadelemiz esnafa bir şeyler vermek; esnaftan bir şeyler almak o da var yani ben her zaman söylüyorum biz her ne kadar Birlik olarak esnafın hak ve hukukunu korumak için geldiysek buraya. Dışardaki halkında hak ve hukukunu korumak zorundayız. Bu böyle çalıştırılır; böyle olması lazım.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Mevcut Yasa'da Yetkimiz Yok
Elbette yasalar karşımızaçok engeller çıkarıyor mu çıkarıyor. 5362 bize göre güdük bir yasa. Yani hiç bize faydası olmayan bize bir şey katmayan bize bir şey vermeyen bir yasa yani bizim öyle bir şey olmalı ki denetleme yetkimiz olmalı iş yeri kapatma yetkimiz olmalı işte ceza yazma yetkimiz olmalı. Ruhsatlar verilirken ruhsatta imzamız olmalı gibi gibi bir şeyler olmalı. Ama ne yazık hiçbir şey yok biz sadece burada Genel Müdür gibi bir Müdür gibi gelecek üyenin evrağını imzalayacaksınız bankaya götürecek, Maliyeye götürecek esnaf kefalet'e götürecek falan filan bide emekli olurken bir belge imzalayacağız bizden çıkacak o belge.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Aydın'ın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşuyuz
Diyoruz ki sivil toplum kuruluşu olarak Aydının en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. 50 bin üyeye sahibiz. Ama yasal olarak bir gücümüz yok belli bir yerde tıkanıp kalıyoruz. Neyse şimdi yeni bir yasa hazırlanıyor. Tahmin ediyorum. Taslak halinde hemen hemende bitti. Tahmin ediyorum yeni, yeni bize bir şeyler verecekler.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Bütçelerimiz Çok Kısıtlı
Hani üye bize diyor ki arkadaş siz bize ne veriyorsunuz haklı. Masanın o tarafına geçtiğim zaman bende aynı onun gibi bağırırım, haklı yani hakikaten bir şey veremiyoruz. Şimdi tabi bütçelerimiz çok kısıtlı odalarımıza baktığımızda gelirini giderini zorla karşıladığımız odalarımız var. 82 odanın içinde böyle gelirini giderini karşılayan belki 40 odamız var. 45 odamız var diğerleri gelirini giderini zorla karşılayan kendine zorla bakan Genel Sekreterinin maaşını zorla veren odalarımız var.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Paramız Olursa Fuarlara Gideriz
Odaların bütçelerini kesin ve kesin düzetmesi lazım odalarına para girerse ha ne yapabiliriz şunu yapabiliriz fuarlara daha çok sık gideriz üyelerimizi fuarlara sadece İstanbul fuarına götürmeyiz, Bursa da var, Konyada var , İzmirde var, İstanbulda var, Ankarada var buralara götürebiliriz, bu nedir sosyal bir faaliyettir. Nedir üyemizle hiç olmasa senede bir kahvaltıda buluşuruz, bir yemekte buluşuruz veya bir piknikte buluşuruz böyle bir şey yaparız.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Üye Haklı Olarak Sorguluyor
Bütçe ile ilgili bu bayramlarda birbirimizi görürüz bir yerde toplanrız bir şeyler yaparız bir şey olur böyle olmayınca üyede haklı olarak diyor ki siz bize ne veriyorsunuz arkadaş diyor, haklı mı haklı. Ben sana yılda 250 lira aidat ödüyorum diyor siz bize ne veriyorsunuz. Bende diyorum ki sen buraya geç koltuğun bu tarafına geç bende o tarafa geçtim. Şimdi sen buradasın ver bakalım bana bir şey yok böyle bir şey ama dediğim gibi bir yasayla ilgili bir şey kanunla ilgili bir şey inşallah yeni düzenlemede bir şeyler verilecek gibi gözüküyor.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Küçük Küçük Odalarım Var
Odaların bütçelerini genişletmekle ilgili odalara biraz daha para kazandırmakla ilgili düzelir diye düşünüyorum. Ama birde şu var. Küçük küçük odalarım var. 150 kişilik 130 veya 140 kişi hakikaten çok zor. Kendilerini idare etmek, kendilerini yönetmek, kendilerini üyeye tanıtmak, üyelere anlatmak çok zor. Bana göre sayıları yükselmeli. Bilemiyorum bu birleşmeyle oluyor başka bir şeyle mi olur. Başka türlü mü olur. Belki yeni gelen yasada bütçelerimiz biraz yükselirse o 150 kişilik odalarda iş yapmaya başlarlar belkide.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Güçlü Oda Güçlü Hizmet
Ama dediğim gibi güçlü oda güçlü hizmet. Yoksa başka türlü hizmet edemez.yetkimiz yok. Az öncede söyledim benim öyle bir yetkim olmalı ki üye benden demeli ki hakketten de bu oda birlik bir şey yapıyor. Bize bir şey veriyor. Yok o çok ceza yiyen olmaz ki orada.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Yasa Ne Emrediyorsa Onu Uygulamalıyız
Şimdi bakın 500 kişi içinde iyiside var eğriside var, kötüsüde var, çürüğüde var. Bu düzelir bana göre farklı bir yere gelir yani. kaç kişi ceza yer bizden ye se bir oda da 5 kişi yer. 10 kişi yer, 15 kişi yer. 500 den bahsediyorum. 400 küsür kişi seninle beraber. Şu var mı seçimle geldiğimiz için bazı şeylerden çekinirmiyiz çekiniriz. Ama ya işte oy verecek, oy alacağız. Bunu düşünmemek lazım idarecilikte yasa bize ne emrediyorsa onu yapmak zorunda kalmak gerekir. Başka türlü hizmet edemezsiniz. Bu olmazsa zaten kurum olmazsınız.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Biz Kurum Olmalıyız Diyorum
Ben hep şunu söylüyorum buraya geldiğimden beri biz kurum olmalıyız diyorum. Bize dişardan gelen üye kurum olarak görmeli. Fakat bir kahvehane gibi, bir bakkal dükanı gibi, bir berber dükkanı gibi , bir manav dükkanı gibi görmemeli. Ben bir kuruma gidiyorum demeli. Ben bir kuruma giderken veya benim üyelerin bir kuruma giderken bir Sosyal Güvenliği giderken bir Maliye ye giderken bir Mili Eğitime giderken nasıl bir Valiliğe giderken derli toplu gidiyorsa banada gelirken, bir kuruma gidiyorum. Burası bir kurum demeli.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Kurumsallaşmayı Öğrenemedik
Biz ne yazık ki kurumsallaşmayı daha öğrenemedik yapamadık. Yok mu odalarımız var ben 82 odanın içinde hakikatan kurumsallaşmış kurum gibi çalışan üyesine hizmet e hiç eksiklik vermeyen odalarımız var. Ama böylede odalarımda da var ne yazık ki kurumsallaşamıyoruz. Yani bu kurumsallaşma derdi dediğim gibi bütçesinin olmayışı parasının olmayışı üyesine hizmet veremeyişi.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Oda da Para Olmayınca Ne Verecek
Ben şimdi esnafı Genel Kurullarda görüyorum. Her Genel Kurulda üyesine bir şeyler dağıtıyor. İşte bir gittiğimizde biri Şemsiye dağıtıyor, bir gittiğimizde biri Radyo dağıtıyor bir gittiğimizde bir şeyler veriyor. Üyeninde hoşuna gidiyor. Neden benim paramla bana bir şeyler veriyor bizde yok böyle bir şeyler yapamıyoruz. Yani benim bir Odam Genel Kurulda ne var üyesine birer çanta dağıtabilse birer şemsiye verebilse birer küçük çanta hediye edebilse. O da der ki bak benim paramla bir şeyler veriyor diyor. Ama yok Oda da para olmayınca ne verecek.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Birlik Olarak Her Zaman Destek Oluyorz
Birlik olarak üyelerimize her zaman destek veriyoruz. Birliğin 82 odanın içinde topladığı kendi gelirleriyle katkılarıyla şuda var bize 82 odadan gelen katılma payı var, burada bizim 2 aylık harcamamız yani cüzi miktar bizim diğer gelirlerimiz sicilden gelen, evraktan gelen, evrak satımında biz yaptığımız için fiş fatura, fiyat tarifesi diğer belgeler falan bizim, bizde gelirin bir bölümünü Konfederasyona veriyoruz.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : İş Profosyonelliğe Döndü
Ama dediğim gibi Odaların gelirlerinin mutlaka düzelmesi lazım. O zaman Oda Başkanları yöneticiler tüm her şeylerini ortaya koyarlar. Böyle olunca koyamıyorlar. Ne veriyoruz ki adam da kendi kendine zaten ne veriyoruz ki ne alacak bu üyeden. Şimdi bakın şöyle bu iş artık profesyonelliğe döndü artık. Amatörce değil. Çünkü biz yarı resmi yarı tüzeliz.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Başkanlar Oda'ya Uğramalı
Başkanlar Öğleye kadar bana göre Odasına gelip, Oda'da bir gün önce gelen Genelge, gelen Yönetmelik, gelen yazı ne bileyim takip edip ertesi gün üyesi bir şey sorduğunda cevap verebilmeli.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Ben Bilmem Başkan Bilir
Ben hep şunu söylerim; yöneticilerede bakın arkadaşlar yönetim Kurulu Toplantılarını nasıl yapıyorsunuz akşam dağıldınız sabah bir üye dedi ki yönetim kurulu toplantısı varmış ne yaptınız, ne kararı aldınız ne oldu falan. EEE ben bilmem Başkan bilir. O zaman yöneticilik yapmayacaksın. Sende bileceksin. Çünkü bu odayı sadece Başkan yönetmiyor. Bunun yanında yönetimde var Başkan karar veremiyor sadece bir karar alıyor, yönetim diyor ki hayır o zamanda oturup kalıyorsunuz. Onun için beraber çalışacağız.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Yönetici Cevap Verebilmeli
Biz birlikte olacak hadi diyorum ya biz olacağız yönetim hak sahibi olacak yönetim cevap verebilecek üyeye biz akşam diyecek bir karar aldık, şunlar şunlar yapılacak, Şunlar şunlar olacak, şunlar şunlar alınıp verilecek. Ee ben bilmem Başkan bilir dediğinizde ne kurumsallaşma olur. Ne kurum olabiliriz nede başka bir şey olur.
Selahattin ÇETİNDOĞAN : Genel Sekreterler Başkanlık Yapıyor
Geliyorum öbür tarafa odasına uğramayan Başkan o idare eden kim oluyor biliyor musunuz. Genel Sekteker, hem Başkan oluyor hem Genel Sekreter oluyor, üyede o Genel Sekreteri hem Genel Sekteker hemde Başkan biliyor. Ama benim dediğim gibi olsa sabahtan öğleye kadar veya öğleden sonra 3 ten sonra 2 den sonra gelse orada bir gözükse birkaç üye görse onun orada, aaa burada Başkan oturuyor. Elbette ki maaşınıda alacak. Ben her zaman söylüyorum biz burada riskli bir iş yapıyoruz. Taşın altına elimizi koyuyoruz.
- Aytepe Mesire Restaurant’ta 14 Şubat Coşkusu
- İnci Restorant'ta Sürpriz Evlilik Teklifi
- Yılmaz Tilki Nişan Gecesi
- Erzurumlular Derneği Başkanının Mutlu Günü
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- CHP İl Başkanı Hikmet SAATÇİ Açılış Konuşması
- CHP'li Vekil Erdoğan ÖZYALÇIN'ın Konuşması
- CHP li Vekil Gaye USLUER'in Konuşması
- Cem AKBUDAK Koalisyon'un Neden Kurulmadığını Anlattı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim