Coşkun IRMAK / Köşe Yazarı

 

Önce oğlum'un düğünü, İran ticari görüşmeleri, kutsal topraklara yolculuk ve bugün Bedesten İşyeri kooperatifi yönetimi seçimleri.

 

Adnan Bey'in sayın yazarımız yazılarınızı bekliyoruz mesajı ile yeniden beraberiz.

 

Bu yazımın konusu aradan geçen süre içinde çok önemli olan yurt içi ve dünya gündemi yerine, beni yazmaktan alıkoyan meşguliyetler olsun istedim.

 

Belki ilk evladımızın mürveti olduğu için belkide bizim düğün ve hazırlıklarını herşey çok mükemmel olsun zihniyeti ile kendimize çok sıkıntı yapmamızdan dolayıdır ki bu iş ailece bizi özellikle beni aylarca meşgul etti, adeta bu işle yatıp bu iş ile kalktık.

 

Düğünü yapmadan İran dan aldığım davet üzerine yapılan görüşmeler çeşitli seyahatler dolayısıyla Aydın dan uzak kalmayı gerektirdi.

 

Nisanda Bedesten iş yeri kooperatif Başkanı'nın vefatı üzerine geçici Başkanlığın istek üzerine yüklenilmesinden sonra hızlı bir çalışma temposu içinde kaldım.

 

Düğüm bugün çözüldü yönetimi seçimle üstlendik.

 

Güzel tarafı yıllardır kooperatif arsası üzerinde duran ve restore edilmediği için kooperatif dükkanlarının ruhsat almasının önündeki tek engel olan tarihi hamam'ın restarosyon'una başladık ve işin yarısına geldik.

 

Aydın da harap vaziyette duran bir tarihi eserin canlanması mutluluğunu yaşıyoruz.

 

BU kadar dünya telaşı içinde manevi arınma için Temmuz başında Aydın dan çoğunluğunu eğitim camiasının oluşturduğu çok muhterem bir grupla kutsal topraklara gittik.

 

Hayatımda yaptığım en zevkli en muhteşem ve beni heycanlandıran yolculuk lardan biri bu desem abartmış olmam.

 

Kutsal topraklara resmi görev ve ibadet için çeşitli defalar gitmiştim.

 

Yola çıkarken mevsimin sıcak olmasından dolayı ibadet mekanlarının sakin olacağını düşündük.

 

Ancak ne mümkün 1999 daki hac mevsimi kalabalığının aynısı demek abartı olmaz.

 

O yıl en çok beni etkileyen Türk hacılarının çok büyük kısmının tabir yanlış olmazsa dünya işlerini bitirmiş artık hac görevinede gidiveriyim diyen yaşlı grupdan hatta oraya giden hacılar içinde yaş ortalamasının en yüksek grup olması idi.

 

Özellikle Endenozya ve Malezyalı bilinçli ve şartlarına uygun genç hacıları gördükçe üzüntüm dahada artmıştı.

 

Ancak bu yolculukda Eğitimci, Doktor ve çeşitli devlet ve özel üniversiteden gelen gençlerimizi, görmek beni çok mutlu etti.

 

Hele Kabede sohbet ettiğim Kuveyt, Pakistan, Hindistan, Libya, Mısır, Lübnan, Filistin, Basra.. v.b. ülke müslümanları ile yaptığım sohbet onların Türkiye'ye hayranlıkları ve selam göndermeleri taafdan sonra en zevk aldığım şey oldu ancak Türk dizileri konusundaki serzenişlerini de not etmeden geçemeyeceğim.

 

Türk lirasının Mekke ve Medinede riyal ile birlikde geçerli olmaları biraz gururlu olan ve tepeden bakan suud polisinin eskiye göre Türklere karşı saygılı ve kolaycı tavrı resmen beni apallattı hele hele kalabalıkdan yaklaşmanın imkansız olduğu Kabe kapısına bir suudi askerinin  türkiye yaklaş diye beni ulaştırmasını hiç unutamayacağım.

 

Müslüman ülke vatandaşları nezdinde Türkiyenin müthiş itibarını görmek insanı çok mutlu ediyor ancak onlarla konuştukça ülkemizden beklentilerinin nasıl karşılanabileceği de insanı biraz endişelendiriyor.

 

www.aydinozel.com Köşe Yazarı      F. Coşkun IRMAK