KIRIŞIKLIKLAR İÇİN BOTOX MU KÖK HÜCRE Mİ?

KIRIŞIKLIKLAR İÇİN BOTOX MU KÖK HÜCRE Mİ?

Yaşlanmanın doğal süreci olarak cildimizde kollajen yapımı azalır. Kollajen yapımının azalması ile de deride sarkmalar, deri elastikiyetinde azalma, bunlarla beraber ince veya derin kırışıklıklar oluşturur. Deri elastikiyetinde azalma ilk bakışta fark edilmese de sarkma ve kırışıklıklar direk olarak dikkati çeker, kişiyi rahatsız eder, kişinin moral motivasyonunu etkiler. Bu kırışıklıklar sıklıkla çok kullanılan mimik kasları çevresinde ve bu kaslara dik olarak ortaya çıkar. Mimiklerini çok kullanan kişilerde kırışıklıkların ortaya çıkışı hızlanır. Kırışıklıkların ilk oturduğu yerler göz kenarlarındaki kaz ayakları ve kaş ortasında glabella çukurudur. Daha sonra alında, dudak çevresinde ve en sonunda tüm yüzde belirgin hale gelir.

Günümüzde kırışıklık mücadelesinde kremlerden örümcek ağı uygulamalarına kadar sayısız yöntem bulunmakla beraber bugün bu yöntemlerden sadece botox ve CGF uygulamasını inceleyeceğiz.

Botox tabiatta spor olarak bulunan C. Botillinum bakterisinden elde edilen bir toxindir. Bu toxinin belli konsantrasyonda belli yerlere uygulaması ile ilgili yerlerde bulunan kaslarda geçici felç oluşturulur. Kasılamayan mimik kasları deride yeni çizgiler oluşturamaz. Bunun yanında eski çizgilere de iyileşmek ve dolgunlaşmak için zaman ve fırsat verilmiş olur. Botox uygulamasından sonra 7 gün içerisinde etki ortaya çıkar ve bu etki bünyeden bünyeye değişmekle beraber 5-9 ay kalıcı olur. Etkinin hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor olması botoxun avantajıdır. Ancak botox derin çizgilere tek başına etkili değildir. Bir dermal dolgu veya dolgu ipi uygulaması ile kombine edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında botox cilteki asıl sorunu ortadan kaldırmaz. Sadece görüntüyü geçici olarak düzeltir. Derinin asıl sorunu yaşla birlikte kollajen üretiminin azalıyor olmasıdır. Yine botox uzun kullanımda mimik kaslarında ve cilt içi kaslarda gerileme yaratacağı için kırışıklıkları azaltmakla beraber deri sarkmalarını artırma potansiyeli taşıyabilir. Bunun yanında seçili endikasyonlarda ve doktor kontrolünde yapılan uygulamalar bu riskleri bertaraf edecektir.

CGF (consantre büyüme faktörü) uygulamasına gelirsek;  bu uygulamada kişiden bir miktar kan alınır. Bazı işlemler yapılarak bu kandan CGF, PRP ve plazma gibi ürünler ayrıştırılır. Her bir ürünün ayrı görevi ve kullanım alanları vardır. CGF ve PRP özel ve önemli bir üründür. Bu ürünü vucudun hangi dokusuna uygularsak o dokunun karakterine bürünür ve o dokunun yenilenmesine yardımcı olur. Örnek verecek olursak CGF ve PRP yi kırık veya zayıf kemik dokusuna ekersek o bölgede kemiğin güçlenmesini sağlar. Saçlı deriye ekersek yeni saç oluşumunu ve mevcut saçların kuvvetlenmesini sağlar. Hatta MS hastalığında beyin dokusuna, sinir kesilerinde sinir dokusuna uygulayan klinikler bulunmaktadır. Diş hekimliğinde çene kemiklerinin kuvvetlenmesinde de sıklıkla kullanılmaktadır.

Biz mezoterapi hekimleri de aynı maddeyi cilde uyguluyoruz. Cilde uygulanan CGF ciltte kollajen üreten hücreleri (fibroblastları) sayıca artırmakla kalmıyor bu hücrelerin kollajen üretme yeteneklerinide artırıyor. Sonuçta üretilen yeni kollajen ile ciltde doğal bir parlaklık oluşuyor, elastikiyet artıyor, kırışıklıklar gideriliyor ve sarkmalar geriletilebiliyor. Ayrıca lekelerde de ciddi gerileme gözleniyor.

Sonuçta hangi yöntemin kullanılacağı kararını hastaya rehberlik eden doktor verecektir. Her yöntemin bir diğerine üstünlüğü olduğu gibi ayrı kullanım yerleri bulunmaktadır.

Pürüzsüz parlak canlı ciltler dileğiyle.

Dr. Ruhi Gündüz/ mezoterapi hekimi/ Kuşadası.