iZMİR PEYZAJ MİMARLARI ODASI BASIN AÇIKLAMASI

Tüm dünyada etkisini sarsıcı bir şekilde gösteren Yeni Nesil Coronavirüs (covid-19) pandemisinin kentler ile ilişkisine dikkat çekmek amacıyla TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi tarafından 30 Mart 2020 tarihinde yazılı basın açıklaması gerçekleştirildi.

KENTSEL PANDEMİ

Çevresel koşullar çok hızlı değişiyor. 2019 yılının son günlerinden itibaren, tüm kıtalarda görülen kontrolsüz yangınlar, küresel iklim değişikliği nedeniyle normalin dışında aniden gerçekleşen yağışlarla gelen heyelan ve sel felaketleri… Sonunda dehşet verici boyutlarıyla Covid-19 salgını…

Tüm dünya bu salgının şiddetiyle sarsılıyor.

Kentsel mekânlarda sosyal mesafenin çok az olmasıyla hızlı bir şekilde yayılan pandemi, bir kentleşme sorunu olarak da değerlendirilmelidir. Kontrolsüz büyüyen tüm kentlerde ne yazık ki elektrik, su, kanalizasyon gibi sanitasyon hizmetleri konutlaşmayla aynı hızda gerçekleşmemektedir.

Bulaşıcılığı çok yüksek olan covid-19 salgının önlenmesinde hijyen ve sosyal mesafe önlemleri en önemli unsurlar olarak kabul ediliyor. Fakat çarpık kentleşmeyle ortaya çıkan sağlıksız yerleşkelerde bu önlemlerin uygulanması pek de mümkün olmamaktadır.

Diğer yandan kilometrekare başına düşen insan yoğunluğunun yüksekliği, kentlerde bu salgının kontrolünü daha da zorlaştırmaktadır. Yapılan araştırmalarda ortaya çıkan son bilgilere göre atıksu sistemlerinde bile izlenen salgın vakalarında her alandaki sanitasyon hizmetlerinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır.

Biz Peyzaj Mimarları, yüz yüze kaldığımız küresel salgın dolayısıyla, sağlıklı insan-doğa ilişkisinin, yaşam kalitesini etkileyen sanitasyon hizmetleri sunabilen kentlerin ve dolayısıyla planlı, sürdürülebilir yaşama mekanlarının önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Doğadan kopmayan ve barındırdığı yeşil altyapısıyla bütünleşik olarak tasarlanan “ekolojik temelli kentler” şüphesiz ki, kent insanı açısından gerek sanitasyon hizmetleri gerek kilometrekare başına düşen düşük yoğunluktaki nüfus gerekse düşük çevre sorunları, çok daha yaşanabilir şehirler olarak karşımıza çıkacaktır.

Bu noktada, ekolojik temelli mekânsal tasarım ve planlamalar yapan meslektaşlarımıza ve kentler üzerinde söz sahibi olan her kademeden yöneticilerimize büyük görevler düşmektedir. Şüphesiz ki, geleceğin kentleri ekoloji, ekonomi ve sürdürülebilirlik üçgeninde planlanan sağlıklı kentler olacaktır.

Bu vesileyle Covid-19 salgının önlenmesinde ön safhalarda yer alan başta doktorlarımız ve hemşirelerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımıza, destek hizmetlerini aksatmadan yürüten tüm kamu ve özel sektör çalışanlarına gösterdikleri özveri nedeniyle teşekkürü borç biliriz.