- Aydın19 °C
- KONÇE'DEN KUŞADASI'NA DOSTLUK KÖPRÜSÜ
- KUŞADASI BELEDİYESİ KAMU YARARINDAN TAVİZ VERMİYOR
- KUŞADASI YEREL ÜRETİCİ PAZARINDA BAHAR BEREKETİ
- KUŞADASI BELEDİYESİ RAMAZAN YARDIMLARINA 23 NİSAN’DA DA DEVAM ETTİ
- CHP AYDIN ESKİ MİLLETVEKİLİ BAYDAR KUŞADALI PARTİLİLERİ İLE BULUŞTU
- Tarım Projemiz, 32 Proje İçerisinde Yer Aldı
- MHP Aydın Regaip Kandili Açıklaması
- Rektör, Adnan Menderes Demokrasi Müzesi’ni Ziyaret Etti
- Aydın Tarım İl Müdürlüğü Faaliyetleri
- Zincir marketler ürün satış sınırlaması
- ADÜ DOKTORA ÖĞRENCİLERİNE TÜBİTAK 2211-C DESTEĞİ
- EFELER BELEDİYESİ’NDEN SEVGİLİLER GÜNÜ KONSERİ
- CHP Söke'den Ayçiçek Yağı Tepkisi
- DİDİM, TRİATLON İÇİN HAZIRLANIYOR
- ADÜ’de Dr. Gül Dilek Türk'ün Kitapları Yayımlandı
- 10:15 - Aydın Edessa Kebap Gururlandırmaya Devam Ediyor
- 10:53 - BAŞKAN ÖMER GÜNEL’DEN BAŞKAN DENİZ ATABAY’A DESTEK
- 10:48 - KONÇE'DEN KUŞADASI'NA DOSTLUK KÖPRÜSÜ
- 10:41 - BÜYÜKŞEHİR’İN ATATÜRK BULVARI’NDAKİ ÇALIŞMASI VATANDAŞLARDAN TAM NOT ALDI
- 10:30 - İKİÇEŞMELİK İŞ BİRLİĞİ İLE GÜÇLENİYOR
- 10:18 - KUŞADASI BELEDİYESİ KAMU YARARINDAN TAVİZ VERMİYOR
- 10:15 - BAŞKAN ÖMER GÜNEL’DEN HAVUZ MEDYAYA AÇIK DAVET
- 09:53 - en
- 16:41 - AYDIN TİCARET BORSASI, AYDIN YAMALAK SARISI ZEYTİNİ COĞRAFİ İŞARET TESCİLİ’Nİ ALDI
- 16:18 - KUŞADASI BELEDİYESİ YARDIMIMIZA KOŞTU
- 14:40 - BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN KEREVİZ VE HAVUÇ ÜRETİCİSİNE DESTEK
- 14:20 - BAŞKAN ÇERÇİOĞLU 23 NİSAN RESİM YARIŞMASI'NIN ÖDÜLLERİNİ VERDİ
- 14:05 - KUŞADASI BELEDİYESİ YALAN HABERLERİ YARGIYA TAŞIDI
- 13:53 - KUŞADASI YEREL ÜRETİCİ PAZARINDA BAHAR BEREKETİ
- 09:54 - MUSTAFA SAVAŞ'IN 23 NİSAN MESAJI
Halil KANARGI / Köşe Yazarı
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEKİ SIR
GAZİ KOVAN
Mart 1921 İnönü Ovası İnsanın İflahını kesen buz gibi bozkır ayazında Ethem Çavuş'un sırtı üşüyor, avuçları ise kızgın mermi kovanlarına çıplak elle dokunduğu için alev alev yanıyordu.
Top atışı on sekiz saattir durmaksızın sürüyordu. Ethem Çavuş, 75 mm'lik topu durmaksızın dolduruyor, her seferinde besmele çekip keşif kolundan bildirilen menzillere kıyamet yağdırıyordu.
Sandıkta kalan sondan üçüncü mermiyi aldığında bir an duraksadı. Merminin üzerine bir çaput sarılıydı. Çaputu sökerken avucuna kalem büyüklüğünde demir bir çubuk düştü.
Çaputun ve çubuğun anlamını çözmeye çalışırken sarı metalden mermi kovanına kazınarak yazılmış yazıya gözü ilişti.
Okumaya vakti yoktu. Mermiyi topa sürüp ateşledi. Demir çubuğu cebine, boş kovanını ise bu sefer sandığa değil yere attı.
Birkaç dakika sonra soğumuş olan kovanı kaybolmaması için yerden alıp mintanının yakasından içeri attı.
Akşam ezanı vaktinde çarpışma durulmuş, mevzileri ileri, düşman hatlarına doğru ilerletme emri gelmişti.
Batarya komutanı, Ethem Çavuşa istirahat verdi. İlk iş olarak boş kovanı çıkarıp üzerindeki yazıyı okudu.
Kovanın üzerinde
"Karahisarlı Seyfi Çavuş. 4.Alay 2.Tabur 8.Batarya 26 Rebiyülahir 1339*İnönü"
yazıyordu.
Birinci İnönü savaşının en kızgın günlerinden birinde düşülmüş not ve mermiyle gelen demir çubuk,
İmalat-ı Harbiye atölyelerinde çalışanların bir mesaj istediğini gösteriyordu.
Boşalan kovanlar Ankara'daki atölyelere yollanır, oradan tekrar doldurulup cepheye dönerdi.
Üç saat sonra gecenin iyice çökmesiyle savaş tamamen durulmuş, birlikler yeni mevzilerine yerleşmişti.
Ethem Çavuş, cebindeki demir çubuğu çıkarıp bir köşeye oturdu. Ucu sivriltilmiş çubuk, bakır ustalarının "kalem" dedikleri, metal üzerine desen oymaya yarayan keskin bir aletti.
Eline yumruk büyüklüğünde bir taş alarak hafif tıklamalarla kendi mesajını kovana kazıdı.
"Aksekili Ethem Çavuş 8.Alay 3. Tabur 1.Batarya 20 Recep 1339** İnönü"
Beş gün sonra Ankara Atölye'nin bir köşesinde cepheden gelen sandıkları açan kalfa, tezgâhlardan birinde harıl harıl çalışmakta olan ustaya seslendi:
Sesinde, eşi doğum yapmış bir adama bebeğini müjdeleyen ebenin heyecanı vardı.
"Kâmil Usta! Müjdemi İsterim! Senin yavru cepheden dönmüş!".
Hepsi sandıkların olduğu kısma koşturarak kovanın üstündeki yazıyı okumak için toplandılar. Tabii ki bu şeref Kâmil Ustaya aitti.
Yüksek sesle Ethem Çavuşun notunu okudu. Atölyede bir bayram havası esmişti. Tüm çalışanlar, Kâmil Ustayı yeni baba olmuş biriymiş gibi kutluyor, hayır duaları ediyorlardı.
Ustalar, İş tezgâhlarından birinin başında toplandılar. Kâmil Usta kovanın ağzının eğilen yerlerini düzeltip özenle kapsülünü yeniledi. İçine barutunu doldurduktan sonra yeni bir çekirdeği kovanın ağzına oturttu.
Mermi hazır olunca, Ethem Çavuşun kovanın içinde geri yolladığı çelik kalemi yeni bir çaputla merminin üzerine sardı. Kundaklanmış mermiyi şefkatle tutarak yeni doldurulan bir sandığa yatırdı.
Çalışanlar hep bir ağızdan "Allah kavuştursun" diyip işlerinin başına döndüler. Kâmil Usta, halen açık duran sandığa yatırdığı mermiye hüzünle bakıp "Selametle git aslanım. Allah muvaffak etsin. Çok bekletme bizi" dedi.
Kovan, Birinci İnönü savaşı sıralarında üzerindeki ilk notla Kâmil Ustanın eline geçtiğinde bu fikir doğmuştu.
Karahisarlı Seyfi Çavuşun başlattığı bu geleneğin süreceğinden emin değildi; ama denemeye değerdi.
Nitekim Aksekili Ethem Çavuş umutlarını boşa çıkarmamıştı. Cephede patlayan her merminin kovanı buradaki ustaların elinden geçtiğine göre bir aksilik olmazsa yeniden görüşeceklerdi.
Eylül 1922 - Ankara
Bir buçuk yıl içinde kovan sekiz kere daha atölyeye uğradı. Üzerindeki mesajların sayısı da sekize ulaşmıştı.
Mesaj yazanların sekizi de başka alay ve taburlardan farklı kişilerdi. Kovan her keresinde atölyedekilere daha büyük bir coşku yaşatıyor, istiklâl savaşının her zorlu durağından Ankara'ya barut, kan ve zafer kokusu taşıyordu.
Türk ordusunun İzmir'e girdiği gün Ankara'da bayram havası eserken kovan yeniden gelmiş, ama bu sefer tüm atölyeyi yasa boğmuştu.
Kovanın içinde, çelik kalemin yanı sıra bir mektup ile bir tane de bakır künye vardı.
Kovanın üzerine kazınmış dokuzuncu notta;
"Karahisarlı Seyfi Çavuş. 4. Alay 2. Tabur 8.Batarya 12 Muharrem 1341*** Banaz"
yazılıydı. Atölyedekiler mektubu açıp okumaya koyuldular;
Bismillahirrahmanirrahim.
Selamün aleyküm gayretperver ustalar.
Allah'a şükürler olsun ki mendebur düşman kaçıyor. Muzaffer Türk ordusu beş gündür durup dinlenmeksizin kâfiri kovalıyor.
Güzel İzmir'e, kalplerimizdeki imânımız kadar yakınız artık. İki gün evvel Banaz'daki muharebede bataryamın çavuşlarından Seyfi, kalleş düşmanın kurşunuyla şahadete ermiştir. Cenazesini sıhhiyecilere teslim etmeden önce mintanının içinde bu kovanı buldum. Malumunuzdur ki vefat eden neferin künyesi ailesine yollanır. Lâkin beş gün önce Karahisar'ı ele geçirdiğimizde, Seyfi Çavuş'un ailesinin düşman tarafından katledildiğini öğrendik.
Bu kahraman Türk evladı kederini yüreğine gömüp anacığını, babacığını defnedemeden düşmanın peşine düştü.
Üç gün sonra kendisi de hakkın rahmetine kavuştu. Kovandaki yazılardan anladığım üzere bu topçu neferlerin bir ailesi de sizler olmuşsunuz. Bu sebeple Seyfi Çavuşun künyesini sizlere yolluyorum. Başınız sağ olsun. Hayır, dualarınızı bizlerden, Fatihalarınızı aziz şehitlerimizden esirgemeyiniz. Hakkın rahmeti üzerinize olsun.
Yüzbaşı Muhsin Talât 4.Alay 2. Tabur 8. Batarya
14 Muharrem 1341 Salihli"
Mektup bittiğinde tüm personel ağlıyordu. Atölyeye bir ölüm sessizliği çökmüştü. Hiç tanımadıkları halde iki satır yazıyla kardeş oldukları Seyfi Çavuşun ardından Fatiha okuyup amin dediler.
Kamil Usta yutkunarak tezgâhının başına oturdu. Kovanı yeniledi ama bu sefer, minik iki perçinle Seyfi Çavuşun künyesini kovanın dibine çaktı.
Yine her zamanki merasimle mermiyi kundaklayıp sandığa yatırdı.
Oysa o mermi bir daha düşman mevzilerine gönderilmeyecekti.
Ocak 1923-Ankara
Savaşın bitmesinin ardından Ankara'daki mühimmat depolarında sayım ve temizlik yapılıyordu.
Sandıklar tek tek açılıyor, mermiler sayılıp yeniden sandıklanıyor, kayda geçirilip daha tertipli bir cephaneliğe gönderiliyordu.
Teğmen Hamdi Vâsıf, Kâmil ustanın hazırlayıp kundakladığı mermiyi buldu. Böyle bir anının-belki de yıllarca- sandıkların İçinde kalmasına gönlü elvermedi. Ciddi bir suç işliyor olmayı göze alıp mermiyi evine götürdü. Niyeti, ömrünün sonuna kadar mermiyi bir anı olarak saklamaktı.
29 Ekim 1923 - Ankara
Teğmen Hamdi Vâsıf Ankara kalesine çıkan dik sokakları koşarak tırmanıyordu.
Soğuğa rağmen kan ter içinde kalmıştı. Yarım saat önce 20:30 sıralarında meclisten, cumhuriyetin ilan edildiği duyurulmuştu.
101 pare top atışıyla cumhuriyet kutlanıyordu ve Seyfi Çavuş'un mermisi bu şöleni kaçırmamalıydı. Yetmiş, belki de sekseninci atışta topçuların yanına ulaşabilmişti. Yüzbaşı Muhsin Talat'ın yanına giderek sert bir asker selamı verdi.
"Hamdi Vâsıf Edirne! Bir maruzatım var komutanım" Yüzbaşı sorar gözlerle genç subaya bakıyordu.
"Evet teğmenim? Sizi dinliyorum"
Teğmen, üniformasının içinden mermiyi çıkarıp yüzbaşıya uzattı.
"Yüzbirinci pareyi en çok bu mermi hak ediyor komutanım. Müsaadenizle bu şerefi ondan esirgemeyelim"
Yüzbaşı Muhsin Talat gözlerine inanamamıştı. Sevinç gözyaşlarını tutamadı. O kadar heyecanlanmıştı ki neredeyse aralarındaki rütbe farkına bakmaksızın genç teğmenin ellerini öpecekti.
Mermiyi alıp çekirdeğini dikkatlice yerinden çıkardı.
Kovanın tepesine bir bez parçası tepip iyice sıkıştırdı. Subay şapkasını çıkarıp surun üzerine koydu. Mermiyi şapkanın içine yatırdı. Toplar atışlara devam ediyordu. 82, 83, ...97, 98, 99...
On dakika kadar sonra, atışları sayan çavuş "Yüzüncüyü attık komutanım" diyince, Muhsin Talat,
Kovanı topun yatağına kendi elleriyle sürerek ateş emrini verdi.
Subayların kılıçlarını çekerek selamladığı o son top sesi Ankara'nın her duvarından yankılanıp dört yıllık istiklâl savaşının tüm hikâyesini anlatmıştı sanki.
Rütbe ve mevkilerine bakmaksızın topun başındaki tüm askerler kucaklaşarak birbirlerini kutladı. Son olarak Yüzbaşı Muhsin Talat ile Teğmen Hamdi Vâsıf sarıldılar. Kovan ayaklarının dibindeydi. Yüzbaşı eğilip saygıyla kovanı yerden aldı. Avuçlarının yanmasına aldırmadı bile…
Yukarıdaki resim şu an ABD de bulunan Dr Arda CANSIN tarafından gönderilmiş ve sunumun aslına dokunulmadan sonuna eklenmiştir.
