• Aydın19 °C

Alper DERELİOĞLU / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Alper DERELİOĞLU / Köşe Yazarı

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ YIL : 2011

30 Aralık 2011 Cuma 02:13

***KAPTANIN SEYİR DEFTERİ YIL : 2011***

 

         Değerli okuyucularım. Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Nasıl bir yıldı sizce 2011? Bir 2011 muhasebesi yapmak istedim bugün. Bence 2011 çok çabuk geçti. Sizi bilmeme ama benim kişisel tarihimde iniş çıkışları en fazla olan yıldı. İnsan hayatında birkaç kez gelebilir denen şanslar yine uğramadı bana. Neyse kişisel tarihten evrensel tarihimize gelelim. Yine beraberce yaşamak nedir öğrenemedik 2011 yılında. Arap baharı ile umutlandık, sahte devrimler yarattık. Sahte korkular yarattık. Yine korkularımızla yüzleşemedik. Değişimin yılı olmadı 2011. Ama beni en çok üzen doğal afetler oldu. Japonya 8.6 ile sallandı. En son Van sallandı. Yine bildik görüntüleri yaşadık. Yine kaos ürettik. Kriz yönetimini öğrenemedik. Komşularımızla sıfır politikası güttük, neredeyse sorun yaşamadığımız komşumuz kalmadı etrafımızda. Siyasi rüzgarlar hiç değişmedi güzel memleketim üzerinde. ‘’Değişmeyen tek şey değişimdir’’ lafını her zamankinden daha az kullanmaya başladım içinde bulunduğum karamsar ruhsal durumla paralel olarak.

         Hiç değişmedi yumurta attıkları için gözaltına alınan ve tutuklanan öğrencilere olan bakış açısı. Hiç değişmedi tutuklu bulunan Ergenekon ve balyoz sanığı tutukluların hapishane koşulları. Bir gece de değişiverdi sevgili vekillerimizin maaşları. Yine değişmedi demokrasi bekleyen orta doğu halklarının kaderi. Değişti değişmedi oyununun sonu yok 2011’de.

         Bence 2011 yılı paravan bir yıldı. Ben öyle düşünüyorum. Sanki bir paravanın arkasından hep bize baktı. O paravan 2012 ile açılacak. Bence 2011 yılı 2012 ile anlam ve bütünlük kazanacak. İllimünati 2012’de dirilir mi bilmem ama 2012 yılı şok dalgası ile başlayacak. Öyle hissediyorum. 2012 sayısında muazzam bir enerji var. Eski Maya Takvimine göre her şeyin sonu aynı zamanda her şeyin başlangıcı olacak olan yıl 2012. Melankoli yılı 2011 geride bıraktıkları ile 2012 yılını da etkisi altına alacak gibi geliyor. 2011’de daha fazla büyüdük. Obezleştik ancak geliri paylaşamadık. Ürettiğimizi tüketemedik, bu da fiyatlardaki enflasyonist etkiyi çok aşağılara çekti.  Makyajda Türk Ekonomisi büyüdü, Enflasyonu yendi göründü. Ama kazın ayağı öyle değil. Amerikan Temsilciler Meclisi kapitalist sistemin en büyük intiharını gerçekleştirdi ve bir gecede 800 Milyar doları Büyük Amerikan Şirketlerine hortumladı. Sosyalizm kapitalist sistemi kendi ağına düşürdü. Zira ‘’Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’’ teorisi derin sulara gömüldü.

            Kadına karşı şiddetin en çok arttığı yıldı Türkiye için 2011 yılı. Her on dakikada bir kadın erkek dayağı yedi, yaralandı, hayatını kaybetti. Hala daha da şiddet tam gaz devam ediyor. Bu acı reçeteyi önlemek adına yönetimdeki Ligt İsmalic Yönetim hiç bir şey yapmadı. Sadece Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkında Avrupa Komisyonu Sözleşmesi kabule edildi. Ancak mevzuatımız halen bu sözleşme ile uyumlu hale getirilmedi. 4320 Sayılı Kanun değişikliği için  çalışan sivil toplumun önerileri doğrultusunda bir taslak halen hazırlanamadı. Zira her ay yeni bir taslak tartışmaya açıldı.

            Hukuk Sistemimizde beklenen reformlar yine gerçekleşmedi. Adliyeler sadece ön büro sistemi ile basit bir makyaja tabi tutuldu. Birkaç birimin ismi değiştirildi. O kadar. Hakim ve savcılık teminatını tarumar eden  kararlara imza atan bir HSYK. Kuruldu. Yargı siyasetin kucağına oturtuldu. Gizli tanıklık sistemi ile insanlara ömürleri boyunca temizleyemeyecekleri bir iftira sistemi kuruldu. Sanığın aleyhine olan deliller bir bir toplanırken lehine olan deliler bir türlü toplanamadı. Ülkenin aydınlık insanları için başlatılan soruşturmaların akabinde açılan davalarda basılamamış kitaplar, köşe yazıları, uyduruk ve fotokopi krokiler delil olarak gösterildi. Hukuk adına işlenen cinayetler halkasına yenileri eklenmeye devam etti.

             HES’lerden nemalanacak taşeron toplulukları için güzelim çam ormanları feda edilmeye devam edildi. Toprak siyanür zehiri zerk edilerek kirletilemeye devam edildi. Sırf yandaşlar daha çok zengin edilsin diye göz yumulan çevre talanları mahkemelere taşındı. Bu kez de Vandallık kaybedilen mahkeme kararlarına uymamakla devam edegeldi.

             Ermeni açılımı Ağrı Dağına çarptı. İçinden sağ kurutulan olmadı. Fransız maceraperest Valeri BOYER isimli matmazelin teklifi ile 16’ya karşı 13 oyla Ermeni Soykırımını inkar cezalandırıldı. Düşünceye bu kez Avrupa’nın göbeğinden bir pranga giydirildi. Giyotinden berbat bu karar ile Ermeni Devletini Diasporanın yönettiği bir kez daha ortaya çıktı. Ama anlayabilene. Güçlü Ülke Türkiye ileri demokrasi sınavı verdiği bir dönemde en büyük tokadı Libya’da Kaddafi Birliklerine karşı omuz omuza savaştığı Fransız Kardeşinden yedi. Bu sırada yeni bir yarışma başladı uluslar arası kanallarda. Adı ‘’SİZ HİÇ BİR UÇAK DOLUSU 300 MİLYON DOLAR GÖRDÜNÜZ MÜ?

              Amy WİNEHOSUE’u kaybettik 2011’de. Bu nedenle hiç affetmeyeceğim 2011’i. O kadife ses biraz olsun umut veriyordu insanlığa gelecek için. Bir de çocukluğumun kült filmi Polis Akademisi Filmi serisinin ‘’HİGH TOWER’’ lakaplı unutulmaz oyuncusu Bubba SMİTH’i. Sever TANİLLİ Hocamı da şükranla anmadan geçemeyeceğim. Hepsinin gökyüzünden birer yıldız şimdi. Mekanları cennet olsun.

               Yine şehit cenazeleri kalktı onlarca, yüzlerce. Öfke sel oldu taştı. Peki ne değişti, hiçbir şey. Zira çözüm için somut tek bir adım atılmadı. Ülkemde kardeş kardeşe silah gösteriyorsa bunun sorumlusu siyaset ise siyasetçi ne yapar? Tek görevi kendisine bir gecede kıyak maaş zammı mı çıkartmaktır? Milletvekilleri neden seçimden hemen sonra Ankara’da mesken tutarlar. Biliyor musunuz Milletvekili seçildikten sonra Aydın’a sadece bir kez gelmiş vekilimiz var. Bu ne vurdumduymazlık ne pervasızlıktır anlamadım,, anlayamadım. Neyse konuşulacak çok şey var bu konuda ama ne bu köşe yeter bunların tümünü konuşamaya ne de siz de derman kalır tümünü dinlemeye. Kısa kestim.

                 2011 ile ilgili daha çok konuşulacak şey var aslında. Ama benim ilk aklıma gelenler bunlar. Tek bir dileğim var o da mutlu olun yeter. Biliyorum arabesk bir şarkının sözleri gibi oldu. Mutlu olmaya çok ihtiyacımız var. Yine 2011 yılında yapılan uluslararası bir araştırmaya göre mutluluk liginde 184 ülke içinde ancak 79. olabilmişiz. Yani mutlu değiliz. Şimdi diyeceksiniz ki ey yazar, onca olumsuz şey söyledin 2011 yılı ile ilgili. Nasıl mutlu olalım bunca şeyden sonra. Mutlu olmasak bile umutlu olalım. Zira gelecek daha yaşanmadı.

                  Değerli okuyucularım ev Aydınlı Hemşehrilerim. Sevgi bestesinin tınılarını tüm insanların yüreğinde hissedeceği, hüzünlerinizin dostluklarla silineceği, ümitlerinizin hiç bitmeyeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yılı sevdiklerinizle birlikte geçirmeniz dileğiyle. 2010 yılı size sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirsin! Neşe dolu bir yıl geçirin!                                                                                                                                             ALPER DERELİOĞLU

Bu yazı toplam 1428 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim