KENDİ OHAL’İNİ İLAN EDEBİLMEK
Korona virüs salgınının ilk günden bugüne dünyada ve ülkemizdeki seyri maalesef endişe verici boyuttadır.
Salgın Uluslararası bir problem olsa da, salgınla mücadele ulusal boyutta yürütülmektedir. Yani bu salgında, her devlet kendi mücadele sistemini planlamak ve uygulamak durumundadır. Başka bir deyişle, her ülke kendi göbeğini kendisi kesmek mecburiyetindedir. Bu konuda yetki ve sorumluluk birinci derecede hükümettedir.
Durum böyle olunca, Türk Milleti olarak da, hükümetimizin ve devletimizin belirlediği kurallar ve tedbirler çerçevesinde süreci takip ediyoruz.
Şüphesiz ki, bu süreçte bilim kurulunun görüşleriyle birlikte ortak aklın gereği; radikal, hızlı ve kararlı adımlar atılması çok önemli. Sağlık Bakanımız, “daha ileri tedbirlere ihtiyaç var” diyorsa, ileri tedbirdeki kastı neyse, gereği derhal yapılmalıdır.
Çok gayretli çalışmalar olduğunu görüyor ve takdir ediyoruz. Özellikle sağlık çalışanlarımızın fedakarca gayretleri ortadadır.
Bilim kurulu olarak yapılan çalışmalar çok kıymetlidir.
Resmi kurum ve kuruluşlarımızdan, belediyelerimize ve hatta özel sektör kuruluşlarına kadar herkes bir seferberlik içindedir.
Tüm yaşananlardan anladığımız kadarıyla, bu virüsten kurtulmak için bir an önce tüm insanlarımızın belli bir süre için evlerine çekilmesi yani “tam karantina” uygulaması gerekmektedir. Bunu bilim insanlarımız da söylüyor, siyasetçilerimizde söylüyor.
Ancak, yöneticilerimiz bunu farklı şekilde ifade ediyor ve diyorlar ki, “herkes kendi OHAL’ini kendisi oluştursun”.
Esasında bunun anlamı şudur; Ülkemizde “evde karantina süreci” herkesin kabul ettiği başlıca tedbirdir. Ancak, insanlara “dışarı çıkmayın” dediğinizde, dışarı çıkmayarak rızkını temin edemeyenlerin, kredisini ödeyemeyenlerin sıkıntılarını çözmeniz gerekiyor.
Daha açık olarak ifade edersek, reel sektör başta olmak üzere, insanlarımızın ekonomik olarak hayatlarını idame ettirebilmeleri için devletimizin alacağı ekonomik tedbirlere ve ekonomik desteğine ihtiyaçları vardır. Ve açıklanan ekonomik tedbirler bu ihtiyacı karşılamamaktadır.
Böyle zamanlarda, insanlar devletin gözüne bakıyor. Çünkü, normal zamanlarda vatandaş devleti yaşatıyor, böyle zamanlarda devlet vatandaşını yaşatmak zorunda. Hani sıkça kullanılıyor ya, “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” ifadesinin gereğini bekliyor.
Mesela, Katar Devlet Başkanının vatandaşlarına söylediği gibi, bizim vatandaşlarımıza da “siz parayı düşünmeyin, o bizim işimiz” denebilseydi; esnafımız, çiftçimiz, sanayicimiz ve ihtiyacı olan tüm vatandaşlarımızın ödemelerini devlet teminatı altında öteleyebilseydi, emeklimiz ve tüm vatandaşlarımız elektrik su faturasını düşünmek zorunda olmasaydı, herhangi bir şekilde işe gidemeyen insanlarımıza bugünler için biriktirdiğimiz 136 milyar TL’lik işsizlik fonundan üç ay maaş verilebilseydi, insanlara işlerini kaybetmeyecek garantisi sağlanabilseydi, sokağa çıkmak için sebep olmazdı.
Aslında, yapılacak şey şuydu; “imkanı olmayanlar için mücbir sebepten dolayı vatandaşın bankalara (kredi ve kredi kartları borçları), vatandaşın belediyelere ve vatandaşın devlete borçlarını en az üç ay erteledik, üç ay sonra yeniden yapılandıracağız” denebilseydi, tek düşüneceğimiz şey salgınla mücadele olacaktı ve o zaman evde kalmayı çok daha başarılı bir şekilde uygulayabilecektik.
Bunun için özetle deniyor ki, imkanın varsa evde kal; ekonomik çarkını döndürmek için dışarı çıkacaksan onun kararını da kendin ver, yarın virüsü kapınca benim yakama yapışma.
Evet, kendi OHAL durumumuzun özeti, maalesef budur.
Tabii, bu arada eve kapanmak tek başına çare midir?
Eve kapanmak büyük bir tedbir ama ömür boyu evde savunmada kalamayacağımıza göre, bir adım öte yapılması gereken, eve kapadığınız insanların tamamını tarayarak, korana virüsünü taşıyanları tespit edip, tecrit ve tedavilerini gerçekleştirmektir.
Bunun için de yeteri miktarda test malzemesi ve bunu yapacak yeterince sağlık personeline ihtiyacımız vardır.
Bir taraftan da, geç kalınmış olsa bile, garanti araç ve yolcu bazında yola, köprüye, havaalanına ödenen paralar belli bir süre askıya alınıp, bu paralarla acilen bilim adamlarımızın aşı ve ilaç geliştirme konusunda desteklenmeleri ve önlerinin açılması gerekmektedir.
Bu çerçeve içinde, vatandaş olarak bize ne düşüyorsa fazlasıyla yapmaya hazırız. Ancak, bunun devlet aklıyla ve devlet eliyle organize edilmesi gerektiğini biliyoruz.
Hükümetimizin de üzerine düşen bu sorumluğu hemen ve hızlı bir şekilde yerine getirmesini bekliyor ve istiyoruz.
Özetle;
1- Belirli bir süre, evde tam karantina uygulanmalı,
2- Evde tam karantina için ekonomik tedbir ve destekler sağlanmalı,
3- Evde karantina devam ederken, taramalarla tüm hastalar tespit, tecrit ve tedavi edilmeli,
4- Aşı ve ilaç çalışmaları için yoğun çalışma başlatılmalı.
Yoksa, yarın hepimiz için çok geç olabilir.
- Aytepe Mesire Restaurant’ta 14 Şubat Coşkusu
- İnci Restorant'ta Sürpriz Evlilik Teklifi
- Yılmaz Tilki Nişan Gecesi
- Erzurumlular Derneği Başkanının Mutlu Günü
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- CHP İl Başkanı Hikmet SAATÇİ Açılış Konuşması
- CHP'li Vekil Erdoğan ÖZYALÇIN'ın Konuşması
- CHP li Vekil Gaye USLUER'in Konuşması
- Cem AKBUDAK Koalisyon'un Neden Kurulmadığını Anlattı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim