EZİYET VE İŞKENCELERE BARO DUR DEDİ
Aydın Barosu Hayvan Hakları Komisyonunun yaptığı açıklamada ;
Dünya var olduğundan beri döngüsünü doğa ile iç içe devam ettirmiştir. Doğada bulunan tüm canlılar, yaşam döngüsünü sürdürebilmek için gereklidir ve bu dünya, bizler için olduğu kadar hayvanlar ve bitkiler için, kısacası doğadaki tüm canlılar için yaratılmıştır. Ancak pek çok şey gibi dünyanın da yanlızca kendisine ait olduğuna inanan insanoğlu yıllar boyunca birbirine, doğaya ve hayvanlara zarar vermiştir. Geldiğimiz gelişmişlik düzeyinde tüm canların korunması esasında temellenen bir hukuk prensibi çoğu ülkede kabul görmüş ve artık insanların olduğu gibi hayvanların da layığınca yaşama hakkı olduğu kabul edilmiştir.
Son yıllarda, ülkemizde de hayvanlara karşı yapılan eziyetler basın sayesinde pek çoğumuzun bilgisi dahilindedir. Ve kriminolojik araştırmalar irdelendiğinde görüleceği üzere, insanlara suç işleyen kimselerin daha önceki dönemlerde hayvanlara da zarar vermiş olduğu görülmüştür. Kısacası bir hayvan incitmekle başlayan süreç, daha sonra insanlara karşı işlenen bir suçla sona ermektedir.
Peki bu konuda ülkemizdeki yasal düzenlemeler nasıldır? Ülkemizde 24.06.2004 tarihinde kabul edilen 5199 Sayılı "Hayvanları Koruma Kanunu" bulunmaktadır. İsmindende anlaşılacağı üzere hayvanları insanlardan koruma gerekliliği kanuna yansımıştır. Ancak bu kanuna aykırı davranışların suç değilde kabahat kapsamında değerlendirilmesi, dolayısıyla verilen cezaların para cezası olarak kalması, hayvanları insan vahşetinden koruyamamaktadır. Etrafta pek çok hayvan, dünyayı sadece kendilerine ait zanneden insanlar tarafından vurularak, dövülerek, zehirlenek, tecavüz ve işkence edilerek öldürülmekte yada sakat bırakılmaktadır. Heryeri betonlaştırıp, hayvanların doğal yaşam alanlarını yok ettiğimizi hiç hesaba katmadan, bir de bizden sadece yaşamlarına saygı bekleyen hayvanları katletmekte, onlara yaşanacak alan bırakmamaktayız.
Peki bunu önlemek için ne yapılmalıdır? Tabiki de en önemlisi eğitimdir. Çocuklarımıza küçük yaşlarda aşılanacak hayvan ve doğa sevgisi onlara her zaman vicdanlı olmayı öğretmek en lüzumlu meseledir. Bu nedenle okullarda hayvan ve doğa sevgisinin müfredata alınarak çocuklara aşılanması, gelecek nesillerin dünyayı daha yaşanılabilir kılması için çok önemlidir. İkinci önemli husus hukuk düzenimiz açısından hala "eşya" olarak kabul edilen ve bu bakış açısıyla korunması gerekliliği hissedilen hayvanların da bir "can" taşıdığı kabul edilmelidir. Bu kabulün ardından her can gibi hayvanlarıda hakları olduğu düşüncesi ile 5199 Sayılı "Hayvanları Koruma Kanunu" yerine" Hayvan Hakları Kanunu" çıkarılmalıdır. Ayrıca hayvanlara karşı yapılan fiillerin de, tıpkı insanlara yapılan fiiller gibi suç olarak tanımlanıp, ceza kanunu kapsamına alınması acil bir gerekliliktir. Bu nedenle, bu konu ile ilgili Baroların Hayvan Hakları Komisyonlarının ve hayvan hakları konusunda çalışan Sivil Toplum Kuruluşlarının da görüş ve değerlendirmeleri alınarak, ortak bir çalışma ile TBMM Çevre Komisyonu tarafından ülkemize daha yaraşır bir "Hayvan Hakları Kanunu"nun acilen hazırlanarak kabul edilmesini talep etmekteyiz.
Her türlü imkana sahip mükemmel yaratıklar olarak, derdini anlatamayan, konuşamayan ve bu dünyada en az bizler kadar yaşama hakkına sahip olan hayvanlara en iyi yaşam koşullarını vererek, bunu hukuk düzeninede yerleştirmek boynumuzun borcudur. Unutmayın; Vicdanın yarısı merhametse öbür yarısı da adalettir denildi.
- Aytepe Mesire Restaurant’ta 14 Şubat Coşkusu
- İnci Restorant'ta Sürpriz Evlilik Teklifi
- Yılmaz Tilki Nişan Gecesi
- Erzurumlular Derneği Başkanının Mutlu Günü
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- CHP İl Başkanı Hikmet SAATÇİ Açılış Konuşması
- CHP'li Vekil Erdoğan ÖZYALÇIN'ın Konuşması
- CHP li Vekil Gaye USLUER'in Konuşması
- Cem AKBUDAK Koalisyon'un Neden Kurulmadığını Anlattı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim