Muammer ÖZTÜRK / Köşe Yazarı

EN DEĞERLİ ZAMANLAR

Şu hayatta en fazla kaybedilen  nedir! Diye sorsalar zaman deriz belki birçoğumuz…

Evet, şu hayatta kaybettiğimiz birçok şey olmasına karşın en fazla yitirdiğimiz zaman; bazen çok hızlı akarken bazen de hiç ummadığımız kadar ağır aksak ilerlemektedir.

Elbette göreceli bir kavramdır zaman, dokunamayız, hissedemeyiz, gözle göremeyiz ve hatta bazen nefret eder bazende seviniriz zamanın getirdiklerine dair…

            Anne karnında başlayan zaman olgusu,ölümle son bulurken, sonsuz zamana dair algı dünyamız henüz şekillenmemiş olsa da, onun adına birçok fikir ve düşüncemiz vardır çoğu zaman…

            Eskiden dedem şöyle derdi: ‘Ben senin gibi olamam ama sen benim gibi olursun.’ Bu konuda haklıydı o, zamana yenik düşmüş yaşı  seksen üç yaşına  merdiven dayamış biri olarak, geri dönüşümün olmayacağını kastediyordu aslında. Ben ise onsekizime bir bassamda neler neler yapıcam edalarıyla ahkam keserken, şimdi ah bir onsekize geri dönsem de neler neler yapardım, ah zamanı bir durdurabilsem diye hayıflanırken,akıyor yine de zaman…

            Zaman geçmiyor derler ya hani aslında an be an geçip, yitip gitmektedir. Kimine göre  asker ocağında geçmez zaman, kimine göre hapishanede, bir diğerine göre de hastane de geçmek bilmez zaman. Oysa her yerde aynı dilimde aynı anda tükenmektedir değerli zaman.

Bazen eşler evde zaman geçiremez ve kahveye giderler, saatlerce okey masasında zamanı harcayıverirler bir çırpıda.Bu şekilde  harcanmalı  mıdır? Yoksa her anı güzel ve faydalı işler yaparak geçirilmeli midir? Düşünmek zor olmasa gerek.

             Sevdiğini beklerken bir türlü geçmez zaman, o geldiğinde de su gibi geçip gider ve bir daha ki görüşme anını sabırsızlıkla beklemeye başlar çiftler. Bir sevgili de derki ; ‘’Sensiz geçmiyor gülüm zaman fakat elbet bir gün senle geçer zaman.’’Dilekleriyle yaşarken, nice özlem ve nice kavuşma ümidiyle bekler dururlar. Kimi an ayrılığın izlerine merhem olur zaman.

            ‘Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar’’ diye seslendirmiş sanatçımız ; evet takvimlerin sayfaları bir bir çevrilirken,biz de en değerli anlarımızı yitirmekteyiz.Tabi ki

her yaşın ayrı bir güzelliği var ama gençliğin daha başka, daha özel. Ahmet Menteş ağabeyimiz yetmişine gelmiş ama hala yaşı sorulduğunda otuzbeş yaşındayım canım diye insanları güldürebilmektedir. Zamana yenik düşmeyen ender insanlardan biridir kendisi. Dilerim bizde zamana karşı koyar ve yaşımız ne olursa olsun zaman bizden ne götürse götürsün, her daim genç kalır ve de genç yaşarız.

            Köyde yaşayan Mehmet Amca için mi hızla geçer zaman, metropol şehir İstanbul da yaşayan Ahmet Amca için mi hızla geçer zaman? Bilinmez ama sen de geçen zaman ben de geçen zamanla aynı ise ne önemi var. Zamanın izleri sarıyorsa bedenimizi, Ruhumuz her doğan günle canlanıyorsa, aklımız geçmişe doğru yolculuk yapabiliyorsa ne mutlu bize!Biz hala sağlıklı ve zamanı yaşayabilen insanlarız…

            Sizlere dolu dolu geçireceğiniz, barış ve huzur dolu bir yaşam,güzel bir zaman dilimi diliyorum. Değerli zamanınızı bana ayırdığınız için teşekkür ediyorum…