• Aydın23 °C

Şuayip YEĞEN / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Şuayip YEĞEN / Köşe Yazarı

TÜRKİYE DE DEĞİŞİM DEVAM EDİYOR

13 Ekim 2010 Çarşamba 00:24

TÜRKİYE     HIZLI    DEĞİŞİM  YAŞIYOR.    HIZLI DEĞİŞİM   DEVAM EDİYOR.

             Türkiye sosyal  ve kültürel alanda da değişim yaşıyor.”yurtta  sulh,cihanda  sulh “ diyor.

              Toplumsal  uzlaşmanın sağlanması isteniyor.     Kalkınma için bunun gerekliliğinden söz ediliyor.  Alevi çalıştayı  , Roman  çalıştayı, gibi ortak toplantılar  yapılmaya  çalışılırken,         Sivil Toplum  çalışmalarıyla da  Türkiye’de  yaşayan toplulukların  kültürlerini yaşatma ,yaşatabilme veya  yaşayabilme  imkânları  sağlanmaya çalışılıyor.     Yıllardır  yaşanan ve uygulanan , tek tip insan biçimi oluşturma çalışmalarını ,uygulamaya çalışan İNSAN MÜHENDİSLİĞİ  projesi ,netice alamadı.Çünkü  insan,ruhsal yönü de olan bir varlıktır. Yeme  içme,giyim  kuşam ile  terbiye edilemez,  edilemedi.    İnsan için bir yaratılış fıtrat’ı vardı, bu unutulmamalıydı.

          Bu  tip çalışmalar  yapılırken,  bu günlere kadar  düşman olarak görülmüş,   yeni neslin kaybedilmemesi adına  devamlı  şüphe ile, korkuyla bakılmış Azınlıklar için yeni yaklaşımlar ortaya konulmaya  başlanmıştır. Bu  projelerin  temelinde yatan  yaklaşım  “Farklı  kültürlerle bir arada, birlikte  yaşama “ olsa  gerektir.

  Tabii bu  proje çalışmalarını ,  anlayıp  doğru bulanlar olduğu gibi,  doğru  bulmayanlarında  olması doğaldır. Ayrıca  ne anlama geldiğini  bilimsel olarak anlayamayanların  olması  da  doğaldır.     Tüm bu çalışmalar,hızlı değişim gösteren  Türkiye’de   sorgulamaya açılacak, projeleri savunan  kesimler bunları izah edeceklerdir. Ben  güzel şeyler çıkacağını  ümit ediyorum.                                                                                                                                      Artık  durmadan düşman üretmeyelim. Bizler de  yaşayabilme şartlarını    araştırmaya, teklifler sunmaya çalışalım. 

      Cumhuriyet’in  kuruluşunun  87. yılını  kutladığımız  bu günlerde ,M. Kemal  Atatürk’ün  “yurt’asulh,Cihanda  sulh” sözünü  unutan   sözüm ona  Atatürkçü geçinenler,  acaba bilerek mi!, Bilmeyerek mi ! bu anlayış yüklü sözü unuttular.      Unuttular mı?    Yoksa !  bu sözü     tutmak istemediler mi  .                                                                                                            CUMHURİYETİN 87. yılı  herkese kutlu olsun.   Şimdilerde   hızlı değişim  yaşayan  Türkiye de    yeniden  “yurtta sulh,  cihanda  sulh”  anlayışı ile  yaşam devam  ediyor.   Gözün aydın   Türkiye.     Atatürk’ün bir uyarısı daha , işlerlik   kazanmaktadır.

          Ben bu çalışmaların  iyi  netice vereceğine inanıyorum.   Değil mi  ki  Anadolu  toprakları üzerinde  yerleşik düzene geçen  Türk  boyları , yerleştikleri  her yerde  adaleti, dürüstlüğü , inancı yaygınlaştırmışlar . Bu çalışmaları  yaparken  zorlanmamışlar,  o halde  yeniden   barışçıl,  sömürü düşünmeyen  ,dayanışma çalışmaları  ile  dostluklar  kurulabilir.   Ülke kalkınmasında   ortak akıl çerçevesinde   fikirlerden istifade  edilebilir  diye düşünüyorum.                                                                                                                                                                                                                                         Ancak , tabiî ki  tarihte  yaşanan   bu güzellikler  kendiliğinden   olmamıştır.    O  günlerin  şartları  vardır.  O günlerde, böyle yaşanmasını  isteyen  yöneticiler ve  onların  yaşamlarını  şekillendiren   anlayış tarzları vardı.   Burada ,  o  günlerin  Selçuklu   sultanlarını,   Osmanlı   Sultanlarını  hatırlamak ve  Fatihalar   ile sevindirmek  iyi olur   diye  düşüyorum.                                                                                                                                                                                                                                   İşte  Osmanlı,!        zafiyet  gösteren  büyük Selçuklu devletinin  içinden  doğmuştur.         Halk tarafından kabul görmüştür.          Kısa  zamanda   sultanlık, imparatorluk olmuştur.                                                                                                İşte  CUMHURİYET,       o  da büyük Osmanlı imparatorluğunun  içinden  doğmuştur.          Halk tarafından  kabul  görmüştür.      Ancak,  Atatürk’ün  ölümü ile  onun  uyarılarının  dışına  çıkılmış ve  halklar   ile  birlikte yaşamakdeğil, halka rağmen yaşam seçilmiştir.      Bu kez  Anadolu insanı , önce kendi arasında  Kürk, Kürt, alevi , Sünni,   lâik,lâik olmayan, sağcı,solcu, Doğulu, Batılı,VB başka ayrıştırılmaya çalışılmıştır.                                                                                                                                          Sonra da  komşularımızla  ayrılmalara  sürtüşmelere gidilmiştir. Tarihi bağlardan  istifade edilmemiştir. Maalesef  şimdi, şimdi  anlaşılıyor ki  devletin içine sızmış  kötü niyetliler de buna alet olmuştur.Etrafımızda  hep düşman  yaratılmıştır.

           Sayın okuyucularım, nereden  nereye geldik  değil mi?     Geldik de  iyi ettik diyebilirmiyiz?           Ben  derim  doğrusu.      Bu çok kültürlülükle  bir arada yaşamayı  ,bölünmeye teşvik  veya zemin hazırlama olarak gören bazı  milliyetçi  söylemler yanında ,bu günleri  tekrar incelemenin iyi olacağını  düşünüyorum.                  

         Bu  bir arada  yaşama   projesinin   uygulanabilir hale gelebilmesi için,  bu proje  sahipleri olan Muhafazakâr  demokrat  aydınların   ve  Ak parti  iktidarının  bir dönem daha  olmasını  istiyorum. Aksi  halde  bu projeyi  ters  veya  yamuk bakan  hükümetlerle  bu  çalışmaların devam etmesi mümkün değil  gibi  geliyor bana.

            Bu noktadan hareketle, Türkiye de   bu farklı kesimlerin  bir arada  tutulması için,  önceki yıllarda  başkalarının yaptığı gibi.” Sizi  biz daha iyi biliriz, siz  durun”. “Biz sizler için  şunları uygun görüyoruz,sizler öyle  yaşayın “denirse!  Ve hatta “ size  filanca  liderlik yapamaz,sizin isteklerinize cevap  veremez,sizin  başınız  bu olsun “ denecek olursa ! sanırım yine  bir  yıpranmaya   girilir. İstenen  netice  alınamaz.  Ak parti  her yerde  bu  farklı  kesimleri  dikkate  almalı,  uygulamaya koyduğu bu     “bir arada barış içinde birlikte yaşama” projesine sahip çıkmalıdır.  Bunun getireceğini  sandığım,  bu toplulukların, kesimlerin, kendi içlerinden çıkmış  temsilcilerini,Ak parti kendi içine almalıdır. Alması  gerekir.   İşte  ancak  o   zaman, Ak parti Kendisinin ulaşamadığı  bu  kesimlere, Kendini, felsefesini, ne yapmak istediklerini  bu  katılımcılar la taşıyabilir.

          Her zaman,   bünyenin kabul etmediği  kimlikler , ya çalışmadıkları için,    ya da  anlattıklarında inandırıcı  olamadığı için ,    istenen başarıyı  alamamışlardır. 

          Bu projenin başarılı olması, sadece  halkların  huzur  ve güveni için önemli değildir.Ekonomi  ve kalkınma  için de önemlidir.  Ekonomi  istikrar ister,  rekabet ister.      Bunlar da  barış  ister.                                                                                      Evet, kalkınma için,   Adalet   için  YURTTA  SULH , CİHANDA  SULH   diyorum.

           Herkese    selâm  ve  saygılarımı  sunarım, Hoşça kalın.     Şuayıp  yegen/

                  TÜRKİYE     HIZLI    DEĞİŞİM  YAŞIYOR.    HIZLI DEĞİŞİM   DEVAM EDİYOR.

             Türkiye sosyal  ve kültürel alanda da değişim yaşıyor.”yurtta   sulh,cihanda  sulh “ diyor.

              Toplumsal  uzlaşmanın sağlanması isteniyor.     Kalkınma için bunun gerekliliğinden söz ediliyor.  Alevi çalıştayı  , Roman  çalıştayı, gibi ortak toplantılar  yapılmaya  çalışılırken,         Sivil Toplum  çalışmalarıyla da  Türkiye’de  yaşayan  toplulukların  kültürlerini yaşatma ,yaşatabilme veya yaşayabilme  imkânları  sağlanmaya çalışılıyor.     Yıllardır  yaşanan ve uygulanan , tek tip insan biçimi oluşturma çalışmalarını ,uygulamaya çalışan İNSAN MÜHENDİSLİĞİ  projesi ,netice alamadı.Çünkü  insan,ruhsal yönü de olan bir varlıktır. Yeme  içme,giyim  kuşam ile  terbiye edilemez,  edilemedi.    İnsan için bir yaratılış  fıtrat’ı vardı, bu unutulmamalıydı.

          Bu  tip çalışmalar  yapılırken,  bu günlere kadar  düşman olarak görülmüş,   yeni neslin kaybedilmemesi adına  devamlı  şüphe ile, korkuyla bakılmış Azınlıklar için yeni yaklaşımlar ortaya konulmaya  başlanmıştır. Bu  projelerin  temelinde yatan  yaklaşım  “Farklı  kültürlerle bir arada, birlikte  yaşama “ olsa  gerektir.

  Tabii bu  proje çalışmalarını ,  anlayıp  doğru bulanlar olduğu gibi,  doğru  bulmayanlarında  olması doğaldır. Ayrıca  ne anlama geldiğini  bilimsel olarak anlayamayanların  olması  da  doğaldır.     Tüm bu çalışmalar,hızlı değişim gösteren  Türkiye’de   sorgulamaya açılacak, projeleri savunan  kesimler bunları izah edeceklerdir. Ben  güzel şeyler çıkacağını  ümit ediyorum.                                                                                                                          Artık  durmadan düşman üretmeyelim. Bizler de  yaşayabilme şartlarını    araştırmaya, teklifler sunmaya çalışalım. 

      Cumhuriyet’in  kuruluşunun  87. yılını  kutladığımız  bu günlerde ,M. Kemal  Atatürk’ün  “yurt’asulh,Cihanda  sulh” sözünü  unutan   sözüm ona  Atatürkçü geçinenler,  acaba bilerek mi!, Bilmeyerek mi ! bu anlayış yüklü sözü unuttular.      Unuttular mı?    Yoksa !  bu sözü     tutmak istemediler mi  ?.                                          

CUMHURİYETİN  87. yılı  herkese kutlu olsun.  Şimdilerde   hızlı değişim  yaşayan  Türkiye de    yeniden  “yurtta  sulh,  cihanda  sulh”  anlayışı ile  yaşam devam  ediyor.   Gözün aydın   Türkiye.     Atatürk’ün bir uyarısı daha , işlerlik  kazanmaktadır.

          Ben bu çalışmaların  iyi  netice vereceğine inanıyorum.   Değil mi  ki  Anadolu  toprakları üzerinde  yerleşik düzene geçen  Türk  boyları , yerleştikleri  her yerde  adaleti, dürüstlüğü , inancı yaygınlaştırmışlar . Bu çalışmaları  yaparken  zorlanmamışlar,  o halde  yeniden   barışçıl,  sömürü düşünmeyen  ,dayanışma çalışmaları  ile  dostluklar  kurulabilir.   Ülke kalkınmasında   ortak akıl çerçevesinde   fikirlerden istifade  edilebilir  diye düşünüyorum.                                                                                                                                                  Ancak , tabiî ki   tarihte  yaşanan   bu güzellikler  kendiliğinden  olmamıştır.    O  günlerin  şartları  vardır.  O günlerde, böyle yaşanmasını  isteyen  yöneticiler ve onların  yaşamlarını  şekillendiren   anlayış tarzları vardı.    Burada ,  o  günlerin  Selçuklu  sultanlarını,   Osmanlı   Sultanlarını  hatırlamak ve  Fatihalar   ile sevindirmek  iyi olur   diye düşüyorum.                                                                                                                                                        İşte   Osmanlı,!        zafiyet  gösteren  büyük Selçuklu devletinin  içinden  doğmuştur.         Halk tarafından  kabul görmüştür.          Kısa  zamanda   sultanlık, imparatorluk  olmuştur.                                                                                             İşte CUMHURİYET,       o  da büyük Osmanlı imparatorluğunun  içinden  doğmuştur.          Halk tarafından kabul  görmüştür.       Ancak,  Atatürk’ün  ölümü ile  onun  uyarılarının  dışına  çıkılmış ve  halklar   ile birlikte yaşamak değil, halka rağmen yaşam seçilmiştir.      Bu kez  Anadolu insanı , önce kendi arasında  Kürk, Kürt, alevi , Sünni,   lâik,lâik olmayan, sağcı,solcu, Doğulu, Batılı,VB başka ayrıştırılmaya çalışılmıştır.           Sonra da  komşularımızla  ayrılmalara  sürtüşmelere gidilmiştir. Tarihi bağlardan  istifade edilmemiştir. Maalesef  şimdi, şimdi  anlaşılıyor ki  devletin içine sızmış kötü niyetliler de buna alet olmuştur.Etrafımızda  hep düşman  yaratılmıştır.

           Sayın okuyucularım, nereden  nereye geldik  değil mi?     Geldik de  iyi ettik diyebilirmiyiz?  Ben  derim  doğrusu. Bu çok kültürlülükle  bir arada yaşamayı  ,bölünmeye  teşvik  veya zemin hazırlama olarak gören bazı  milliyetçi  söylemler yanında ,bu günleri  tekrar incelemenin iyi olacağını  düşünüyorum.                  

         Bu  bir arada  yaşama   projesinin   uygulanabilir hale gelebilmesi için,  bu proje  sahipleri olan Muhafazakâr  demokrat  aydınların   ve  Ak parti  iktidarının  bir dönem daha  olmasını  istiyorum. Aksi  halde  bu projeyi  ters  veya  yamuk bakan  hükümetlerle  bu  çalışmaların devam etmesi mümkün değil  gibi  geliyor bana.

            Bu noktadan hareketle, Türkiye de   bu farklı kesimlerin  bir arada  tutulması için,  önceki yıllarda  başkalarının yaptığı gibi.” Sizi  biz daha iyi biliriz, siz  durun”. “Biz sizler için  şunları uygun görüyoruz,sizler öyle  yaşayın “denirse!  Ve hatta “ size  filanca  liderlik yapamaz,sizin isteklerinize cevap  veremez,sizin  başınız  bu olsun “ denecek olursa ! sanırım yine  bir  yıpranmaya   girilir. İstenen  netice  alınamaz.  Ak parti  her yerde  bu  farklı  kesimleri  dikkate  almalı,  uygulamaya koyduğu bu     “bir arada barış içinde birlikte yaşama” projesine sahip çıkmalıdır.  Bunun getireceğini  sandığım,  bu toplulukların, kesimlerin, kendi içlerinden çıkmış  temsilcilerini,Ak parti kendi içine almalıdır. Alması  gerekir.   İşte  ancak  o   zaman, Ak parti Kendisinin ulaşamadığı  bu  kesimlere, Kendini, felsefesini, ne yapmak istediklerini  bu  katılımcılar la taşıyabilir.

          Her zaman,   bünyenin kabul etmediği  kimlikler , ya çalışmadıkları için,    ya da  anlattıklarında inandırıcı  olamadığı için ,    istenen başarıyı  alamamışlardır. 

          Bu projenin başarılı olması, sadece  halkların  huzur  ve güveni için önemli değildir.Ekonomi  ve kalkınma  için de önemlidir.  Ekonomi  istikrar ister,  rekabet ister.      Bunlar da  barış  ister.                                                                                      Evet, kalkınma için,   Adalet   için  YURTTA  SULH , CİHANDA  SULH   diyorum.

           Herkese    selâm  ve  saygılarımı  sunarım, Hoşça kalın.     Şuayıp  yegen/ Aydın.

Aydın.

Bu yazı toplam 882 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim