Şuayip YEĞEN / Köşe Yazarı

MUHAFAZAKÂR  DEMOKRAT  BİR PARTİ,     AK PARTİ.

        Bu günlerde internet haberlerinde ve gazete haberlerinde  dikkat çekici bir şekilde milletvekili adayları tahmin edilmeye çalışılıyor.Belki de bir şekilde öneriliyor.Bazıları da hakları olmadıkları halde saldırıyor.

        Ben her iki tarafı da olduğu gibi kabul edenlerdenim.

        Görelim Mevlâm neyler./Neylerse güzel eyler.

          Ben Bu adaylar tespit olunurken, tahmin olunurken, Ak parti kimliğine bakarak da karşılaştırmamız gerekiyor gibi geliyor.

         Hem karşılaştırsak da ne olacak diyenlerimiz de olabilir.  onları da  anlayışla karşılıyorum.  O zaman beni de,sizler hoş karşılayın, AK partinin bastırıp dağıttığı kitapçıklardan   MUHAFAZAKAR  DEMOKRAT  tanımı  bir gözden  geçirelim.

       Ak partiyi  tanımlarken,  kimliğini  tespit ederken,  bazı hususlar öne çıkarılıyor , bu hususların  parti anlayışı için önem taşıdığı hatırlatılarak,bazı dostlarımız  da bizleri bu konuda  sorguluyor.                                                                      Bu Ak parti kimliği ve kendini tanımlayan hususları bir daha gözden geçirsek, belki tereddüt yaşayan vatandaşlarımıza da bir katkımız olur düşüncesi  taşıyorum.Bu bakımdan bir bakalım   ,Ak parti;

       Manevi  değerlere bağlı, saygılı.                                                                                                                                                   

      Emperyalizme ve  vahşi kapitalizme karşı.

       Sosyal adaletçi  ve  özgürlükçü.Bu  tarafını muhafazakârlık içinde tanımlamaya çalışırken,

      Demokrat  olmak  kimliği ile de;

       Diktatörleşmemeye  (tarihsel nitelemesi ile, Firavunlaşmamak),

       Kamu servetini  yağmalayanlardan olmamaya(  yani,Karunlaşmamak),

       Dini,kendi hevâ ve  heveslerine alet edenlerin izlerinden gitmemeye

Dikkat etmek  diye tanımlanmaktadır.

        Bu hususları kendi adıma düşündüğümde, böyle olması gerektiğini de inanıyorum. İnanıyorum ve yaşıyorum. Muhafazakâr  demokrat kimlik taşıyanların  böyle yaşaması gerektiğini de ,çevremde  hatırlatıyorum.

        Bu günler, millet için,devlet için “yapılacak çok işler var” diyecek olan muhafazakâr demokrat  Ak partililerin,  kendilerini bir kez daha dinlemeleri,kontrol etmeleri gereken günlerdir  diye  düşünüyorum.             Eğer çevremizdeki  dostlarımız,arkadaşlarımız  halâ daha ak parti’li olamamışlarsa bu konuda bilgi eksikliklerini gidermek için olsun,veya bazı yanlış davranışları görerek sorgulamak adına  bu konuları dile getirmiş olsunlar .                                                                                                                                    Hizmetlerin devamı  için ,Ak parti varlığının devamını isteyen  tüm Ak partili  muhafazakâr  demokratlar için bu davranış iyidir.Kendimize bakma fırsatı vermektedir.Halkımızın ,kentimiz insanının  Ak partiye ilgisi vardır. Tanımak için  bizlerden yardım beklemektedir. Kendimizi sorgulamalıyız.Artık yeni bir Türkiye var.Türkiye değişmektedir. Demokratlar bunu gerçekleştirdik diyorsa,ki öyledir. Herkesin sorgulandığı  Türkiye’de Başkası sorgulamadan, kendi kendimize sorgulamalıyız ki  Toplumun, ulaşamadığımız kesimlerindeki tereddütlerin giderilmesini sağlayalım.

         Bilinmelidir ki !  bu  saydığımız özelliklerin yanında, daha bazı güzel davranışlar da beklenmektedir  muhafazakâr demokrat ak partililerden.

         Muhalefet veya iktidarda  ifrat ve tefritten  uzak durmalıdırlar ,   Siyasi rakiplerini düşman gibi  görmeyip,onlar ile kavga etmeden konuşmayı,  küfür ve iftira atmadan tartışmayı,     taviz  vermeden  uzlaşmayı  da  becerebilmelidirler.

         Bu tespit etmeye çalıştığım prensipler, insanlık olarak da benimsenen güzel davranışlardır.    Bu davranış içinde olanlar , her zaman takdir görürler. Bulundukları  cemiyet içinde de, güvenilir insan, arkasından gidilecek insan olarak nitelendirilirler. Bu güveni, daha çok insandan  görmek  için çalışmalı.                                                                                                                        Muhafazakâr demokrat anlayışın  toplumumuzda, daha İnandırıcı ve güven verici olmasının  temin edilmesi , yapılan yatırımların dikkate alınmasını ve Ak parti çalışmalarının daha kolay, müspet  netice vermesini  de sağlayabilir.

    Bu konuyu  içimden geldiği gibi,sadece tanımlar üzerinden giderek  bakmaya çalıştım. Bir de  olmaması gereken yerden bakalım.                         Böyle olunca da    Netice ne olabilir.?

     Yukarıda bahsettiğim prensipleri kabul ettim diyerek,her yerde ,her plâtformda savunmaya çalıştığı halde,davranış biçimine gelince tavizler verip, bu prensiplere uymayan davranışlar sergileyen kişiler ,siyasi ikbal Korkusuyla da yanlışlarını çoğalttıkları zaman ,muhafazakâr anlayış   içinde“münafık”,”riyakar” olarak isimlendirilirler .Bu tip insanlar güven kaybına uğrarlar.   Seviye  düşürürler.

     Pekiii , toplumda  bu güven kaybına uğramış insanların kanaat önderliği yaptığı bir proje, hangi ölçülerde başarı sağlayabilir.Bu insanlar elbette bir müddet, kendileri için bir zaman aralığını kullanabileceklerdir. Bu zaman aralığı uzun sürdüğü  takdirde ise,  o toplumda yönetim ve  halk arasında problem oluşmaya başlar.                                                                                                       Bu problem, o toplumun kanaat önderleri  aracılığı ile  dikkat çekilmeye çalışılır… Yönetim kendi hesabına  gider, söylenenleri kulak tıkarsa, üst yönetimler bunu gördükleri halde  sorgulamaz ve demokratik şartların korunmasını sağlayamazsa, işte o zaman o toplum  kendine, başka bir yönetim projesi aramaya başlar…  Bulur da. !     İşte son günlerde  saadet partisinin başına   gelenler.. Siyasi literatürde  zaman , zaman  kullanılan bir söz vardır.”mezarlıklar siyasi meftalar ile doludur” diye.                                                                                                    Hiç kimse bu hayatta bakii  değil. Demek ki , eğer Sen  tedbir alıp kendini düzeltemiyorsan,  İmkanları kullanıp diktatörleşiyorsan, dini kendini şirin göstermek için kullanmaya başlamışsan, Siyasi rakiplerini düşman gibi görmeye başlamışsan, İktidarını korumak adına ifrat ve tefrit’e kaçmışsan , küfür ve iftirayı da kullanıyorsan vay haline…..

    Bu durum, ister bir genel merkez problemi olsun,ister bir il, ilçe, belde problemi olsun değişmez.  Kural aynı kural.   Halk bu sorunu sorgular,  fırsat bulunca da değişimi gerçekleştirir.

      Böyle bir değişime götürmek, bugünkü  Ak partililer  için  büyük bir vebaldir.  Halkı eziyet etmemek gerekir. Ben burada  bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.Aydın’da  Bulunan  Ak Partili yöneticiler, başkaları sorgulamadan kendilerini,  bu tanımlara göre bir sorgulasınlar.                              Tanımlarda  bahsedildiği  gibi muhafazakar demokrat  bir anlayışla yaşayıp yaşamadıklarını, Kendi kendilerine bir baksınlar ,henüz vakit varken.

      Ben Ak parti Aydın teşkilatında,muhafazakar demokratların çokluğuna inanıyorum .Elbette  onlardan, Aydın’ımızda   çağrı bekleyen demokratları,  muhafazakârları yanlarına almalarını bekliyorum.alacaklarına  da  inanıyorum.                                                                                                       Muhafazakar demokratlar, Aydın halkı karşısında  inandırıcı olmalıdır.Güven vermelidirler. Kucaklayıcı  olmalıdır. Aksi halde, Aydın’da eldekiyle yetinmek gerekecektir.

        Bu ise , bu kadar yapılanın karşısında yeterli değildir.AYDIN  verimli  topraklara sahiptir, verir. Ama istemesini bilmek gerekir.   İsteyenlerin de  kimliğinin bilinmesi  gerekir.     Şartların oluşturulması gerekir.

          Allah, başımızda söz sahibi olanları , kendisinin de sevdiği kullarından eylesin.                                                                                                                                   Bu aziz milleti korusun .Refah ve huzur içinde yaşam versin.                                                  Artık söz “KARAR MİLLETİNDİR” diyenlerin olsun .inşallah.                                          Çünkü, mülk Allah’ındır.       “Nasılsanız, öyle  yönetilirsiniz.” Demektedir.       Saygılarımla selamlıyorum.      Yeni bir söyleşide daha görüşmek üzere Hoşça kalın.

ŞUAYIP  YEGEN / AYDIN