Bekir AYGÜL / Köşe Yazarı

SİYASETTE BAŞKASININ DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAK!

Aydın’da , MHP ve CHP birlikteliği yerel seçimlerden sonra oluşan İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi’nde “birlikte hareket etme” kararından sonra alenilik kazanmıştı.

 Bu birlikteliği kendi tabanlarına anlatmakta sıkıntı yaşayacaklarını bilen yöneticiler, uzunca bir süredir varılan anlaşmayı  kamuoyuyla paylaşmaktan çekindiler. Tabanlarına sürekli olumlu mesajlar vermek suretiyle tepkileri en askeri düzeyde tutma gayreti içinde oldular.

Özellikle MHP tabanının çok sert tepki koymasına rağmen yöneticiler tabanın sesine kulak vermeme yolunu seçtiler. Tv programlarında ve gazete demeçlerinde iktidarı eleştirirken CHP ye toz kondurmama gayreti içinde oldular hep.

Ancak CHP-MHP yaklaşan genel seçimlerde artık birbirine rakip partilerdir. Dolayısıyle her parti il yöneticisinin kendi parti çıkarlarını önceleyen,diğer partileri eleştiren bir uslup içinde bulunması siyasetin doğal gereğidir. Hal böyleyken MHP il başkanının kendi parti söylemleri, tabanının beklentileri yerine CHP’nin dedikodularına sahip çıkarak siyaset yapması, tabir yerindeyse rakip partinin değirmenine su taşıması, kendi tabanı tarafından bile garipsenmektedir.

En son bir televizyon programında CHP il başkanı ve MHP il başkanının beraberce boy göstermesi ise MHP nin, CHP nin güdümünde politika geliştiriyor anlayışının  kamuoyunda tamamen yerleşmesine  neden oldu.

Aydın’da MHP, CHP nin düştüğü hataya düşüyor. Bir zamanlar birileri protokolda densizlik yapmıştı. Önemli bir günde ve halkın önünde Mülki Amirin uzattığı eli sıkmamış, üstelik uzun dillilik yaparak hakaretlerde bulunmuştu. Bundan politik yarar uman bu zatı Aydınlılar ve kendi partisinin tabanı unutmadı.Mülki Amire yapılan bu densizliği CHP tabanı hiç affetmedi ve önseçimde bu zatı son sıralara doğru elektronik posta ile gönderiverdi.

Aynı hatayı bu kez MHP yöneticileri yapma eğilimine girdiler. Siyaseti kendi kulvarında yapmak dururken, siyasi rakipleriyle mücadele etmesi gerekirken Devletin Mülki Amiri ile uğraşarak siyasi prim toplama gayreti içine girmeleri, kendileri açısından hiç de faydalı bir yol değildir.Mülki Amir hem Devletin hemde hükümetin temsilcisidir. Bakanların da ayrı ayrı ilde temsilcisi durumundadır. Yapılan icraatlarda kanun ve yönetmelikler çerçevesinde kendisine verilen yetkileri kullanır. Bundan ibaret olan bir makamı hedef tahtasına oturtarak siyasi zemine çekmeye çalışmak, birde Belediye Başkanı’nın güdümünde kamuoyuna yalan yanlış demeçler vermek bir parti yöneticisine yakışmayan tutum ve davranışlardır. Doğru bilgileri direk yetkili makamdan almak varken birilerinin dedikodularını dillendirme gayreti şık olmamıştır. Burada dikkat edilmesi gereken bu tip parti yöneticilerinin gidişi diğerlerine benzemez partisini de bitirir. Sağ duyulu MHP lilerin yapması gereken;  yöneticilerini her platformda uyarmaları ve doğru politikalar geliştirmesi konusunda sık sık ikazlarda bulunmalarıdır.

Yerel tv de sayın Muti’nin bahsettiği konu ile ilgili olarak da; Önceki Belediye Başkanı zamanında yapılıp bitirilen ama şimdiki Belediye başkanının iki yıldır ruhsat işlemini dahi bitiremediği Yedieylül İlk Öğretim Okulu konusunda kamuoyuna yanlış bilgiler verme gayreti, Şimdiki Belediyenin diğer yatırımlar konusunda da olduğu gibi beceriksizliğinin aleni göstergesidir. Özel İdare Genel Sekreterliğinin vermiş olduğu yıkım izni Belediyenin elindedir. Ve Gazete manşetlerinde boy boy çıktı. Okul binası, bir an önce yıkılabilsin belediye zaman kazansın diye boşaltılmış ve yıkımı için Belediyeye yazı yazılmış,ancak belediye evrak eksikliği bahanesiyle yıkım yapmamaktadır. Belediyenin bir an önce yıkabilmesi için boşaltılan binada tinerciler, sarhoşlar, fuhuşçuların barındığı iddiası Aydın’a hakarettir. Aydın’ın en merkezi yerinde bunların olamıyacağını en iyi sayın Muti’nin bilmesi gerekir. Eğer çözüm isteniyorsa Belediye kendisine verilen yetkiyi kullansın, kapı ve pencereleri sökük eski binayı yıkıversin. Olay bitsin... Ama işin perde arkasında başka amaçlar var beceriksizliği birilerinin üstüne yıkma gayreti var.

Sayın Muti’ye buradan bir iki hususu hatırlatmakta yarar var. Öncelikle Belediye Başkanının avukatlığını bir kenara bırakıp da, Aydın Müftülüğü’nün kendi arsası üzerinde külliye ve cami yapmasına engel olunmasını niye gündeme getirmiyorsun? Projesi yapılmış, daha önceki Belediye Başkanının ruhsat verdiği cami ve külliye inşaatının Başkan Çerçioğlu tarafından ruhsatının iptal edilmesine, cami ve külliye yapımının sudan bahanelerle engellenmesine niye sessiz kalıyorsunuz? Yoksa cami, külliye antipatisi sizde de mi başladı ? MHP tabanı bu yapılanları asla tasvip etmez, milli ve manevi değerlere sahip çıkan ülkücü camia  cami külliye alerjisi içinde olanlara tepkisini ortaya koyacaktır.

 Bir başka husus aylarca gündemi işgal eden AYBA olayında niye sessiz kalıyorsunuz? Valiliğin bu konuda belediyeye gönderdiği raporla neden ilgilenmiyorsunuz, bu raporun içeriğini okudunuz mu?

Yine Aydın’da tüm büfeler yıkılırken neden 14 adet büfe istisna bırakıldı? Bu büfelerin ihalesi yeniden yapıldı mı? kimlere ihale edildi? Bu ayrıcalıklı uygulamaya mazhar olanlar acaba kimler?

Yeni terminal binası projesini incelediniz mi? beş-on yıl sonrası ihtiyaçlara cevap verebilecek mi? bu konulardaki görüşünüz nedir?

Belediye sarayı ihalesi ne aşamada? Aydınlılara mı verildi? Yoksa ihale şartları oluşturulurken Aydın işdamları devre dışı mı bırakıldı? Verilen sözler ne oldu? Bu konu sizi hiç ilgilendirmiyor mu?

Mesire alanı, Nevzat Biçer Parkı sizi ne kadar ilgilendiriyor? Buralarda olup bitenlerden haberiniz var mı?

Bütün bu soruların cevabını ararken umarım doğruları bulup bizimle paylaşırsınız.