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
- ADÜ Öğretim Üyesinin Kitabı Yayınlandı
- VATANDAŞLARA ÜCRETSİZ PSİKOLOJİK DESTEK
- SPORCU DOSTU BELEDİYEDEN VİTAMİN JESTİ
- Rektör GETAT ve MEDİKO’yu Yeni Binasında Ziyaret Etti
- KUŞADASI’NDA DERMAN BELEDİYECİLİK ÖRNEĞİ
- SÖKE SAĞLIK HİZMETLERİ TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ
- KOÇARLI MYO KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ
- Didim MYO’da Covid-19’un Turizme Etkileri Konuşuldu
- Aytepe Mesire Restaurant’ta 14 Şubat Coşkusu
- İnci Restorant'ta Sürpriz Evlilik Teklifi
- Yılmaz Tilki Nişan Gecesi
- Erzurumlular Derneği Başkanının Mutlu Günü
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- CHP İl Başkanı Hikmet SAATÇİ Açılış Konuşması
- CHP'li Vekil Erdoğan ÖZYALÇIN'ın Konuşması
- CHP li Vekil Gaye USLUER'in Konuşması
- Cem AKBUDAK Koalisyon'un Neden Kurulmadığını Anlattı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Vatandaş Devletten Destek BekliyorAdnan AYTAŞKIN
- Aydın Yangın Söndürme Tüpü 0544 814 84 80AydınÖzel Yangın Söndürme Tüpü 0544 814 84 80
- YÖNETİMSEL NEZAKET, LİDER KARAKTERİDİR…Kürşat KARACABEY
- Corona’nın Kişilere Göre Etki AlanıGülşah İLHAN
- KALEMİMFigen Yıldırım CİVAN
- Aydın Yaşamasını Bilene İdeal Bir ŞehirEnver ERBİL
- BOP amatörce bir bakışSeyhan KAYNARCA
- Aydınspor 1923 İyi-Kötü Yolda !Emrullah TURGUT
- Özlem ÇERÇİOĞLU İşini İyi Yapmıyorsa SoracaksınOsman ÇELİKKOL
- Sema YURTTUTANKaya GAYMALI
- O Çocukları Ayırmayalım – Hayırseverler NeredeMehmet AKSEL
- İsmet Sezgin Farkı!Cemal Aydın ÖZPOLAT
- AYDIN VE KÜÇÜK AKILLAR...Hasan BİNAY
- Su KurnazlarıSezat CİVAN
- Kadın CezaevleriHakan KURTARAN
- Aydınspor 1923 Başkanlarının Birçoğu İcattırAydın ŞENGÜL
- AYDIN'DA BURUK BİR 30 AĞUSTOSSefer SARI
- Bende Aydın Özel'de YazacağımHalil EROĞLU
- ANAYASANIN 10 MADDESİNİ TAKAN YOKAli NARİN
- MİLLİ AYDIN BANKASIMevlüt KENAR
- ÖRGÜTLENME HAKKIMIZHale Erkaçar KAVURUCU
- DAHA GÜZEL BİR YAŞAM İÇİNMuammer ÖZTÜRK
- LİSANSLI EMLAK YASASI ÜZERİNEŞuayip YEĞEN
- BÜTÜN ŞEHİR AYDINCoşkun IRMAK
- Terör de Sona Doğru muMehmet PALA
- AZAN TERÖR VE YENİ KÜRDİSTANAdem ÖZDEMİR
- ATATÜRK SOLAK MIYDI?Mustafa ÇAKIR
- MYANMAR , SOMALİ ve TÜRKİYEMehmet TÜRKİŞ
- RAMAZAN ORUCUZeki ALTIN
- Bizim ŞEHİDİMİZ, garibanın GEMİ(CİK)LERİ varŞerif Ali DEĞİRMENÇAY
- KANDAN BESLENEN BÜYÜK PATRONAlper DERELİOĞLU
- Aydının Mülki Amirinden Şaşılacak Yüksek PerformansBekir AYGÜL
- OLU GİDE BİZİM OLAN OLU GİDEGökhan ÖZAKEL
- KARARTILAN ADALETAnıl KÖSEHANCI
- AH ÖZGÜRLÜK HAY ÖZGÜRLÜKHakan DEMİR
- Fransa ve Bizim Fransızlar..Hakan IŞIKÇI
- KAYBEDEN ŞEHİRAtila Muharrem UÇMAKLIOĞLU
- Sanat DünyasıHakan Kavakdereli
- 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ YAKLAŞIRKENCihan ŞAHİN
- OSMAN PAMUKOĞLU YAZDI...Levent ÖZBOYACI
- SAMOS ve KOS adalarındakı turızmTanju TÜNAY
- İZMİRİN İŞGAL EDİLDİĞİ GÜNHalil KANARGI
- Terörün kesin Çözümüİsmet TÖR
- GELECEK 2Ahmet SAKAR
- HAYATIN İÇERİSİNDEKİ RENK MOTOSİKLETOktay TOROS
- DİYANET DUYARSIZBilgin KUŞAKSIZ
- SİYASAL UFKUMUZ NE OLMALIDIRFerda Çağlar ERKUT
Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim