Şuayip YEĞEN / Köşe Yazarı

Eylül’ler bitmiyor ki…  Zulüm hemen gitmiyor ki…  İşte burası düşündürücü. Ben de yıllardır gençlik yıllarımda emperyalist güçlerden kurtulduğumuz halde  niye ülkem kalkınmıyor , niye ülkem borçtan kurtulmuyor , niye insanım rahat etmiyor , niye başka ülkelerde insan haklarından bahsedildiği halde biz de bu haklar  siyasi malzeme yapılıyor diye düşünürken,cevap ararken  öğretmenlerim,tahsillerine saygı duyduğum büyüklerim,kitaplarını okuduğum o günlerin sağcı,solcu,milliyetçi düşünce adamları bizlere,bizim kuşağımıza cevap olarak, Demokrasi ,yaygın demokrasi , özgürlükler ,İnsan hakları  eksikliği diye öğretmişlerdi.   Bu eksikliklerin bir an önce giderilmesi gereklidir diye  istikamet göstermişlerdi.

           Yıllarca bu öğrendiklerimizin savunmasını yaptım bulunduğum yer, mekan her neresi olursa olsun    Milletim için, vatanım için bu can bu ten’de oldukça  da devam edeceğim inşallah.   Bu inanç ve imanla, mücadele ile yaşarken yılların geçtiğini fark ediyorum, görüyorum.  Ağustoslar ,eylüller , ekimler geçiyor , Ülkem, Halkım uluslar arası standartlarda” insanca yaşama” bir türlü ulaşamıyordu.

       Bu arada bir 12 Eylülü , bir 28 Şubat  zulmünü de görüyor, yaşıyor Anadolu insanı. Ne oluyor,neden oluyor öğrenmeye çalışıyor.Dış mihraklar,İşbirlikçiler deniyor,kafalar zihinler karışıyor.KİM BUNLAR? ,. Özgür olmak, özgürlüğe kavuşmak kolay değil. Bu kez yurdumda ,karşımda, Yunan askerleri de yok .Milletim, Halkım sabrı yıllardır öğrenmişti. Sabretti. Sabretti ama, her yetişen evladını,İnsan haklarını, Bağımsızlığın önemini, Özürlüğü anlattı , öğretti. O, inancını hiç kaybetmemişti.”Batıl elbet yok olur,zulüm ebed değildir” bunu hiç unutmamıştı.

        Anadolu insanı sabretti,sabretti  ama  boş da durmadı .Kurtuluş gününden sonra silahlı milis kuvvetlerini bıraktı. İnsanım demokrat mücadeleye geçti. Kendini özgürlüğe ulaştırabilmek için her bölgede sivil toplum kuruluşları oluşturuldu. Halkım ,  bu kuruluşlar aracılığıyla insan haklarını , yaşlı haklarını , engelli haklarını , sağlıklı yaşam haklarını ,hukukun üstünlüğünü , demokratik yönetimi öğrendi ve ille de demokrasi , ille de özgürlük dedi. Bu konuda yetişen millet evlatları : Ahmetler ,Hasanlar , Aliler ülkemin insanlarını daha güzel,daha refah,daha zengin,daha kalkınmış,kısacası düştüğü günlerden önceki medeniyet seviyesine yükseltebilmek için  hükümetleri sıkıştırdı. Halkım  demokrasiyi, kendi kendine yönetmeyi öğreniyordu.Bazen dağılıyor,   bazen toplanıyor, ulu hakanların savaşlarda gösterdiği mücadele örneklerini bu kez seçim zamanlarında sergiliyor. Kendisini beğenmeyen hükümetleri hemen bertaraf ediyor.. Demokrasiyi içine sindiriyordu.

   Evet kurtuluşa ulaşan Türkiye insanı gibi,  Aydın halkı da el birlik olmuş ,  yeni bir anayasa istemeye başladı. Bu kez  de Ankara’da, bu sese kulak veren bir hükümet var. Toplumun demokrasi ve özgürlük isteklerine cevap vermek istiyor. Ama meclis sayısı, özgürlüğe gitmeye yeterli gelmiyor. O halde halka , halk oylamasına gidilsin diyor. Kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi halkın özgürlüğüne, Ankara Hükümeti ve bu gün milis kuvvetler denilebilecek sivil toplum kuruluşları birlikte koşuyor. Bu anayasa paketi özgürlükler için yetmiyor ama, hazırlık için büyük çoğunluk evet diyor.

      13 Eylül 2010  Türkiye  için, şehit torunları  aziz milletim için,millet evlatları için   YENİDEN bir başlangıç olacak inancını ben de taşıyorum.   Bu küçük anayasa paketiyle milletin anayasasının önü açılacak . Milletim,TÜRKİYE SEVDALILARI ile kalkınmanın ,medeniyetin yüksekliklerini seyredecek ve yaşayacaklardır inşallah. Mübarek olsun…

Şuayıp Yegen