• Aydın19 °C

Mehmet TÜRKİŞ / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet TÜRKİŞ / Köşe Yazarı

TARİHİMİZ ve İSYANLAR

07 Aralık 2011 Çarşamba 19:27

Bundan  önceki  yazım da Emperyalistlerin  Cumhuriyet  öncesi ve  sonrası  Türkiye  üzerin de oynanan  oyunlarından   bahsetmiştim .

                        Osmanlı  dönemin de  başlayan isyanlar  , ülke  bütünlüğüne  yönelik  bölüp, parçalamak  ve  yönetmek  amacı  gütmekteydi .

                        1. Dünya  savaşı  sonun   da   bu  emellerine  kavuşmuş  gibi    oldular . Teslimiyetçi bir  durum  gösteren  Osmanlı  yerine ,   yurdu  top   yekün    savunma  için  örgütleyecek  ulu  Önder   MUSTAFA    KEMAL  ve   yurtseverleri  hesaba    katmadılar .

                        Ülkeyi  bölüp  kukla  devlet  kurma  hevesinde  olanlarla ,  mandacılığı  savunan  işbirlikçilere  rağmen  verilen  Milli mücadele  sonun  da    CUMHURİYET  TÜRKİYE’ si  kuruldu .

                        CUMHURİYET   rejimi   ile   halkın   uyanışından   ve  bazı   hakları  kazanmasından   rahatsız   olanlar  ,  bilhassa   doğu  bölgesin  de   AĞALIK    düzenlerini  kaybetme  durumu  ile  karşı  karşıya  kalanların  başlattığı isyanlar  bastırıldı . Devlet  gereği  olan önlemi   aldı .

                        Günümüz  de  30  yıldır  mücadelesi  süren   PKK – KONGRE  GEL  ‘  in  amacıda   ülkeyi   bölmek ,  doğu Anadolu  da emperyalistlere  uşaklık  yapacak  kukla  bir devlet , Kürdistan  ‘ ı  kurmak . Bu  hevesleri  Osmanlı  dönemi , Cumhuriyet ‘  in  ilk  yılları da  vardı . Bu  günde  aynı  amaçla  halkla ,  devletle  savaş  halindeler .

                        Bu  bir  isyandır  ve  Devlette  gereğini  yapmaktadır yapacaktır .

                        İşte  bu  isyanlardan  biri ;   Said-i   Nursi  isyanı .

                        11 Kasım  1938  gününden  itibaren  , Türk  Milleti  ATA   sına   ağlarken , anglo-  sakson  işbirlikçisi  TÜRK  düşmanları sinsi  sinsi  geliştiler  ve  bugün  ABD de  deki  çiftlikte  “  yan  gelip yatıyorlar .”

                        “ Özgür  bir  Kürdistan  tohumu  ekiyorum.Onu geliştirip  büyütün “

                        Yalnızca  bir  dakika  durup  düşünün. Yukarıdaki tümceyi  kim  söylemiş  olabilir.? Aklınıza  hemen Apo  geldiyse , aslında  bir  bakıma  başarılı  oldular  demektir . Görünen  düşmana karşı  Türk ‘ ün  savaşması  zor  olmaz .

                        Ama  Türk  halkının  görünmeyen  sinsi  düşmana karşı  savaşması çok  daha  zordur . Yukarıdaki  tümceyi  söyleyen   kişi amansız  bir  Türk  düşmanı  olan   son  nefesine  kadar  Türkiye toprakları  üzerinde  bir  Kürdistan   kurma  düşüyle  ölen  Kürd  said  ya  da  çoğunun  bildiği  adıyla  Nurculuğun  kurucusu  Said-i  Nursi ‘ dir .

                        Bu   tümce , bir  zamanlar çıkarılan  ve  kime  hizmet ettiğini  herkesin  çok  iyi  bildiği  Özgür  Ülke  gazetesinde yayınlanmıştır . Yine  bu  gazetenin  ifadesinde  ve   diğer   Kürtçü  yayın   organlarında   Kürt   Said   için  “  devrim  şehidi  “   ifadesinin  kullanılması  nurculuğun  hangi  ereğe  hizmet  ettiğinin en  kesin  kanıtıdır.

                        1876  yılında  Bitlis ‘ in  Nurs  köyünde  dünyaya gelen  Said-i  Nursi  bağımsız  Kürdistan  çalışmalarına  II. Abdülhamit zamanın da  başlar . Bu  zamanlar  Türk  topraklarının  bir  bir  elden çıktığı  zamanlardır.  Said- i  Nursi  bu  durumdan  yararlanmak  için Abdülhamit ‘ e  bir  dilekçe  ile  başvurur . Dilekçede  Kürdistan’ ın  geleceği (!)  için   Kürdistan  olarak  adlandırdığı  bölge de  3  tane medrese  açılmasını  burada  Kürt  gençlerin eğitim  görmesini  ister .

                        II.  Abdülhamit   bunun  altındaki  sinsi  planı  hemen  fark  eder.  Her   ne  kadar  Türklük  akımlarını  engellemekte  ise  de ,  Türk  topraklarını  kendi  eliyle  teslim  edecek  kadar Vahdettinleşmemiştir . Bu  dilekçeden  sonra  Said-i  Nursi ‘ yi  önce sürgüne  göndermeyi  düşünür . Fakat  akli  dengesinin  yerinde olmadığını anladığından  tımarhaneye  kapatılması  kararlaştırılır. Said , “ Zalimler  için  yaşasın  cehennem “ sözünü  Abdülhamit  için  söyler . 

                        31  Mart  ayaklanmasında  da  Kürt   Sait  , Volkan  gazetesi  ile  beraber  yeniden  sahneye  çıkar .İngilizlerin  tek  bir kurşun  atmadan   Türk   toprağı   olan   Kıbrıs ‘ ı  ele  geçirmesinden büyük  bir  sevinç  duyarlar .Volkan  gazetesin de  İngiliz  propagandası yaparlar . Çünkü  umdukları  Kürdistan  için  İngilizlerden  görecekleri yardımdır . 31  Mart  ayaklanmasın  da   bir  çok   Türk   subayını  vahşice   katlettikleri   halde    Hıristiyanların  kapısına   birer  nöbetçi  koyarak  onları    korurlar . Yağmalanan   Türkler    umurların  da değildir . Fakat   Mustafa   Kemal  ‘  in  kurmay   başkanlığını   yaptığı  Yıldırım   Orduları  çok  geçmeden  bu  isyanı  bastırınca  Isparta ‘ ya sürülür .  Bu   andan   itibaren  Kürt   Said    Mustafa   Kemal ‘  i  artık   unutmayacak   ve   onun   kurduğu   Türkiye   Cumhuriyeti ‘ ne karşı  tüm  kinini   kusacaktır .

                        Osmanlı  devleti Birinci   dünya  savaşından  yenik çıkınca   Said-i  Nursi  tekrar  ortaya  çıkar . İngilizlerin  güdümünde Kürt  Teali  Cemiyeti ‘ ni  kurar  ve  İngiliz  işgal  planlarına  uygun olarak  Doğu  ve  Güneydoğu  Anadolu  bölgesinde  yeniden Kürdistan düşleri  görmeye  başlar . “  Uyan  ey  Selahattin  Eyyübi ‘ nin torunları  Kürtler” diyerek  Kürtleri  ayaklanmaya  çağırır .16  Eylül 1919  da  İkdam  gazetesinde  bir  bildiri  yayınlayarak , Türk  ulusunu Kuvayı  Milliye ‘ ye  destek  vermemeye ,  hatta  onlara  karşı mücadele  etmeye  çağırır .

                        Cumhuriyetin  ilanından  sonra  da  Kürtlerin  isyan dalgası  devam  eder . Said-i   Nursi  de  bu  isyanlara  katılır .” Biraderi  azamım “  dediği  Şeyh  Sait ‘ in  isyanına  katıldığı  için tekrar  sürgüne  gönderilir . Onun  biraderinin “ Bir  Türk  öldürmek 70 gavur  öldürmekten  daha  üstündür “  sözü , Said-i  Nursi ‘ nin düşünce  yapısının  kanıtıdır . Şeyh  Said  Türk  Ulusuna  karşı  bu hainliğinin  bedelini  darağacında  sallanarak  öder . Said-i  Nursi  bunu asla  unutmaz .

                        Hasta  yatağın da  yatarken  zamanın  Hakpar başkanı  olan  Abdülmelik  Fırat’a  “ Biraderi azamım  Şeyh  Sait ‘ in öcünü  alacağım  der .

                        Öcünü  almak  istediği  kişi  ,  yaşamını  Türk ‘ ü sırtından  vurmakla  geçiren , İngiliz  işbirliğiyle  Musul  ve  Kerkük ‘ ün  Türklerin  eline  geçmesini  engelleyen , Türkiye  Cumhuriyetini parçalayarak Kürdistan  kurma  hayali  olan  kişidir.

                        Cumhuriyet  öncesi  başlayan bölücü  emeller , bugün Emperyalizmin  desteklediği  PKK  ile  sürdürülmekte  ve  aynı hayaller  uğruna  katliamlar  yapılmaktadır.

                        İşte  bu  tür  isyanları  bu  ülke  tarihi  boyunca yaşamıştır . Bunlarla  mücadele  halk içindir , hak  içindir . Ülke bütünlüğüne  yönelik  art  niyetler  daima  olmuştur  olacaktır. 

                        Bu  hayaller  beyhude  hayallerdir .

                       

                        Saygılarımla .

 

         www.aydinozel.com Köşe Yazarı  Mehmet  TÜRKİŞ

Bu yazı toplam 1441 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim