Hakan IŞIKÇI / Köşe Yazarı

Bir konuya odaklanıp yazabilmek için, o konu hakkında çok fazla bilgiye sahip olmak veya sadece kendini ona vermen konsantre olman gerekir. İçinde bulunduğumuz zamanda ise bunu yapabilmek bayağı zor. Namaz kılarken okuduğumuz sureleri, rekatları karıştırır durumdayız.

Ekonomik durumlar, geçim derdi derken, bitmeyen terör belası hepsini unutturdu.

Dün polis kardeşlerimiz, bugün ise savaş halinde verilebilecek şehit sayısı kadar evladımızı kaybettik. Türlü ihmal veya vurdumduymazlıklar sonucu ne yazık ki, gene üzülmekten, Allahtan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı dilemekten başka bir şey yapamıyoruz.

Bunun yanında bazı yazarlarımızda daha 1-2 ay önceki yazılarında asıl gündem anayasa ama hala terör konuluşuluyor diye, çok bildikleri! anayasa hakkında taslak yazmaya başladılar. Allah kimseye yaşatmasın evlatlarımız çok kolay şehit edilirken, sadece yazmış olmak için boyunu aşacak konular peşinde koşmanın pek anlamı yok derim.

Kaldı ki, hükümetimiz Anayasa konusunda sadece görüş almış olmak için partilerden, sivil toplum kuruluşları, kurumlardan bilgi ve görüş almaktadır. Taslak mutabakatla geniş kapsamlı hazırlanacak denmektedir. Anayasamız da hazır, babayasamız da hazırlanmış durumdadır, siz telaşlanmayın.

Türk milletinin spor camiasında yaşanan, şike konusunda gösterdiği (haklı veya haksız tek taraflı olsada,) sorumluluk ve tepkiyi, yeter artık deyip terör ve şehit evlatlarımız içinde göstermemesi düşündürmektedir.

Açılımı, kapanımı bırakın. Avrupanın dünyanın süper güçlerinin tek isteği, güçlenmekte, ekonomik ve stratejik önemi hergün artan Türkiye mizin, her zaman, her şekilde sabote edilmesidir. Güçsüzleştirilmesi ve eli kolu bağlı bağımlı duruma düşürülmesidir. Yani bir Çekoslovakya gibi değil, bir Yugoslovya gibi, önce iç savaşlar, sonra bölünüp parçalanması için çalıştıklarını unutmayalım.

Terör buralara geldiyse elbette bunun çözüm yolları araştırılıp,çare bulunması elzemdir.Ancak bunun buralara gelmesinde katkıları çok fazla olanlar, hala sessizliğini korumakta, mevki makam ve maddi çıkarları uğruna destek verenler öncelikle şehitlerimize, halkımıza ve adalete hesap vermelidirler. Vicdanlarına demiyorum, zaten vicdan olsa kimse kimsenin canına kast etmez. Yolda arabayla giderken bir kediyi çiğnememek için direksiyonu ters yöne çevirip kendi canımız pahasınada olsa, ezmekten öldürmekten kaçınıyoruz. Kaldı ki, olmayan sorun olarak ortaya çıkarılmış ve şu an iç savaşa yakın bölünmeye çanak tutacak bir duruma getirilen, aynı milletin evlatları askerini gözünü kırpmadan şehit etmektedir.

Çözüm yeri olan yerde, bulunan temsilciler bunu çözemeyecekse, özür dileyip bırakmalılar. Çünkü eğer çözüm halkımıza gelir dayanırsa, hepimiz bu günleri çok ararız. Allah göstermesin. Türkiyenin en büyük sorunu Anayasa değil,akan kandır. Ülkenin temeline konan dinamitlerdir.Bunu çözelim devamı çok daha kolay ve mutlu olur.

www.aydinozel.com Bekir Hilmi Hakan Işıkçı