• Aydın19 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf GÜNEŞ : 13 Bin Küsur Kişi Sandığa Gelmedi +
13 Ocak 2017 Cuma 15:01

Yusuf GÜNEŞ : 13 Bin Küsur Kişi Sandığa Gelmedi +

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Sedat ÜNLÜ İnşaat Mühendisi Yusuf GÜNEŞ İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Sedat ÜNLÜ İnşaat Mühendisi Yusuf GÜNEŞ İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

Sedat ÜNLÜ : Yusuf Bey öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Yusuf GÜNEŞ : Yetkin İnşaat Mühendisiyim

Ben Ankara doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Üniversite öğrenimimi Isparta Mimarlik Akademisi’ni bitirdim. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi. Akdeniz Üniversitesi sonradan Süleyman Demirel Üniversitesi oldu. İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Yetkin inşaat mühendisiyim. 1979’dan bu yana da ailem Kuşadası’na yerleşmişti. O zamandan beri Kuşadası’nda yaşıyorum.

Yusuf GÜNEŞ : Meslek Odaları’nın Her Kademesinde Görev Aldım

 Meslek Odaları’nda 20 yıla yakın İnşaat Mühendisleri Odası  Kuşadası Temsilciliği görevindeyim. Aydın şubede kuruluş çalışmaları da dahil görevlerde bulunduk. Yönetimlerde yer aldım. Meslek odalarının her kademesinde görev aldığım dönemler oldu.

Yusuf GÜNEŞ : Üç Dönem Aydın’dan Milletvekili Adayı Oldum

 Onun dışında iki dönem belediye meclis üyeliği yaptım. Birinden milletvekili adayı olduğum 1995 seçimlerinde istifa ettim. Üç dönem Aydın’dan milletvekili adayı oldum. Son dönemde geçtiğimiz dönemde belediye meclis üyesi olarak DSP’den meclis üyeliği yapmış idim. Şimdi hiçbir siyasi partiye üyeliğim yok. Sade bir vatandaş olarak mesleğimizi icra etme peşindeyiz. Yetkin İnşaat sahibi olarak hizmetimize devam ediyoruz.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi öncelikle meslek odası temsilciliği yaptınız şu an bıraktınız mı? Meslek odası temsilciliği yönüyle Kuşadası’nda sayınız yeterli mi, iyi mi?

Yusuf GÜNEŞ : Arz, Talebin de Üstünde

Bizde görevlendirme genel  merkez ve şubelerle olduğu için  başka artık genç arkadaşlar devam etsin diye genç arkadaşlara devr ettik. Diğer sorunuza gelince yeterli sayıda mühendis var Kuşadası’nda. Yani arzın talebin de üstünde olduğunu söyleyebiliriz ama bizim mesleğimizde belli erginliğe erişmiş olanları insanlar zaten biliyorlar. Sonuç itibariyle herkes kiminle çalışacaksa serbest piyasa rekabet ortamında, bu tip işlerin içine biraz da siyaset karışacağı için kiminle işini kolay bitirecekse onu tercih ediyor. Bu da işin doğasında var zaten.

Sedat ÜNLÜ : Kuşadası’nda en büyük problem bizim bildiğimiz kadarıyla yapılaşma. Mesela benim çocukluğumda Kuşadası Türkiye’nin en iyi turizm merkezlerinden biriydi. Şu an oldukça düştü. Dördüncü sırada diye biliyorum. Selçuk’un çok yakın olması…Meryem Ana falan. Bu sebepten yoksa çok daha düşecektir diye düşünüyorum. bu neden kaynaklandı sizce?

Yusuf GÜNEŞ : Kuşadası’nda En Büyük Sorun Altyapı

Kuşadası’nda her şeyin arz ve talep dengesi bozuldu bana göre. Kuşadası’nın en büyük sorunu hala altyapı. Kuşadası altyapı problemini çözemediği müddetçe, bu göçle birlikte, bu nüfus hareketliliği ile birlikte bu sorun üst üste binerek devam edip gidiyor.

Yusuf GÜNEŞ : Ülkemizde İmar Planları Şahsa Özel Yapılıyor

Sonuçta da bu kaçınılmaz bir sorun olarak sizin karşınıza sorunlar yumağı olarak ortaya çıkıyor. Sonuç itibariyle Kuşadası’ndaki yapılaşma evet çok büyük sorun ancak dünyanın her yerinde yoğun göç alan yerlerde böyle yoğun bir yapılaşma muhakkak oluyor. Bunu önleyemiyorsunuz. Bunu önlemenin yolu gerçekten altyapısı hazırlanmış imar planları ile mümkündü. Ama bizim ülkemizde imar planları şahsa ve kişiye özel imar planları olarak hayata geçirildikleri için, bu yapılaşma sorunu bunun bir sonucudur. Bütün bunların bir tezahürüdür Kuşadası’ndaki durum yani.

Yusuf GÜNEŞ : Göç Kaçınılmaz Bir Gerçek

Nitekim seksenli yılların ikinci yarısında kooperatifçiliğin freni patlamıştı. Kooperatifçiliğin freni patladığı için her yer ikinci konut doldu. Sonuç itibariyle Kuşadası’nda Devlet Planlama Teşkilatının öngörüsüne göre 2015 nüfusu 450 bin idi. Son planlarla 293 binlere çekildi. O perspektiften baktığınız zaman, bir de dünya konjektüründe dünya nüfusunun %65’inin 2000’li yılların ilk yarısına kadar su kenarlarında sahil kenarlarında yaşayacağı öngörüsünden hareket edecek olursanız göç hakikaten kaçınılmaz bir gerçek.

Yusuf GÜNEŞ : Kuşadası Atak Projesi’nin İlk Uygulanacağı Yerdi

Buna ekonomik koşullar, ülkenin içerisinde bulunduğu sosyo-ekonomik tezahürler, siyasi hareketlilikleri de eklediğiniz zaman, bu durum Kuşadası’na has bir durum değil. Sonuç itibariyle bunu her türlü sorun olarak görüyorsunuz. İşsizlik, istihdam, çarpık yapılaşma, trafik sorunları olarak karşınıza çıkıyor. 90’lı yılların başında Kuşadası Atak Projesi’nin ilk uygulanacağı yerdi. Kuşadası, Bodrum ve Alanya idi.

 Yusuf GÜNEŞ : Atak Projesi  Kapsamındaki Krediyi Kullanamadık

 Ama Kuşadası imar planlarını ilk bitiren yer olduğu için burada uygulanacaktı ama dönemin belediye başkanı rahmetli Lütfü Bey Kuşadası, Güzelçamlı ve Davutlar’ı işin içine katıp KUŞATAK diye bir birlik kurup,91 seçimlerinde de  Doğruyol Partisi iktidara geldiğinde o da Doğruyol’dan seçilmişti, KUŞATAK’ı da Bakanlar Kurulu’ndan onaylatınca biz Atak Projesi kapsamındaki krediyi kullanamadık.

Yusuf GÜNEŞ : 1990’dan Bugüne Bir Arpa Boyu Yol Gidemedik

Kim kullandı, Alanya kullandı. Alanya’nın altyapısı bitti biz hala altyapısını bitirmeye çalışan, hala toplama istasyonları derin deşarj mı olacak bunu tartışan, KUŞATAK var mıydı yok muydu, nerede başladı nerede bitti bunlarla uğraşan bir ilçe olmaktan öteye gidemedik. Bakın 1990-2017. Biz hala KUŞATAK ile alakalı bana göre bir arpa boyu yol gidebilmiş değiliz.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi altyapı Büyükşehir’le beraber ASKİ’ye geçti sanırım. ASKİ şu anda ne yapıyor sizce?

Yusuf GÜNEŞ : Atilla KOÇ Bey “Projeyi Devredin Biz Bakanlık Olarak Bitirelim” Dedi

ASKİ şu anda kucağında ne bulduysa onunla yürüyecek. Bu kaçınılmaz. Çünkü Fuat AKDOĞAN döneminde Fuat Bey Ak Parti’den belediye başkanı iken 2004-2009 döneminde Aydınlı bakanımız Atilla KOÇ Bey “Projeyi devredin biz bakanlık olarak bitirelim” dedi. Kuşadası Belediyesi teslim etmedi. Nedenlerini bilemiyoruz. Atila Bey hayatta, gerekçelerini sorabilirsiniz.

Yusuf GÜNEŞ : Ayıplı Müteahhit İseniz Kimse Size İş Vermez

Yani tren kaçıyor büyük oluyor. Ondan sonra son trenin son vagonuna yapışmaya çalışıyorsunuz. Ayıplı müteahhit dediğimiz bir tabir vardır ya hani, ayıplı müteahhit iseniz, ayıplı müteahhite kimse iş vermez. Kuşadası Belediyesi ayıplı her konuda bana göre. Kullandığınız kredileri doğru kullanamama şeklinde ayıplı iseniz, bu tür yatırımlarda etkili ve yetkin değilseniz, kimse size kredi verme konusunda yardımcı olmaz. Niye versin yani. Bu sonuçta bize sorun olarak yansımaya devam ediyor. Bugün elektriklerin kesilmesinde de o var, kanalizasyonda da o var, içme suyunda da o var. Şimdi elektrikler kesiliyor herkes saydırıyor değil mi?

Yusuf GÜNEŞ : Az Para Ödeyelim Diye Yanlış Beyanda Bulunurduk

Bakın çok basit bir örnekle anlatayım ben size. Eskiden TEDAŞ’a abone olurken  bir kural vardı. Kural şuydu. Evde kaç tane anahtar, kaç tane priz, kaç tane lamba varsa onun sayısı üzerinden çarpılır, bölünür, abone parası ona göre verilirdi. Dolayısı ile hepimiz de az para ödeyelim diye az sayıda elektrik lambasını, prizi bildirip abone olurduk.

Yusuf GÜNEŞ : Beyan Ettiğimiz 1 Sarfettiğimiz 10 İse Altyapı Taşımaz

Şimdi kuyumcu dükkanını düşünün. Bir anahtar bir priz bir lamba bildirdi. Aboneliği aldı. Ondan sonra ne yapıyor. 50 tane spot, 20 tane vitrin aydınlatması, bir de klima. Siz o dönemki siz kurulu güce göre trafo yapıyorsunuz, o güce göre elektrik hattı döşüyorsunuz, kurulu güce göre yüksek gerilim elektrik  ihtiyacını temin ediyorsunuz. Şimdi beyan ettiğimiz güç 1 ama sarfettiğimiz güç 10 ise bugün taşımaz.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi altyapıdan devam ederken altyapı tamamlanmadan uçak batığı projesi yapılmasına ne diyorsunuz? Denizimiz kirli atıklar denize giderken uçak batığı yanlış yatırım eleştirileri var.Siz ne düşünüyorsunuz?

Yusuf GÜNEŞ : Balıkçılığın Gelişmesi için Resiflere İhtiyaç  Var

 Ben çok ilgilendiğimi söyleyemem. Sadece basından ve sizin yayınlarınızdan takip ettiğim kadarıyla bir defa Kuşadası’ndaki akıntı çok güzel ciddi bir akıntı. Kuşadası’nda balıkçılığın gelişmesi için resiflere ciddi anlamda ihtiyaç var. Ama bunun yeri doğru mudur zamanı doğru mudur tercih meselesi. Siyasi erki elinde bulunduranların tercihi diye düşünüyorum.

Yusuf GÜNEŞ : Sonuçta Siyasi Tercih Olduğunu Düşünüyorum

 Ama batırlıdığı yer ne bileyim bizim deniz dibi haritaları açısından doğru mudur, yanlış mıdır onu hidroloji, hidrogrametri açısından doğru mudur yanlış mıdır konusunda  uzman arkadaşların cevap verebileceği bir sorudur  diyebilirim. Ama işin siyasi açısına baktığınızda tercih olduğunu düşünüyorum.

Sedat ÜNLÜ : Biraz eskiye dönersek ilk siyasi hayatınız ne zaman başladı ?

Yusuf GÜNEŞ : Siyasete 1985 Yılında Anavatan Partisi’nde Başladım

 Ben 1985 yılında Anavatan Partisi’ne katıldım. Çok ilginçtir katılma şeklimiz. Burda mühendis odası temsilcisiydim. Dönemin belediye seçimleri sonrasında 1989’a kadar da aktif değildim. Sebebi de şuydu. Yerel seçimler vardı Ali AKKIŞ vardı.Onlarla beraber bir ekip oluşturup, burda yönetime talip olmuştuk. Ben o zaman 8. Sıradan belediye meclisi ne aday olmuştum. Ama Ali Abi’yi aday göstermediler. Orda bir aday değişikliği oldu.

Yusuf GÜNEŞ : O Zaman Siyaseten Tehdit Edilmeye Başlandık

1989 seçimlerinde burada Anavatan 3. Oldu.Ve seçimleri  Lütfi Bey kazandı. SODEP 2.olmuştu. İşte o zaman kazandıktan sonra İmar cezaları kesiyordu. Kim oy vermediyse onların üzerine siyasi şeyler. Biz de bilirkişi gidiyorduk. Hakim kaldırıyordu telefonu mühendis gönderin diye. Biz gidiyorduk Allah’ın doğrusu neyse yazıyorduk. O zaman siyaseten tehdit edilmeye başladık. Projelerimiz ruhsat almamaya başladı. Raporları düzgün yazarsan senin için iyi olmaz gibisinden falan. Sonuç itibariyle temsilciliği bıraktım. Baktım mühendis arkadaşlarım bile sahip çıkmıyor. Ben oradan mühendis odaları temsilciliğinden ayrıldım. Anavatan Partisi’ne girdim. Ondan sonra Anavatan Partisi kapanan kadar bilfiil partiden ayrılmadım.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi Anavatan Partisi sağ parti daha sonra DSP sol parti burada engin BERBEROĞLU ile diyoloğunuzdan ötürü mü DSP oldu?

Yusuf GÜNEŞ :  1995 Seçimlerinde Milletvekili Adayı Olduk

Ben Anavatan Partisi’nde 1994 seçimlerinde de beldiye meclis üyesi seçildim. Engin Bey o zaman belediye başkanı seçilmişti. Orda yaklaşık iki yıla yakın belediye meclis üyeliği yaptım.  O zaman parti politikalarını aktif olarak savunuyorduk. Sonra milletvekili adaylığı teklifi geldi bize. Milletvekili aday adayı olduk. Daha sonra aday olduk.8.sıradan listeye yazmışlardı,1995 milletvekili seçimlerinde. Ondan sonra seçimde parti yönetimde görev almaya devam ettim. Meclis üyeliğinden istifa etmiştik.

Yusuf GÜNEŞ : Siyaseten Düşmanlığa İnananlardan Değilim

Ondan sonraki süreçte ben siyaseten düşmanlığa inananlardan biri değilim. Siyaset hizmet ile yapılır. Kinle siyaset yapılmaz. Sonuç olarak siyaseten bildiğimiz doğruları her zaman söyledik. Engin Bey başkanken de söyledim. Sonra 1999’da Fuat AKDOĞAN kazandı. 1999’da biz tekrar milletvekili adayı olduk. Yine biz listede yer bulduk kendimize. 2002 seçimlerinde ben tekrar Anavatan Partisi’nden tekrar  milletvekili adayı olduk. Ama Fuat AKDOĞAN 2004 seçimlerinde -Ak Parti kurulmuştu o zaman- Ak Parti’ye geçti.

Yusuf GÜNEŞ : Bu Parti Kimsenin Koltuk Değneği Olamaz Dedik

O zaman da bizim genel başkanımız Nesrin Hanım’dı.Cengiz Bey’de genel başkan vekiliydi. Kuşadası’nda Anavatan Partisi’nin Ak Parti’nin koltuk değneği gibi olacağı, Anavatan Partisi’nin Ak Parti’yi destekleyeceği savı ile Ak Parti’ye geçmişti. Partide biz buna karşı çıktık. Sonuç itibariyle dedik,bu parti kimsenin koltuk değneği olmaz.O zaman Nesrin Hanım dedi ki çıkın.100 oy alın sizin oyunuz olsun.

Yusuf GÜNEŞ : 2004 Yılında Belediye Başkan Adayı Oldum

Biz de çıktık aday olduk. Belediye başkan adayı olduk 2004’te. Sonra Engin Bey’de aday oldu. Fuat Bey kazandı Ak Parti’den. Sonra 2009 seçimlerine giderken aday olanlar tekrar aday olmak hakmış gibi davrandığı için, tekrar bizim siyasi bir partiden aday olabileceğimiz konuşuluyordu filan. Ben asla bunu düşünmüyordum.

Yusuf GÜNEŞ : 1994'te İmar Müdürlüğü'nden İstifa Ettim

Sonra bana Engin Bey’den Belediye Meclis’nde beraber çalışıp çalışmayacağım teklifi geldi. Oturduk konuştuk. Benim siyaseten düşüncelerimi o biliyordu. Onun siyasi düşüncelerini ben biliyordum. Nasıl mesleğimin verdiği bilgi birikimiyle, nasıl bir belediyecilik yapabileceğimi o biliyordu. Nitekim 1992’de Güzelçamlı Belediyesi Davutlar’dan ayrıldığında, orayı ben kurdum. Orada imar müdürlüğü yaptık.Sonra 1994’te istifa ettim. İmar müdürlüğünden istifa eden görmemişsinizdir siz.

Yusuf GÜNEŞ : Engin bey ile ikili ilişkilerde de abi kardeş gibiydik.

Dolayısıyla belediyecilik deneyimimde olduğunu görerek beni birinci sıradan açık açıkda reis vekilim olacak şekilde lanse ederek biz öyle seçime katıldık. Engin bey ile biraraya geldiğimizde Engin beyin iadeyi itibar istemesi bunuda gerçekleştirmek konusunda hakikaten ciddi bir tutarlılık görmem asıl etkendi. Ben her zamanda saygı duydum oda herzaman bize saygı duydu mesleğimizden dolayı. Onun dışında Engin bey ile ikili ilişkilerdede abi kardeş gibiydik. Öyledir Engin bey hamiyetlidir yani Kuşadalılar adalıların yerlileri özellikle Engin BERBEROĞLU köprü olsa üstünden geçmemelidir derler öyle düşünüyorum. Yani bugün taksicinin taksisinde,  dolmuş haddındaki dolmuşçunun direksiyonunda Engin beyin hakkı vardır diye düşünüyorum.

Yusuf GÜNEŞ : Siyasilerimizin memlekete hataları ve yanlışları elbette  olmuştur

Evet siyasilerimizin memlekete hataları ve yanlışları olmuş mudur elbette olmuştur. Bunu kinle, kanla, nefretle yıkamak mı gerekiyor hayır. Siyeseten yapılan hataları daha akıllı siyasi manevralarla gidermek mümkün müdür mümkündür. Bunu yapacak kabiliyette ve yetenekte yönetici Kuşadası’nda var mıdır vardır.  Ama bunlar hiçbir zaman bu söylemler ile gelip hiçbir zaman bu suçladıkları insanları suçladığı konularını yok etmek yerine  tam tersine kendileride aynı yolda gittiler diye biliriz yani. Bu benim düşüncem.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi Engin beyin ekibinde diye biliyoruz Behçet ALP şu an Kuşadası spor başkanı oda mı meclis üyesi adayıydı o dönemde listesinde?

Yusuf GÜNEŞ : Bizde beş kişi meclise girmiştik.

Evet bizimle aynı listedeydi. Bizde beş kişi meclise girmiştik. Demokratik Sol partiden daha sonra meclis içerisindeki farklı görüş ayrılığımızdan dolayı onlar Demokratik Sol Parti ilçe başkanıda olmuştu  Behçet bey. Daha  sonra DSP’ den istifa edip bağımsız kaldılar. Sonrasında Behçet bey AKP’ ye katıldı. Engin beyde AKP’ ye katılınca  Behçet bey oradan ayrıldı. Şu anda sanırım Cumhuriyet Halk Partisi üyesi ve Kuşadası kolunda başkan kendisine başarılar diliyorum.

Sedat ÜNLÜ : İstikrarlı buluyor musunuz böyle çok parti değiştirmeyi?

Yusuf GÜNEŞ : Taş bulunduğu yerde ağırdır

Ben insanların tercihlerine saygı duyuyorum. Siyasette şuna inanırım ben; siyaseti bir beka, bir beklenti,  bir makam,  bir mevki için yapıyorsanız bu tip hareketlerin yani çokta yadırganmaması gerektiğini düşünüyorum.  Çünkü Türkiye’ de benzer örnekleri var. Ama siyaseti hizmet amacı ile yapıyorsanız taş bulunduğu yerde ağırdır diye düşünüyorum.

Yusuf GÜNEŞ : Görev istenmez, görev verilir

Tabi belediye meclisleri içerisinde grupların sayıları kadar ihtiyaçlarının seçilmesi hariç. Mesela biz geçtiğimiz dönemde bizim gurubumuzda aday gösterdiğimiz insanları özellikle CHP gurubu seçmemeye gayret etti. İşte imar komisyonunda beni öneriyorlardı seçmiyordu hayır filanı istiyoruz diyordu Esad başkanı. O zaman  diyordu ki; görev verilir diyordu. O ayrı o aritmatik hesapla alakalı birşey. Bunu onunla karıştıramazsın bu şu demek KILIÇDAROĞLU Bülent TEZCAN’ ı anayasa komisyonuna aday gösteriyor AKP diyor ki;  hayır diyor, biz Bülent TEZCAN’ ı istemiyoruz diyor. Efendim  ne bileyim Atilla KARTI istiyoruz gibi bir mantık çıkıyor.

Sonuç itibari ile de hakikatende siz kentte bir ideal yaratabilecek bir sinerji yaratabilecek bilgi birikiminizi bu kentin hizmetine sunabilecek kabiliyet ve yetenekteyseniz heralde sizi birileri bulur, bi yerlere getirir ya da birşeyler önerir. Ama sırf siz çok iyi biliyorsunuz çok yeteneklisiniz çok beceriklisiniz ama siz olmayın sen olma mantığıyla; sen iyisin, aslansın, kaplansın, müthişsin  ama nolur sen olma Anavatan partisi ilçe  başkanı seçildiğinde bu lafları duydu.

Yusuf GÜNEŞ : TBMM’de Yaşadığımız Sıkıntı da Bu

Rahmetli Mehmet SAVCIOĞLU’ nun çok güzel bir lafı vardır. O anlatırdı bu hikayeyi dünyada iki tip insan vardır ; güdenler ve güdülenler. Eğer birilerini güdemeyecekseniz onlarla yürümezsiniz zaten. Yani malesef siyasette bu mantıkla yapıldığı için bugün şu anda yaşadığımız sıkıntıda bu. Parlementoda, TBMM’de yaşadığımız sıkıntı da bu farklı birşey değil. Güdeceğin insanla yürürsün mantığıyla yürütülüyor herşey. Sonuç öyle oluncada siyasette de ticarette de  geldiğinizde söylediğim ilk şeyi söyleyeyim kimse etrafında kendinden iyi bileni istemiyor. Kendinden iyi bilenin gölgesinde kalacağını düşünüyor. O şekilde oluncada iyi bilenler, yetişmiş insanlar, akademisyenler, hepsi siyasetten uzak köşesine çekilmişler. Zaten bugün Türkiye’ nin genel sorunu bu, bana göre. Konuşuyorsunuz, açık oturumlarda izliyorsunuz, ne kadar iyi, kendisini yetiştirmiş insan, konusunda uzman diyorsunuz. Toplumun her kesiminden yetişmiş,  ciddi bir eleman potansiyeli var.

Yusuf GÜNEŞ : Bunlar Ekstrem Örnekler Olabilir

 Bir yarışma programında sizde seyretmişsinizdir. Bir bilgisayar proğramcısı delikanlının Kim 500 Milyar İster de çocukcağız Google’ nın açığını bulmuş biildirmiş ödül vermişler. Bir bankanın açığını bulmuş,  bankanın açığını bankaya bidirmiş,  banka çocuğa hediye olarak bir sinema bileti gödermiş. Çocuk bankanın sitesineden, sinemanın sitesine  girmiş.  Sinemada bütün koltukları rezerve ettirmiş. Bankayı aramış buyrun beraber gidelim demiş. Artı Bilgi Üniversitesi’ne kayıt olacakmış sistem izin vermiyor,  sistemi çökertmiş kendini kayıt yaptırmış. Sonrada  yüzde yüz burslu tanımlamış kendini ondan sonrada üniversiteye gidip demiş ki ben buyum. Üniverste ona orada eğitimini vermiş ve bu çocuk şimdi Amerika’ da Silikon Vadisi’nde işe alındı.

Yusuf GÜNEŞ : Üniversiteler Geçmişteki Köy Enstitüleri Gibi

Ama bu ve buna benzer çok insan  var. Çok icat yapan mucit var. Bu memlekette mantar gibi üniversiteler açmak suretiylede üniversitelerimizin kalitesi düştü diyede konuşuyoruz.  Güncel olarak bana göre her ildeki üniversiteler geçmişteki köy enstitüleri gibi Süleyman Demirel Üniversitesi’ndeki rektörümüzün de bu konuda  dediği doğrudur.

Yusuf GÜNEŞ : Bilgiye Ulaşmak Artık Son Derece Kolay

 Üniversite öğrencilerinden kaynaklanan bir ekonomi oluştu küçük illerimizde. Ama bunun yanında bir sürü öğretim kadrosuda çoğaldı. Ama bakıyorsunuz profösör olmuş nasıl olmuş lisan bilmeden olmuş. İşte başka bir dersten intilaf yapmış, onu eklemiş, kitap yazmış vs vs ister istemez bazı şeyler böyle birbirine karışıp yolundan çıkmaya başladı. Bakıyorsun profösör diğeri de profösör hangisine inanacağın konusunda Allah akıl vermiş. İzleyici olarak onu sen görüyorsun zaten, üniversitedeki gencecik dimağ çocukta görüyor. Çünkü artık herkes okuyor bilgi çağındayız herkesin elinde de bir taplet bilgisayar elimizdeki telefonlar zaten başlı başına bilgisayar. Bilgiyi ulaşmak artık son derece kolay. Hiçbirşey gizli kalmıyor.

Yusuf GÜNEŞ : Bilgisini Paylaşmak İsteyen  İnsanlar Ötekileştiriliyor

 Önümüzdeki çağı faton çağı dedikleri bilgiye  kolay erişilen bir çağa, aydınlanma çağına girmiş bulunmaktasın. Ama sen ülke olarak sanayi devrimini yapamamışsın malesef sıkıntı bu. Dolayısıyla bu kaçınılmaz gerçek olarak sizin gazeteci camiyasından,  bizim mühendis camiyasından,  akedemisyen camiyasından hakikaten,  ya ben hiç bir şey beklemiyorum bilgimi görgümü paylaşayım hizmet etmek istiyorum diyen insanların hepsi öteki öteki ötekileştiriliyor.  Bizde onları yaşıyoruz burada.

Sedat ÜNLÜ : Kuşadası’ ında imar müdürlüğü yapmışsınız, siyasetin içerisindesiniz meslek  birliği başkanlığı yapmışsınız, belediye meclis üyeliği yapmışsınız. Büyük şehir belediye başkanını başarılı buluyormusunuz?

Yusuf GÜNEŞ : İzmir Gaziemir Sarnıç Kavşağı Örnek Alınabilirdi

Aydın’daki ve diğer ilçelerin hizmetleri hakkında fazla bilgi sahibi değilim. Ama Kuşadası’ nı değinecek olursak salı pazarındaki o geçidi şahsen ben Yusuf GÜNEŞ olarak yapmazdım. Kim düşünüp yaptıysa tebrik etmek lazım. Kuşadası gerçeğini hiç yaşamamış bir arkadaş demek ki. Ben harfiyat olarak başladığında şunu düşündüm mezarlık ranpasından girip,  kadınlar denizinden çıkmak. Harika işte bu dedim. Niye? Kadınlar denizinden girerken o kavşaktan aşağıdan yukarı çıkan, yukarıdan aşaya inen sağdan geleni görmüyordu. Diğer türlü olsaydı iyi olurdu. Garajdan gelen, tıpkı örnek olarakta Sarnıç kavşağı. İzmir Gazmiemir’deki battı çıktı.

Yusuf GÜNEŞ : Kazaya Davetiye Çıkarabilecek Bir İmalat

Mezarlıktan girilip stadyumdan çıkılırdı. Boyalık yolundan girildiğinde ben Kuşadası’ ında yaşayan olarak o taraftan geldiğim zaman hangi yola gireceğimi şaşırıyorum. Kuşadası’ nda yaşayanlara ve Kuşadası’ ında bilgi birikimi olanlara sorularak yapıldığını da düşünmüyorum. Oradaki trafik akışının öyle bir kavşağa ihtiyacı olup olmadığının da doğru araştırılmadığını da inanıyorum. Çünkü orada belli bir suratın içinde girerseniz her zaman kazaya davetiye çıkarabilecek bir  imalat olduğu kanısındayım. Üst taraftan kadınlar denizinden geliyorsanız nereye döneceğinizi bilemediğiniz bir hizmet var.

Yusuf GÜNEŞ : Merkezdeki Ağaçlar Keşke Kalsaydı

Aydın meydanındaki büyük havuzu da anlamadım. Keşke o kadar büyük alanda Nevzat abi zamanında 80’ li yıllarda dikilmiş ağaçlar keşke kalsaydı. Ağaç katliyamından Gezi’ den bahsediyorya  insanlar, konuşulduğu zaman.  Geziden fazla ağaç gitti  bakarsanız Aydın’daki meydanda. Görsel olarak çok iyi olabilir Aydın’ ın o müthiş Temmuz – Ağustos sıcağında insanların oturup serinleyeceği bir park şekline dönüşmüş olabilir. Makuldur, mantıklıdır kentin böyle bir parka, meydana ihtiyacı var diye düşünülmüş olabilir. Tercih meselesidir. 

Yusuf GÜNEŞ : Özlem Hanım'ı Cesaretli Buluyorum

Siyasetçilerimiz bu yaptıkları tercihlerin semeresini ne olarak geri alırlar? Oy olarak geri alırlar. Hizmet olarak geri alınıp alınmadığıyla alakalı bakacak olursa geriye dönüp bizim uydu kentimize bakabiliriz. Limana marinaya bakabiliriz. Herkes biR yerlere imzasını atıyor. Ben Özlem hanımı çok cesaretli buluyorum onu ifade edeyim.

Yusuf GÜNEŞ : İdarecilik Budur;Karar Verdin mi Uygularsın

Yani kararlı buluyorum. Kararının arkasında durmasından dolayı başarılı buluyorum. İdarecilik budur aslında karar verdin mi uygularsın. Seninle yürüyen kervanda, kervanı aksatan varsa onu kervandan atarsın. Bu bir hizmetse. Hizmette de amaç yüksek verimlilikve halka hizmetse, yüksek verimliliği elde edemediğin personeli silersin. Vagondan indirirsin aynı yolun yolcusu olmazsın. Aynı ekibin içinde bulundurmaz, arındırırsın. Bu tamamen hem güncel konjektür hemde bakış açısı ile alakalı.

Yusuf GÜNEŞ : Özlem Hanım’ın Yeterli Ve Deneyimli Ekibi Olmadığını Düşünüyorum

Özlem Hanımın şanssızlığı şu ; Özlem hanımında etrafında çok deneyimli ve yeterli ekip olmadığını düşünüyorum.  Hemen hemen her konuda, konuya hakim Aydın’ ın gerçeklerine hakim belki 3 – 5 isim vardır. Çoğunu tanımıyorum. Çoğu yeni isimler, yeni yüzler. Ama hakikaten bu konuda yalnız olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar kurduğu kadroda deneyimli insanlar var isede bilmiyorum bakın kimseyede suizanda da bulunmak istemiyorum kimseyide suçlamıyorum. Ama benim gördüğüm perspektif, çektiğim resim bu doğrultuda.

Yusuf GÜNEŞ : İster İstemez Sizi Bazı Konularda Yalnız Bırakır

İster istemez sizi bazı konularda yalnız bırakır, açıkta kalırsınız. Dolayısıyla bizim belediyelerimizinde, şanssızlığı dedim ya yeni büyük şehir olması. Yeni büyük şehir olunca, büyük şehir yasası ile birlikte Aydın gibi interlantı çok büyük bir ucu Milas, bir ucu izmir olan bir interlantın ortasında çok büyük bir coğrafyaya, hem de engebeli bir coğrafyaya sahip bir yerde belediye başkanlığı yapmak hakikaten kolay değil.

Yusuf GÜNEŞ : İlçe Belediye Başkanları Kendilerini Hala Bulundukları  İlçenin Kralı Görüyor

Ama bunu zorlaştıran diğer neden de; bizim ilçe belediye başkanlarımızın hala kendilerini bulundukları ilçenin kralları görmeleri. Eski belediye yönetimindeki eski belediye yönetimi yetkilerindeki hakları kullanabilme yetkisini kendilerinde görmeleri kavgada orada çıkıyor zaten. Misal ben bunu yaparım yapamazsın büyük şehir yasası var. bu bir uyum meselesi. Saatteki dişlerin çarkları gibi biri akrebi çevirecek biri yelkovanı çevirecek öbürü saniyeyi çevirip beriki takvimi atacak.

Yusuf GÜNEŞ : Hizmet Bütünlüğünün Tamamlaması Önemli

Sonuç itibari ile bunda hizmet bütünlüğünü tamamlaması önemli. Ben Güzelçamlı’ da İmar Müdürlüğü yaptım diye o dönem Güzelçalı’ da aday olan  Mesut YILMAZ gelse seçimi kazanamaz diyordu. Aydın’ da da X ilçesindeki CHP’ li belediye başkanı diyor ki; Kemal KILIÇDAROĞLU gelse kazanamaz ben kazandım,  işte  MHP’li diyor ki BAHÇELİ gelse kazanamazdı ben kazandım, öteki diyor ki DAVUTOĞLU gelse kazanamazdı yada BİNALİ bey gelse kazanamazdı ben kazandım örnek çoğaltılabilir.

Yusuf GÜNEŞ: Hizmetler Değil  Fikirler Çatışmış Oluyor

Bu ben varya malesef ben kazandıktan sonra ben ben ben diye gidiyor. Böyle olunca ötekide ben diyorsa bizim çocukluğumuzda okuduğumuz iki tane inatçı keçinin köprüde yada derenin üzerindeki ağaçtan karşıya önce sen mi geçeceksin ben mi geçeceğim, senin dediğin mi olacak benim dediğim mi olacak, dediğinde aslında hizmetler çatışmıyor fikirler çatışmış oluyor. Halbuki hizmetleri çatıştırmak lazım. Yani bu buraya yapılıyor mu yapılıyorsa daha iyi nasıl yapılır konusunda diyaloğ kurmak lazım.

Yusuf GÜNEŞ : Mesele Ben Dilini Konuşmaktan Değil Ben Demekten Kaynaklanıyor

Mimarlar odasına sorun, mühendisler odasına sorun, mevcut yönetime sorun, şöförler odası başkanını çağırın ona sorun, esnaf odasını çağırın sorun Berkop’ taki insanları çağırın sorun. Birisi sağda oturuyor birisi solda oturuyor,  anne babasına gidemiyor, torun dedesine gidemiyor anyayı konyayı dolaşacak gibi bir yere gidiyor. Şimdi bağırıyorlar diyorlar ki; burayı bir üst geçi mi yapalım? Üst geçitleri bugüne kadar kimler kullandı ki,  yeni bir maliyet üst geçit konuşuluyor. İşte bizim çevre yolunda üst geçitlerimiz var. Tabi  çevre yolumuzda  ayrı bir hikayede. Mesele ben dilini konuşmaktan değil ben demekten kaynaklanıyor.

Sedat ÜNLÜ : Şimdi gerçi görev istenmez verilir dediniz ama gelecekte siyasette düşündüğünüz bir tasarı var mı?  Bu kadar tecrübeyi değerlendirme adına mesela belediye başkanlığı veya tekrar millet vekili adaylığı gibi düşünceleriniz var mı?

Yusuf GÜNEŞ : Siyaset Yapacak Bir Konjektür Görmüyorum

Millet vekili adaylığı süreci bizim yarştığımız dönemlerin çok uzağında. Biz Aydın’ın daha aday olmadan önce bile girmediğimiz köyü, gezmediğimiz ilçesi sokağı, caddesi yoktu. Ve biz hakikaten o zaman Cemal’ de söyleyecektir bunu,  biz siyasetçi falan değildik. Biz siyasi akrabaydık bir aileydik. Hakikaten de hep böyle biri  öne gitsin Anavatan Partisi döneminde onlar yapıldı. Tamam elbette siyasi manevralarla budamalar olmuştur. Ama şu an öyle siyaset yapacak bir konjektür görmüyorum. Şahsi fikrim bu.

Yusuf GÜNEŞ : Teba mı Olacaksın Tabi mi Olacaksın ?

Çünkü ön seçim yok, aday yok,  parti disiplini yok. Teba mı olacaksın, tabi mi olacaksın? Bu zihniyette millet vekili olsan ne olur olmasan ne olur. Görüyoruz işte parlementoda yani. Bir liste geliyor önüne oy veriyorsun seçsen ne olur, seçmesen ne olur. Hepsi ekranın karşısında birbirine atacak kurşunu yok. Ekranın arkasında can ciğer kuzu sarması. Biz gördük bunları. Belediye başkanlığı konusunda da Kuşadası’nda biz aday olduk. Kimse de bana çık Yusuf GÜNEŞ aday ol demedi genel başkanım dışında. Kimse de sen aday oluyorsun da ne kadar masraf ettin, ne yaptın bunun altından ne kaldı, çocuğunu evde ekmeksiz mi bıraktın, evi mi sattın vb sormadı. O dönemde de Kuşadası’ndaki en iyi belediye meclisi bizimdi.

Yusuf GÜNEŞ : 13 Bin Küsur Kişi Sandığa Gelmedi

Kuşadası’nda o seçimde 700 kişi oy kullanmadı. Fuat AKDOĞAN’ın aldığı oy 9800’dü. Engin abinin aldığı oy 8900’dü. 13 bin küsur kişi sandığa gelmedi. 13 bin kişi sandığa gelmiyorsa nemelazım diyor. Nemalazımla insanın başına nuh tufanı gelmiş zaten. Nemalazım diyen insanların üstüne nasıl düşersiniz k. Bunun için insanların egolarından kurtulup, önyargılarından kurtulup bu kentin kurtuluşu için  doğru insanları bulma konusunda irade göstermeleri ile mümkün.

Yusuf GÜNEŞ : Biz Üzerimize Düşeni Yaparız

Böyle bir irade söz konusu olursa biz üzerimize düşeni yaparız. Aklımızın erdiği, gönlümüzün sevdiği, düşüncelerimizin hayata geçirildiği bir ekip ve siyasi yapılanma olursa bizede senden yardım ve destek istiyoruz bu işin içinde olun derse onu o günün konjektüründen konuşurum. Ama bugün şu an bu konuda hiçbir beklentim, hiçbir hareketim, hiçbir aksiyonum olmayacak gibi görünüyor.

Sedat ÜNLÜ : Adalet Partisi tekrar kurulmuş şu an Necdet ÖZ sanırsam genel başkanları. Aydın’da henüz teşkilat kurulmadı o partiyle ilgili herhengi bir şey geldimi size ?

Yusuf GÜNEŞ : Herhangi Bir Siyasi Yapılanma İçerisinde Yer Almayı Düşünmüyorum

Yok hayır. Zaman zaman bize farklı kulvarlardan, farklı kanallardan mevcut oluşacak siyasi yapılar içinden geliyor ama yine aynı şeyi söylüyorum taş yerinde ağırdır. Şu anda herhangi bir siyasi yapılanma içerisinde yer alma konusunda irade sahibi değilim. Haz etmiyorum çünkü yapılanmaları görüyoruz. Son derece basit bir şey var. bakın insanlar konuşuyor konuşuyorlarda geçmişteki söylediklerini unutuyorlar.

Yusuf GÜNEŞ : Oruç Tuttuğumuzla, Bayram Ettiğimiz de Bir Değil

Bugün Deniz Bey çıktı konuşuyor değil mi? CHP başkanlığa karşı ne alternatif sundu bana söyleyebilirmisiniz? Rejim değişiyor parti değişiyor başka. Bu neye benziyor 2009 seçimlerinde felan meydanlara çıkıpta laiklik elden gidiyor derken seçim saatinde dedi ki  onun yatı, ötekinin saati falan filana döndü. Yani eylem ettiğimizle alem ettiğimiz bir değil bizim memlekette. Oruç tuttuğumuzla bayram ettiğimiz de bir değil. 

Devam Edecek..

Röportaj : Sedat ÜNLÜ 

dsc_2294.jpgdsc_2299.jpg

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 11900 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim